Haberal: Babamın odasına dahi gitmedim

Haberal, Hürriyet'e şöyle konuştu:

SÜRPRİZ OLDU

7 Haziran'da kırgınlık yaşadınız mı?

O zaman kıdem olarak benim için 4'üncü sıra sürpriz değildi. İlk 3'te daha kıdemli isimler vardı. 4'üncü sıradayken çok çalıştım, kazanacağıma da çok inanıyordum. Açıkçası kazanamamak benim için sürpriz oldu. Neredeyse birinci bölgede oyumuzu arttırmadığımız seçim bölgesi kalmadı. Türkiye genelinde de Ankara neredeyse iki puan öne çıktı. Demek ki bir şeyler yapabilmişiz. Bu parti bizim partimiz, milletimin partisi. Bazıları gibi 'Babamın partisi' demiyorum. İkinci sırada olunca bir gevşeme de olmadı, daha fazla çalışıyorum. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin, valiliğin, AKP'nin yasadışı bu işleri takip eden unsurları ne kadar engel olsa da Ankara'nın her sokağında MHP'nin bir bayrağı var.

ARA GAZI DA KONUŞUR

Devlet bey nasıl bir liderdir?

Bir defa dinleyen bir insandır. Karşısına gidin, anlatın, her şeyi dinler. Bu ülkenin her kademesindeki insanlarla çok rahat temas kurabilecek bir karakterde yapıya sahiptir. Bir kamyon şoförüyle kamyonun diferansiyelinden ara gazına kadar hepsini konuşabilir. En önemli özelliği bir hoca. Diğer parti liderleri Meclis'te konuşurken gözlerinin ucuyla Devlet Bey'in tepkisini ölçerler.

EN MUTLU MİLLETVEKİLİ

- Nasıl bir milletvekili olacaksınız?

İlk defa açıklıyorum bunu. Bugüne kadar Meclis'te parti grubuna bir kez dahi gitmedim. Hiçbir milletvekili arkadaşımının odasına gitmedim. 1999'da iktidarda olduğumuz dönemde de gitmedim. 'Bir gün ben MHP milletvekili olduğumda parti grubuna, milletvekili odasına gideceğim' dedim. Babamın odasına da gitmedim. Bence orası bir değer, benim için çok daha değerli olması lazım. O partiden milletvekili olarak o odaya girmeyi hep istedim. Bir ütopya mıydı, güzel bir şeydi, inşallah gerçekleşecek. Orada en mutlu milletvekillerinden biri ben olacağım bu anlamda. Benim için çok önemli bir şeyi elde etmiş olacağım.

KORKU PSİKOLOJİSİ VAR

-Sokaklarda vatandaşın ruh hali nasıl?

Sokaklarda fazlasıyla bir mutsuzluk hali var. Özellikle Ankara'nın göbeğinde patlayan bombadan sonra bu mutsuzluk yerini korkuya bırakmış durumda. 'Türkiye'nin başkentinde, göbeğinde biz bomba patlatırız' mesajı verdiler. Bir korku psikolojisi oluşturdu. İnsanlar metrolara binmeye, alışveriş merkezlerine gitmeye korkuyorlar. Zincir mağazalarında alışveriş oranları son 15 yılın en düşük düzeyine gelmiş durumda. Esnaf 'Abi daha siftahımız yok' diyor. Kamu çalışanı mutsuz, özel sektör mutsuz, esnaf mutsuz, çiftçi mutsuz.

-Katliamda bir devlet zafiyeti görüyor musunuz?

Tamamen devlet zafiyeti. MHP 13 yıldır, 'terörle, teröristlerle oturmayın devlet ciddiyettine uygun hareket edin' diyor. PKK'nın bütün yetkilileriyle devlet görüştü. IŞİD'in bütün yöneticileri Türkiye'de tedavi oldular. Beslediğin IŞİD, geldi Suruç'ta seni vurdu, geldi Ankara'da seni vurdu. Devleti yönetimi bir iki kişinin eline bırakıldı.

SAHTE MİLLİYETÇİLİK

-Başbakan patlama sonrasında oylarını arttırdıklarını ifade etti.

Başbakanın ülke yönetmekten ne kadar uzakta kaldığının göstergesi. Böyle bir olayı kendisine oy olarak tahvil etmeyi düşünmek bile ne kadar kötü bir durumda olduğunun en büyük bir örneği. Bir Başbakan böyle acı bir olaydan, oya tabir yorum çıkartıyorsa, kendisi demek ki halen bu memleketi yönetmeye hazır değil.

BEYAZ TOROS'U AÇIKLA

Beyaz Toros tartışması

Beyaz Torosların ne olduğunu vatandaş bilmiyor, kendileri biliyor. Biz Türk milleti olarak beyaz Toros'tan çıkan anlamın ne olduğu konusunda fikir sahibi değiliz. Çıksın açıklasın beyaz Toros'un ne olduğunu. Suçlamalarla, ülkenin bir bölümünü yok saymakla bu sorunları çözemezsiniz.