Genel Müdürün üstünü çizdiği adamı, Bakan işe aldı

Mehdi Eker'in hemşehrisi olmak varmış

Takvim'de perşembe günü okudunuz. Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker'in Bismilli hemşehrileri daha zeki oldukları için sınavlarda ezici üstünlükle rakiplerine nal toplatmış.

Sınava giren 320 kişide, Bismillli sınav kazanan sayısı 280 kişi.

Zeki oldukları bakan çıkartmalarından belli zaten.

Ancak Mehdi Eker'in başka vukuatları da var.

Yarış Dünyası isimli atçılık ve yarışçılık dergisinde ilginç bir yazı okudum.

Burada yazanlara göre, Türkiye'nin çeşitli hipodromlarında çalıştırılmak üzere geçenlerde sınavla handikaper alınacakmış.

Ne iş yapar handikaper?

At yarışlarında atların koşulara katılacağı sıkletleri tespit eder.

Önemli adamlardır yani handikaperler. Yarışların kaderini belirlerler.

Handikaper sınavının bir bölümü sözlü mülakat.

Bu mülakatta komisyon başkanlığı yapan adam da öyle eften püften biri değil.

Tarım İşletmeleri Genel Müdürü İsmail Hakkı Sayın.

Yediğimiz, içtiğimiz her şey nihayetinde ondan geçiyor.

İsmail Hakkı Sayın'ın önüne sözlü mülakatta bir aday gelmiş.

Sayın, handikaperlikle ilgili çok basit sorular sormuş.

"Handikap nedir?", "Handikaper?" kimdir gibi.

Aday boş boş yüzüne bakmış TİGEM Genel Müdürü'nün.

"Niye cevap vermiyorsun evladım?" diye sorunca da küstah küstah yanıtlamış:

"Bana niçin soru soruyorsunuz. Beni buraya kimin gönderdiğini bilmiyor musunuz?"

Bu yanıt üzerine adayın isminin üstünü çizmiş komisyon başkanı.

Aradan bir zaman geçmiş ve sınavları kazanan ve kurslara giden handikaperler görevlerine başlamış.

Bir bakmış ki İsmail Hakkı Sayın, ismini çizdiği aday bizzat bakan tarafından handikaper olarak atanmış.

Bunun üzerine, TİGEM Genel Müdürü istifasını vermiş.

Ancak Bakan Mehdi Eker istifayı kabul etmemiş.

Sonrasında ise birlikte çıkılan ballı bir ABD seyahati olayı soğutmuş.

At yarışı camiasındakiler bir hayli tepkili.

Diyorlar ki: "Handikaperlik çok zor iştir. Bakan Bey bu işi basit sanıyor. Hatta atçılıktan hiç anlamıyor."

Anlayacağınız, Tarım Bakanlığı'nda işler böyle "Al gülüm ver hemşehrim" devam ediyor.