'Gizli bilgi ve belge bulundurma davası'nda sona doğru

İzmir merkezli 18 ildeki "Paralel Devlet Yapılanması" operasyonuyla yeniden gündeme gelen, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi hakkında "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davada, 2,5 yıllık süreç geride kaldı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Kasım 2015 13:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Gizli bilgi ve belge bulundurma davası'nda sona doğru

İzmir merkezli 18 ildeki "Paralel Devlet Yapılanması" operasyonuyla yeniden gündeme gelen, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 kişi hakkında "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" suçlamasıyla açılan davada, 2,5 yıllık süreç geride kaldı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 2010 yılında başlatılan ve yaklaşık 3 yıl süren soruşturma kapsamında 49'u muvazzaf asker toplam 93 kişinin tutuklanmasına karar verildi.

Soruşturma kapsamında, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele de 15 Eylül 2012'de tutuklandı. Kösele, 10 gün süren tutukluluğunun ardından, avukatının itirazı sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Soruşturmayı yürüten Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç, yaklaşık bin 937 sayfa ve 315 ek klasörden oluşan iddianameyi 22 Ocak 2013'te tamamlayarak, "askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında dava açtı.

Kılınç, iddianamede, aralarında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu 196 müşteki ve 831 mağdurdan birçoğunun suç örgütü tarafından fişlendiğini ileri sürdü.

Sanıklardan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile N. K. hakkında ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'', ''kişisel verilerin kaydedilmesi'' ve ''devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek'' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl hapis cezası istenen iddianamede, Koramiral Veysel Kösele hakkında ise ''suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak'' ve ''yasaklanan bilgileri temin etmek'' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edildi.

- Sanıklar: "Komploya maruz kaldık"

TMK 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinde 16 Nisan 2013'te görülmeye başlanan ve duruşmaların mahkeme salonuna dönüştürülen İzmir Adliyesi Sosyal Tesisler Konferans Salonu'nda yapıldığı davada, sanık ve avukatları, davanın Anayasa'ya aykırılığı yönünde itirazlarda bulunup, mahkemenin yetkisizlik ve görevsizlik kararı vermesini talep etti. Atilla Rahman başkanlığındaki mahkeme heyeti, bu talepleri reddetti.

TRT spikerleri Murat Cancanbay ve Oktay Durna'nın 4 hafta süren iddianamenin okunmasını tamamladıktan sonra savunması alınan sanıklar, soruşturmanın ABD'den "bir amaç doğrultusunda gönderilen" isimsiz bir elektronik posta sonucu başlatıldığını savundu.

İddianamenin temel aldığı "Pandora" veri tabanının ve diğer ele geçirildiği iddia edilen dijital imajların, usule ve hukuka uygun şekilde ele geçirilmediğini, bu verilerin kendilerine ait olmadığını, komploya maruz kaldıklarını, "birileri" tarafından kurulan "kumpas" sonucu evlerine ya da iş yerlerine yerleştirildiğini belirten sanıklar, kim ya da kimler tarafından oluşturulduğu belli olmayan "Pandora" veri tabanında isimlerinin bulunması nedeniyle suçlu gösterildiklerini, iddianamede üzerilerine atılı suçlamalara dair tek bir somut delilin bulunmadığını, iddianamenin varsayımlara dayanarak oluşturulduğunu ifade ederek, beraatlerini talep etti.

Duruşmaların 24 Mayıs 2013'e kadar aralıksız devam ettiği davada, mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini oy çokluğuyla reddetti.

Temmuz ve kasım aylarında görülen duruşmalarda, 20 sanığın tahliyesine karar veren mahkeme, diğer sanık ve avukatlarının bir üst mahkeme olan Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesine itirazları sonucunda da 2014 yılı ocak ve şubat aylarında 44 sanık tahliye edildi ve davada tutuklu sayısı 5'i muvazzaf asker olmak üzere 15'e düştü.

- Ek iddianame hazırlandı

Dava kapsamında 5 Temmuz 2013'te gerçekleştirilen duruşmada, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Sedat Erbaş ve Hüseyin Alabay, tüm sanıklar yönünden yeni suç unsurlarının tespit edildiğini iddia ederek, sanıkların "Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama" suçundan TCK 329/1-2. maddeleri, "Yasaklanan bilgileri açıklama" suçundan ise TCK 336/1-2. maddeleri uyarınca 8 ila 30 yıl hapis cezası istemiyle de yargılanmalarını talep etti.

TMK 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç, hazırladığı ek iddianamede, 357 sanığın 134'ü hakkında "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme", "yasaklanan bilgileri temin etme", "yasaklanan bilgileri açıklama", "kişisel verileri kaydetme" suçlarından 3 yıldan müebbete ek hapis cezaları istedi. Ek iddianame, 25 Şubat 2014 tarihinde mahkemece kabul edilerek, ana dosyayla birleştirildi.

- Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması

TMK 10. maddesi uyarınca kurulan ve kamuoyunda "özel yetkili mahkemeler" olarak bilinen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmasına ilişkin düzenlemeyi de içeren "Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"u onaylamasının ardından, HSYK tarafından İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "gizli bilgi ve belge bulundurma" davasının 5 Nisan 2014'ten itibaren İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesine karar verildi. Davanın 2013/9 olan dosya numarası da 2014/100 olarak belirlendi.

- Davada tutuklu sanık kalmadı

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde Orhan Kızıltaş başkanlığında devam eden duruşmalarda, temmuz ve kasım aylarında verilen ara kararlarla 5'i muvazzaf asker olmak üzere 15 sanığın adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı şartıyla tahliye edilmesiyle davada tutuklu sanık kalmadı.

20 Ekim 2014'te görülen duruşmada ise Milli Savunma Bakanlığının müdahillik talebi, "suçtan zarar görme ihtimali bulunduğu" gerekçesiyle kabul edildi.

- Duruşma 8 Şubat'ta

Son olarak 12 Ekim'de başlayıp 23 Ekim gününe kadar duruşmaların devam ettiği davada, sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalara katılan polis memuru ve amirleri ile hazırunlar tanık sıfatıyla dinlenildi.

Ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, bazı sanıklar hakkında çıkarılan yurt dışı çıkış yasağına ilişkin adli kontrol kararlarının kaldırılması taleplerini reddedip, dijital materyallerle ilgili düzenlenecek teknik bilirkişi raporunun beklenmesine karar vererek, duruşmayı 8 Şubat 2016'ya erteledi.

Sanık avukatları, bilirkişi raporları ve DNA testlerinin sonuçlarının gelmesiyle davada karar verme aşamasına yaklaşıldığını bildirdi.

"Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY)", Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki mensuplarını öne çıkarmak için terfi sıralamasındaki rakiplerine yönelik sahte deliller oluşturarak kumpas kurmasıyla ilgili, "askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" davasının soruşturma sürecinde, terör örgütünün yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda taraflı ve kasıtlı olarak usulsüzlükler yaptıkları, bu davanın şüphelilerini kamuoyunda itibarsızlaştırılarak devlet bürokrasisinden ve TSK'dan tasfiyesini amaçladıkları iddiasıyla İzmir merkezli 18 ilde operasyon düzenlenmiş, aralarında polis memuru ve mülkiye müfettişlerinin de bulunduğu 57 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartılmıştı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber