Müezzinoğlu: Mağduriyetin müsebbibi sokakları kazanlardır

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, "Sivil vatandaşlarımızın mağduriyetinin müsebbibi mayın döşeyenler, sokakları kazanlardır" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Eylül 2015 15:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Müezzinoğlu: Mağduriyetin müsebbibi sokakları kazanlardır

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, terör olayları nedeniyle sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlerde sağlık hizmetinin aksamadan yürütülmesi için sağlık çalışanlarının özveriyle görev yaptığını belirterek, "Orada, sivil vatandaşlarımızın mağduriyetinin müsebbibi mayın döşeyenler, sokakları kazanlardır. Müsebbibi, oraya kamu hizmetlerin gidişini engelleyenlerdir" dedi.

Bakan Müezzinoğlu, KKTC Sağlık Bakanı Salih İzbul ve beraberindeki heyeti kabulünün ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Terör olaylarının bölgedeki sağlık hizmetine etkisi, 'Cizre Devlet Hastanesinden iki uzman hekimin güvenlik nedeniyle ayrıldığı' iddiası ve HDP'li Bakanın 'bir bebek ile 70 yaşında kişinin sağlık hizmetine ulaşamadığı için yaşamını yitirdiği' açıklaması" ile ilgili soru üzerine Müezzinoğlu, güvenlik ortamının sağlıklı olmadığı yerlerde sağlık hizmetinin ideal sunulması beklentisinin yanlışlığına işaret etti.

Müezzinoğlu, "Yolların mayınlarla döşendiği, şehir içinde araçların geçişini engelleyecek şekilde kazıldığı ortamlarda, bizim vatandaşımıza sağlık hizmetlerini arzu ettiğimiz ideal noktada ulaştırabilmemiz mümkün değil" dedi.

Sağlık hizmetinin hak edilen ideal şekilde sunulabilmesinin temel şartının, güvenli ortam olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, "Ortamın güvenliğinde olağanüstü sorunlar varsa tabii ki bir taraftan sağlık çalışanları olağanüstü sorun yaşıyor demektir, diğer taraftan da sağlık hizmeti alacak vatandaşlarımızın da olağanüstü sağlık sorunları yaşaması kaçınılmazdır" diye konuştu.

Bölgede tüm sıkıntılara rağmen başta hekimler ve sağlık yöneticileri olmak üzere özveriyle çalışanlara teşekkür eden Müezzinoğlu, bu sabahki Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi (SAKOM) toplantısında Şırnak, Bingöl ve Muş ile bire bir değerlendirmede bulunduklarını bildirdi.

Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Cizre'de yaşanan olaylara baktığımızda açıkçası sağlık çalışanlarımızın da zorlandığı ama sağlık hizmeti sunumunda da asla bir adım geri durmadığı, duyarlı bir yapıya şahit olduk. Ben onların bir Bakanı olarak teşekkür ediyorum. Onlarla onur ve gurur duyduğumu ifade edebilirim. En ufak bir korku, çekingenlik emaresi göstermeden fedakarca çalıştılar. Ambulans ekiplerimiz ateş altında kaldı, ambulansımıza roketatarla ateş edildi, ekiplerimiz alı konuldu, fotoğrafları çekilerek tehdit edildi ama bütün buna rağmen kesintisiz hizmet verildi. Hatta nöbet değişimlerindeki sorunlar dolayısıyla da uzun süreli hastanede kalarak hizmet vermeye devam edildi. Şu anda Cizre'de 5 uzmanımız görev başında, yanılmıyorsam 18 klinisyen Diyarbakır'dan ilave gönderildi, diğer sağlık hizmeti veren 40 kişilik ekibimiz orada görev başında. Tabii ki zaman zaman nöbet değişimlerinde sorunlar yaşıyoruz ama bütün buna rağmen 'benim nöbetim bitti' diyerek hizmetten geri duran herhangi bir sağlık çalışanımız olmadı."

"Terör bölgesindeki doktorların istifası ile ilgili değerlendirmesi" de sorulan Müezzinoğlu, "İki tane istifa. Tabii ki olağanüstü karşılamamak gerekir. Bu kadar tehdidin, bu kadar olağanüstülüğün, bu kadar acımasız, insanlık dışı terörün olduğu ortamda sağlık çalışanların dimdik duruyor olması şahsen benim, sağlık camiamızın ve milletimizin onurudur" ifadesini kullandı.

-"Algı operasyonu yapılmak isteniyor"

Cizre'de hemşire Eyüp Ergen'in, mesai sonrası evine giderken terörist saldırıya maruz kaldığını ve yaşamını yitirdiğini anımsatan Müezzinoğlu, yaşananları şu sözlerle aktardı:

"Teröristlerce açılan ateş sonucu yaralanıyor. Ambulansımız müdahaleye gittiğinde 14 dakika sonra, ambulans ateş altında bırakılıyor. Sağlık çalışanlarımız yerde sürünerek ulaşmaya çalışıyorlar. Ateş artınca ambulansa geri dönüyor ve ambulanstan hastane tekrar aranıyor. İkinci ambulans yola çıkarken kardeşimizin ailesi ve vatandaşlar bilgilendiriliyor. Vatandaşlarımız, yaralının etrafına çember oluşturuyor. Çember oluştuktan sonra ateş kesiliyor ve ikinci ambulans kardeşimizi alıyor ama 2 saatlik zaman kaybı dolayısıyla arkadaşımız şehit oluyor."

Müezzinoğlu, orada katledilenin bir sağlık memuru ama aynı zamanda "Kürt evladı" olduğunu vurgulayarak, "O bölgenin çocuğu. Bunun insanlıkla bir hak aramayla alakasını aklı ve vicdanı olan hiç kimse izah edemez. Bütün buna rağmen iki ambulans ekibinin oraya gidiyor olması, bir yaralının kurtarılması ve yaşatılması için verdikleri mücadele büyük senaryolar yazılabilecek hadiselerdir" dedi.

Bölgede yaşanan benzer olayları da anlatan Müezzinoğlu, bunların bedelini hizmet alması gereken Kürt kökenli vatandaşların ödediğini kaydetti.

Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün buna rağmen Cizre'deki 66 diyaliz hastası, 8 gün boyunca diyalize gitmeleri gerekiyordu, bu kişilerin hepsi evlerinden alınarak Cizre, Silopi ve Şırnak merkezdeki hastanelere yerleştirilerek diyaliz tedavileri yapılabilecek kadar duyarlı hizmet verildi. O nedenle bir algı operasyonu yapılmak isteniyor. Bir defa teröriste 'terörist' demeyen hiçbir anlayışa, bizim gündemimizde algı operasyonlarına müsaade etmememiz lazım. Biz insanı yaşatmak için varız ama sokakların güvenliği de birinci öncelikler arasında olmalı. Orada, sivil vatandaşlarımızın mağduriyetinin müsebbibi mayın döşeyenler, sokakları kazanlardır. Müsebbibi, oraya kamu hizmetlerin gidişini engelleyenlerdir. Bunlara 78 milyon ülke insanı olarak başta Kürt kökenli vatandaşlarımız olarak el birliği ve gönül birliğiyle tavır koymamız lazım ve bu teröristleri bu topraklardan mutlaka atmamız gerekiyor."

"Bölgede çalışacak gönüllü doktor arandığı" iddialarının da gerçek dışı olduğunu bildiren Müezzinoğlu, "Bu da bir algı yönetimidir. Bizim bütün meslektaşlarımız, mesleğinin gönüllüsüdür. Nerede olursa olsun sağlık hizmeti vermekten yüzde 99,9'umuz kaçmaz" diye konuştu.

-"Ülkenin her karış toprağında siyaset yapmak onurdur"

Bir gazetecinin, "Siyasete ara vermiyorsunuz, tekrar adaylık başvurusu yaptınız. MYK'nın listelerde etkisi olacağı söyleniyor. Başbakan'ın doğu ve batı illeri arasındaki adaylarda değişikliğe gideceği ifade ediliyor. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine de Müezzinoğlu, "AK Parti kurulduğu gün kurucu genel başkanımız olan bugünkü Cumhurbaşkanımız, kamuoyuna üç temel cümle söyledi. Bir, 'AK Parti milletin partisidir', ikinci 'siyaseti milletle beraber yapacaktır' ve üçüncüsü (Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır)" dedi.

Müezzinoğlu, AK Parti'nin siyaset anlayışının bu merkeze oturduğunu vurgulayarak, kendisinin İstanbul'da il başkanlığı yaptığını ve bu ilden milletvekili seçildiğini, ihtiyaç olduğunda da Edirne ve Bursa'ya gittiğini anımsattı.

AK Parti için Türkiye'nin 780 bin metrekaresinin aynı değerde olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"İhtiyaç olursa Hakkari'ye ve Şırnak'a gideriz. 78 milyonun kardeşliği ile ilgili birlik ve beraberliği ile ilgili yol haritamız, milletin, coğrafyamızın tamamıdır ve bayrağımızdır. O bayrak, Edirne'de ne kadar saygın ve nazlı dalgalanıyorsa Hakkari ve Şırnak'ta da o kadar saygın ve nazlı dalgalanacaktır. Bizim derdimiz budur. Oralara gitmeyenler, oralarda siyaset yapmaktan çekinenler, esasında bu ülkenin bugün geldiği noktada da sorumluluklarını kendi vicdanlarında değerlendirmeleri gerekir. O nedenle ülkenin her karış toprağında bu millet için siyaset yapmak bizim için onur ve şereftir. Bu nerede anlamlıysa nerede değer katacaksa biz orada olmaktan mutlu oluruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber