'Türkiye bu vandallığa asla boyun eğmez'

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Ekim 2014 14:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Türkiye bu vandallığa asla boyun eğmez'

Cumhurbaşkanı Erdoğan Trabzon'da son günlerde yaşanan sokak olaylarına ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Komiserimize Allah'tan şifalar diliyorum. Az önce bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim, hamd olsun gelişmeler iyi. Emni

Cumhurbaşkanı Erdoğan Trabzon'da toplu açılış töreninde açıklama yaptı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

8. seçimde de Trabzon yine yanımızda oldu. Rabbimiz hepinizden razı olsun.

Cumhurbaşkanlığı dönemimde de Trabzon'u eserlerle tanıştıracağız.

2023 hedeflerimize adım adım ilerliyoruz.

Bölgemiz son derece kritik bir süreçten geçiyor.

TÜRKİYE ETNİK KÖKENİN KARŞISINDA OLMAZ

Türkiye hiçbir etnik kökenin ve ırkın karşısında olmadı. Bizim tarafımız hep barış ve diyalog oldu. Bizi ne ülkemizin belli bir kısmı ne de dünya anlamadı.

PKK'ya karşı çok insanımızı kaybettik. IŞID'e karşı da aynı tavrımızı sürdürüyoruz.

Irak ve Suriye'den kaçan kardeşlerimize de kapıyı açtık. Bu bizim insanlık, vicdani, islami anlayışımızdır.

Katil devlet rejimi estiren Esed buyruğu altında tutamazdık.

Bu güne kadar 4,5 milyar dolar harcadık.

Suriye halkı kardeşimizdir ancak Suriye rejimi terör estirdiği için bizim düşmanımızdır.

Esed'e destek verenler bunun hesabını bu dünyada da diğer dünyada da veremezler.

Yaklaşık 5-6 milyon Suriyeli kendi ülkelerinin dışında yaşıyor.

Çözüm süreci içeride ve dışarıda birilerini rahatsız ediyor.

İçerideki piyonlarını kullanarak sokakları terörize etmek gibi alçakça bir yöntem kullanıyorlar. Başaramayacaklar.

Alçakça bindikleri otobüsü yakıyorlar. Haince bayrağımızı indiriyorlar.

SOKAK OLAYLARI POLİTİKAYI BELİRLEYEMEZ

Türkiye sokak olaylarına göre iç ve dış politikasını belirlemez.

Sokak olaylarından korkup istikamet değiştirecek bir ülke değiliz.

Tuzak çok açık Kobani'yi bahane ederek sokağa çıkıyorlar amaç kardeşliğimizi bahane etmek.

TUZAĞA DÜŞERSEK HEPİMİZ KAYBEDERİZ

Bu tuzağa düşersek millet olarak hepimiz kaybetmiş oluruz.

Bunlar istiyorlar ki Kürt ile Türk birbirinden nefret etsin bunu tarihin hiçbir döneminde başaramadılar, yine başaramayacaklar.

Kobani'yi Türkiye'den başka dert edinen ülke yoktur.

Maskeler denir o maskeler, demek ki sen teröristsin değilsen o maskeyi çıkar.

14 EKİM'DEN SONRA YASAL DÜZENLEME GELİYOR

Bunlara yönelik gerekli adımlar ayın 14'ünden sonra atılacaktır.

Çözüm süreci şımarıklığa boyun eğmek değildir.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde çıkıp barıştan söz edeceksin sonra da sokağa çıkın çağrısı yapacaksın.

Biz sorunların sokakta değil dağda değil siyasetle çözüme kavuşturmak isteyenlerdeniz.

CANIMI ORTAYA KOYDUM

Çözüm sürecine canımı koydum, her ne pahasına olursa olsun son nefesime kadar da mücadele etmeye devam edeceğim.

Çünkü biliyorum bu millet bizimledir.

Bizimle ortak aklı oluşturmak isteyenlerle biz yol yürürüz, her gün maske değiştirenlerle bir yere gidemeyiz.

SAĞDUYU ÇAĞRISI

Öfkesine mağlup olanlar bunların tuzağına düşer.

Bu olaylarda en çok etkilenenler Kürt kardeşlerimizdir.

Onları istediklerini asla vermeyeceğiz. Kardeşlik hukukumuzu, demokrasimizi, ekonomiyi daha da büyüteceğiz.

Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan diyerek yolumuza devam edeceğiz.

yet birimlerimiz bu hainlerin peşine düştü ve hainleri ölü olarak ele geçirdi. diğer sorumluların da yakalanması için operasyonlar devam ediyor.

Bugün aynı zamanda anlamlı bir gün. Seçimin yapıldığı günden, bugün 61'nci gün. 10 Ağustos'ta seçimi yaptık. Şimdi 61'ncü günde bu toplu açılış ve teşekkür ziyaretimiz gerçekleşiyor. Trabzon kendisinden bekleneni en güzel şekilde yaptı. Genel başkanlık ve başbakanlık görevini ifa ederken 8 seçimde Trabzon bizimle olmuş bize en güçlü desteği veren illerimizden olmuştur. Tarihimizde ilk kez halkın oylarıyla doğrudan cumhurbaşkanı seçilirken de 9'ncu seçimlerde Trabzon yine yanımızda oldu.

"TÜRKİYE TARAF DEĞİLDİR"

Yanıbaşımızda Irak'ta Suriye'de kanlı çatışmalar yaşanıyor. Bütün bu hadiseler karşısında biz Türkiye'yi güvenli istikrarlı bir şekilde inşallah güçlendirmeye çalışıyoruz. Bakın bugün buradan tüm ülkeme tüm milletime tüm dünyaya açık açık ifade ediyorum. Türkiye bölgemizde yaşanan çatışmaların hiçbirinde taraf değildir. Türkiye hiçbir mezhebin etnik kökenin yanında yada karşısında değildir. Bütün bu krizler başladığı andan itibaren bizim tarafımız hep barış oldu, diyalog oldu. Hep insanların özgürce ve emniyet içinde yaşamaları oldu. Suriye ve Irak'ta Arap, Kürt, Ezidi, Süryani hiçbir ayrım yapmıyoruz. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdiğimizi hep söyledik söylüyoruz.

Fakat bizi ne ülkemizin belli bir kısmı ne de dünya ülkeleri hala anlamadı, anlamamakta da direnenler var. Bölgedeki tüm terör örgütlerine karşı son derece ilkeli sorumlu bir duruş sergiliyoruz. Çünkü biz ülkemizde 30 yılı aşkın bir süredir bölücü terör örgütüne karşı, PKK'ya karşı çok insanımızı kaybettik.

"HER TEDBİRİ ALDIK"

Şimdi de Irak'ta başlayıp Suriye'de palazlanan ve hala Irak ve Suriye'de terör estiren IŞİD'e karşı da aynı tavrı sürdürüyoruz. Bunun dışındaki terör örgütleri de bizim için tehdittir. Her türlü tedbiri aldık, alıyoruz, alacağız.Çatışmalardan kaçan kardeşlerimize kapılarımızı açtık. 1,5 milyonu aşkın insanı ülkemizde biz misafir ediyoruz. Niye? Bu bizim insani vicdani islami anlayışımızdır. Biz bundan dolayı bunları yaptık.

Onları kurşunların bombaları altında bırakamazdık. Katil, devlet terörü estiren Esad'ın karşısında bırakamazdık. Biz onlara ensar olmaya mecburduk ve bizde bunu yaptık ve hala yapıyoruz. Bugüne kadar 4,5 milyar dolar harcamamız oldu. Şu anda sadece Avrupa'da 130 bin sığınmacı var, avrupa bundan dert yanıyor. Sadece Türkiye'de 1,5 milyon sığınmacı var.

Suriye ve Irak'taki hiçbir etnik köken arasında mezhep arasında ayrım yapmıyoruz. Terör örgütleri arasında, bu iyidir bu kötüdür gibi bir ayrıma asla ve asla gitmiyoruz. İşte bayramın dördüncü günü Gaziantep Islahıye kampındaydım. Oradaki mültecilere hitap ettim. Hepsine kendi ülkelerine dönmeyi söylediğim zaman orada yükselen alkış görülmeye değerdi. Çünkü kimse kolay kolay gurbette evindeki huzuru bulamaz. Sonra çadırları dolaştım. Orada Türkmen ve Arap kardeşlerimiz vardı. Ailece onları ziyaret ettik ve dertleştik. Tabi onların hepsi Türkiye'ye dua ediyorlardı. Siz bizi Esad'ın zulmünden kurtardınız diyorlardı.

"SURİYE HALKI KARDEŞİMİZ"

Şimdi bazı komşu ülkelerin kalkıp da Esad rejimini korumak için hala elinden geleni yapmaları akla ziyandır. Örgüt olarak teröristler olduğu gibi devlet bazında da devlet terörü estireneler var. İşte bunun örneği de Suriye'dir, yönetimidir, rejimidir. Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Ama Suriye yönetimiyle terör estirdiği için sorunumuz var.

250 bine yakın insanı öldüren böyle bir rejime biz nasıl alkış tutabiliriz? Halkı müslüman olan bazı ülkeler Esed rejimine sahip çıkıyorsa bunun hesabını veremezler. Parasal destekten bahsedenler, silah mühimmattan bahsedenler bunun hesabını veremezler. Dürüst olmaya mecburuz. Esad rejiminin kimyasal silahlarla, konvansiyonel silahlarla insanları katletmesinin hiçbir izahı olamaz.

Ve şu anda 1,5 milyon insan bizde, 1,5 milyon Lübnan'da 1 milyon Ürdün'de... Yaklaşık 5-6 milyon Suriyeli kendi evlerinin dışında yaşıyorlar. Şimdi bakın Türkiye'nin bölge meseleleri karşısında ilkeli dik duruşu hem Türkiye içinde hem dünyada bazı çevreleri ciddi biçimde rahatsız ediyor. Büyüyen Türkiye ekonomisi rahatsız ediyor. Demokratikleşme alanında attığımız adımlar özellikle de kardeşliğimzii güçlendirecek çözüm süreci içerde ve dışarda birilerini rahatsız ediyor.

"GEZİ'DE BAŞARAMADILAR ŞİMDİ..."

"Önce Türkiye teröre destek veriyor" diye algı operasyonu yaptılar. Türkiye ekonomisine karşı başlattılar. Başarılı olamadılar. Kredi derecelendirme kuruluşlarını devreye soktular. Başarılı olamayacaklar. Gezi olaylarında başaramadılar 17-25 Aralık darbe girişimlerinde başaramadılar seçimlerde başaramadılar, şimdi de bu kirli oyunlarında başarılı olamayacaklar.

Son bir kaç gündür yaşanan şiddet, vandallık olaylarında maalesef 31 insanımız hayatını kaybetti. Kamu binalarına, yahu bindikleri belediye otobüslerine, kızılayın kan araçlarına bile saldırdılar. Türk bayraklarına bile haince saldırdılar. Atatürk'ün büstünü kırdılar. Ana muhalefet bakıyorsunuz bunlara sahip çıkıyor.

Yine parlamentoda bir parti ne yazık ki bunlarla beraber hareket ediyor. Ana muhalefet partisiyle bu parti tezkere olayında da beraber hareket ettiler. Tezkereye karşı çıkanlar, şimdi Türkiye'nin Kobani'ye asker göndermesini konuşuyorlar. Biz Kobani'den 200 bin insanı içeri aldık. Onların bakımlarını üstlendik. Olay sadece Kobani mi? Olay sadece Kobani'deki Kürt kardeşlerimiz mi? Peki Suriye'deki 250 bin insan öldürülürken, ana muhalefet ve bu muhalefet partisi şimdi ne oldu da bunların sesi çıkıyor?

Ana muhalefetin başındaki zat Esad'ı korumak için mi bu adımı atıyor? Şimdi çıkmış akıl veriyor, sen o aklı kendine sakla. Böyle konuşmak istemezdim bu makamda. Ama bir cumhurun başı olarak bunları söylemek zorundayım.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber