Hayırlı sabahlar Hans!

Haber Giriş : 19 Ağustos 2006 07:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Öğrencilere tavsiye edilen '100 Temel Eser'i her yayınevi kendi ideolojisine göre çevirmiş. Andersen Masalları 'Bir varmış bir yokmuş, Allah'ın kulu çokmuş' diye başlıyor. Heidi'nin dedesi 'Türk' olmuş...

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ilköğretim öğrencileri için tavsiye ettiği '100 Temel Eser'de büyük başıbozukluk var. Bakanlık denetim yapmadığı için eserleri isteyen yayınevi basabiliyor, kitaplarda olayların anlatımı kitabı basan yayınevinin ideolojisine göre değişiyor.
Bir klasik haline gelmiş çocuk kitaplarında kahramanlara Türkçe isim veriliyor. Yabancı yazarların kitaplarında günler 'Hayırlı sabahlar'la başlıyor. Yabancı eserlerde, çevirmenlerin isimlerine de rastlamak mümkün değil.

Anton Çehov değişti

MEB, 2005'te ilköğretim öğrencilerinin okuması için '100 Temel Eser' tavsiye etti. Bakanlık kitapların listesini ilan ettikten sonra yayınevleri bu 100 kitaptan bazılarını basarak öğrencilerin kullanımına sundu. Bu yayınevlerinden biri de Damla Yayınevi. Yayınevi 50 kitaptan oluşan bir set hazırladı. Bu sette yer alan bazı kitapların anlatımlarında sık sık İslami söylemler kullanıldı.

Yayınevinin 100 Temel Eser kapsamında bastığı Anton Çehov'un hikâyelerinin bulunduğu kitaptaki 'Acı' isimli hikâyede Grigoriy, karısına 'Sabret güzelim! Allah'ın yardımıyla hastaneye varır varmaz bu sancılardan kurtulacaksın' diye sesleniyor. 32. sayfada ise Grigoriy şöyle konuşuyor: "Allahım bu ne tipi! Sen ne dersen olur Allahım; ama ne olur bana yolumu kaybettirme..."

Kaval isimli hikâyede 78. sayfada çiftlik kâhyası Meliton ve çoban köylülerde yaşanan değişimi konuşuyor. Meliton değişimi şöyle açıklıyor: "Çünkü çok günah işlemeye başladık. Allah'ı büsbütün unuttuk, onun için... Böyle giderse elbette kötü son gelir... Kendimizi bilmenin, aklımızı başımıza toparlamanın zamanı şimdi."

Pinokyo: Allah rızası için

Oscar Wilde'ın 'Multu Prens' isimli kitabında Miller ve Hans 'Hayırlı sabahlar' diye selamlaşıyor. Kitabın sonunda ise, Kaz, 'Yüce Allahım diye bağırdı sonra da suya doğru koşmaya başladı' cümlesi yer alıyor. Pinokyo kitabı da yer yer değiştirilmiş. 23. sayfada Pinokyo 'Allah rızası' için ekmek istiyor, 39. sayfada ise Ateş Yiyen'e 'Allah sizden razı olsun' diyor. Andersen Masalları-I'de 'Bülbül' masalı, 'Bir varmış bir yokmuş. Dünyada Allah'ın kulları pek çokmuş' şeklinde başlıyor.
Polyanna'nın 15. sayfasında Polly Teyze, Polyanna'ya şöyle bir cevap veriyor: "Benimle böyle konuşman hayret verici. Soruna gelince, Allah'ın bana bahşettiklerinin değerini bilirim."

Bir başka yayınevi Nehir Yayınları da '100 Temel Eser' kapsamında paket halinde 45 kitap hazırladı. Bunlardan Pinokyo'da, Pinokyo'nun marangoz babası Gephetto'nun ismi Galip Dede olarak değiştirilmiş. Galip Dede'nin başındaki püsküllü bere ise sarık olarak adlandırılıyor. Orijinal hikâyede Heidi'nin dedesinin adı Alm iken aynı yayınevinin bastığı Heidi kitabında İsviçre'de yaşayan adamın adı Alp Dede olmuş.

Bandrolden kaçınma yolu

Uzmanlar ve akademisyenler, yayınevlerinin, '100 Temel Eser' adıyla, bandrolsüz basmak için 96 sayfanın altına düşürüp bastığı ve kısalttığı kitaplardan bir hayli rahatsız. Kitap Çevirmenleri Meslek Birliği Yönetim Kurulu üyesi Tuncay Birkan, çevirmen ya da yayınevinin metne katmak istediklerinin 30-40 yıllık çeviri ahlakına uymadığını söyledi. Birkan, şu tepkiyi gösterdi:
"Bu, ideolojik bir çarpıtma. Ayrıca bu '100 Temel Eser'i herkes basıyor. Üstelik basılanların çoğu tam metin değil. Dünyanın her yerinde eserlerin kısaltılmış hali basılıyorsa bu kitabın üzerine not düşülüyor. Ama burada yapılmıyor. Okuyucu kandırılıyor. Anne-babaların dikkat etmesi gerekiyor. Birçok yayınevi '100 Temel Eser'i ticari kaygıyla basıyor. Bu kitaplarda ortada gerçekten bir çeviri yok. Ayrıca kitaplarda kimin çevirisinden alındığı da yazılmalı."

'Kitaplar bir araç'

İstanbul Bilgi Üniversitesi Türk Dili Birimi öğretim görevlisi Nilay Yılmaz da, her yayınevinin istediğini yaptığını ve kitapların anlatımlarının çevirmenin yorumuna kaldığını söyledi. Yılmaz, "Her çevirmen veya yayınevi kendi ideolojisini yansıtırsa, çocuklar ilköğretim yaşında okudukları o kitapları ileride okumak istemeyebilir. Kitapları aldığınız zaman ideolojisiyle birlikte alıyorsunuz. Bir araç gibi kullanılıyor bu kitaplar. Ayrıca kitap, 96 sayfanın altında olunca bandrol gerekmiyor. Bu yüzden asıl metinleri bir hayli kısaltıyorlar."

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber