'Himmet ile terörizme finansman sağlandı'

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) finansal destek sağlamakla suçlanan 5 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, sanıkların "himmet" adı altında para toplayarak "Terörizmin Finansmanı Hakkındaki Kanunu" ile "Yardım Toplama Kanunu"na muhalefet ettikleri belirtildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Ocak 2016 11:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Himmet ile terörizme finansman sağlandı'

Başsavcılığın, FETÖ'ye "himmet" adı altında finansal destek sağladıkları gerekçesiyle 5 kişi hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma", "Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Hakkındaki Kanuna muhalefet" ve "zimmet" suçlarından hazırladığı iddianame, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede sanıklar Kenan Ünal, Mesut Güneş, Mülazım Ünal, Mustafa Erkul ve İlker Kılgöz'ün atılı suçlardan 21 yıl 3'er aydan 46'şar yıla kadar hapisleri talep edildi.

İddianamede, sanıklardan Ünal'ın "Fetullahçı Terör Örgütlenmesinin Keçiören müteahhitler abisi olduğu" savunuldu. Ünal'ın, diğer şüphelilerle "mütevelli heyeti" oluşturduğu bildirilen iddianamede, sanıkların, esnaf ve iş adamlarından "öğrenci bursu", "zekat", "himmet", "yardım" adı altında para toplayarak, örgütü finanse ettikleri anlatıldı.

Kenan Ünal da toplanan kaynağın önce Moğolistan'daki "örgüt okulları ve kurumlarına", sonradan Afrika'daki okullara gönderildiğine yer verilen iddianamede, "himmet" adıyla toplanan paranın miktarının kesin olarak belli olmadığı bildirildi.

Sanıkların, paraların önemli kısmını da mal varlığı olarak ellerinde tuttuğu aktarılan iddianamede, sanıkların, "yardım toplama izni olmadan para topladıkları" ifade edildi.

İddianamede, 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nun 28. maddesinde, "Yardım toplama faaliyetinde elde edilen mal ve paraları zimmetine geçiren kişi kamu görevlisi olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ceza Kanunu'nun zimmet suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır" denildiğine dikkat çekildi.

"Sanıkların, hiçbir faaliyet izni olmadan 2000'lerin başından itibaren 2015'e kadar yardım topladıkları, elde ettikleri mal ve parayı harcadıkları yeri açık ve kesin şekilde ispatlayamadıkları" ifade edilen iddianamede, "sanıkların, örgüt adına topladıkları mal ve paraları zimmetlerine geçirip, şahsi mal varlığı olarak kullandıkları" öne sürüldü.

İddianamede sanıkların "FETÖ üyesi oldukları" savunuldu. Sanıkların, örgüt amacına yönelik toplantılar yaptıkları, gelirlerin nasıl sağlanacağı, kimlerden alınacağı gibi konuları karara bağladıklarına, örgüt adına sistemli ve sürekli faaliyet yürüttüklerine yer verilen iddianamede, "Kenan Ünal başkanlığında bir araya gelen örgüt üyelerinin, esnaf ve işadamlarından toplanan yüklü miktarda parayı, örgütün belirlediği ülke ve yerlere göndererek, silahlı terör örgütünün amacına yönelik faaliyet yürüttükleri" bildirildi.

Örgütün okul, dershane ve yurtlarını finans toplamak için kullandığı aktarılan iddianamede, sanıkların aynı zamanda, eylemleriyle "terörizmin finansmanı" suçunu işledikleri vurgulandı.

- ABD'ye para transferi

İddianamede, sanıklardan Kenan Ünal'ın, bir banka aracılığıyla "şüpheli havale" işlemleri yaptığı, kendine ait hesaba da "şüpheli havaleler" yapıldığı, Ünal'ın, yurt dışındaki The Respect Institute Inc. isimli kuruluşa 9 bin 995 ABD doları gönderme talimatı verdiği bildirildi.

MASAK analiz raporunda, ABD'de faaliyet gösteren bu kuruluşun, "Gülenist kuruluş" olarak geçtiğine ve "buraya para gönderen kuruluşların ve şahısların temel ortak noktasının, Fetullah Gülen cemaati içerisinde yer almaları olduğuna" dikkati çekildi.

İddianamede, bu kuruluşun ABD'deki banka hesabına, 7 Şubat 2013 ile 6 Haziran 2014 arasında 147 farklı kişi tarafından 2 milyon 112 bin 332 ABD doları gönderildiği kaydedildi.

- Himmet

İddianamede "Himmet" ayrı başlık altında değerlendirildi. "Himmet"in kelime anlamının "yardım" ve "çalışma" olduğuna işaret edilen iddianamede, "Fetullahçı Terör Örgütü literatüründe ise himmet, cemaat mensuplarının kafaladıkları zengin kişilerle mutad zamanlarda bir araya gelerek, o günün ve yapılacak hayırların öneminin vurgulanmasının ardından 'metafizik gerilim etkisi' altında 'yarı açık artırma düzeni'nde, maddi ve bazen manevi vaatlerde bulunmaktır" denildi.

Fetullah Gülen'in, taraftarlarına yaptığı konuşmalarda, himmet konusuna değindiğine vurgu yapılan iddianamede, Gülen'in, örgütün ayakta kalması ve faaliyetlerine devam etmesinin ancak mali kaynakla mümkün olacağını belirttiği anlatıldı.

İddianamede, "Terör örgütü kuran ve yöneten Fetullah Gülen'in geliştirdiği örgüt literatüründe kavram, diğer dini terimler gibi istismar edilerek, amacından saptırılıp ve tamamen maddiyata dökülerek, örgütün mali olarak ayakta kalması için haram, helal demeden, toplanan ekonomik değerleri (mal, para, bina, tarla, arazi, arsa, diğer her türlü maddi menfaat) karşılıksız ele geçirmek anlamında kullanılmaktadır" ifadesine yer verildi.

FETÖ/PDY'nin, kuruluşundan itibaren toplumun dini duygularını suistimal ederek, "himmet" adıyla topladığı finans kaynağıyla yurt içi ve yurt dışında faaliyete geçirdiği birimlerde amaç ve ilkeleri doğrultusunda öğrenci yetiştirdiği ve kamu ile özel sektöre yetiştirilen örgüt üyelerini yerleştirdiği belirtilen iddianamede, örgütün insan kaynağı, finans ve siyasi gücünü örgütsel menfaat ve ideolojisi için kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal kurumlarını ele geçirmeye çalıştığı kaydedildi.

-"Baskı ve tehdit"

Kamu ve özel sektördeki evli örgüt mensuplarının maaşlarının yüzde 10, bekarların maaşlarının yüzde 15-20'sinin "himmet" olarak alındığına yer verilen iddianamede, "himmet" vermek istemeyen veya ihtilafa düşenlerin, çalıştıkları yerlerden "organize" şekilde uzaklaştırıldıkları veya baskı ve tehditle "himmet" vermeye zorlandıkları anlatıldı.

Toplanan paralarının yüzde 10-15'inin "Kutsal Hoca Payı" olarak doğrudan Pensilvanya'ya, Gülen'e gönderildiği aktarılan iddianamede, "bu paranın ne amaçla, ne şekilde kullanıldığını sadece Gülen'in bildiği, bunu hiçbir örgüt mensubunun sorgulayamadığı" ifade edildi.

İddianamede, "şahsi servet olarak el altında tutulan paranın, örgütün merkezindeki kutsal-muhterem kabul edilen hocanın masrafları, ABD'de Türkiye aleyhine faaliyet gösteren lobiler, basın-yayın kuruluşları, seçimlerde desteklenen adayın kampanyası ve çalıştıkları örgütler için harcandığı" kaydedildi.

Kamuda çalışan personelin anlaşmalı bankalardan aldıkları promosyon paralarının da "himmet" adıyla toplanarak, örgüte gönderildiği bildirilen iddianamede, "himmet" toplama yöntemlerinden birinin de örgütün basın yayın kuruluşlarına abonelikle gerçekleştirildiği, çoğu zaman gazete ve dergi gönderilmeden, yıllık abonelik ücretinin tahsil edildiği belirtildi.

"Kurban Bayramlarını istismar eden örgütün, kişilerden kurban bedeli olarak para toplayıp, himmet okyanusuna aktardığına" yer verilen iddianamede, şöyle denildi:

"Kuşkusuz kişilerin iradesi ifsad edilmeden, yetkili idarenin izni ve yardım edenin rızası ile toplanan ve hayır amaçlı harcanan paraların hukuka aykırı hiçbir yönü yoktur. Ancak FETÖ'nün, yardım toplama ile ilgili mevzuata aykırı olarak, gizlice, ömür boyu süren, dinen zorunlu bir vecibe gibi göstererek, kişinin rızasına dayanmadan ve kişinin özgür iradesi baskı altına alınarak, manevi cebir ve zorlama ile abonelik ücreti, zekat, kurban bedeli, banka promosyonu ve himmet adıyla para ve mal topladığı, havuza biriken paranın hayır amacı dışında ticari şirketlere, holdinglere, bankaya aktarıldığı, bu şekilde himmet olarak toplanan paranın amacı dışında kullanılmasının haksız, dine, ahlaka ve hukuka aykırı olduğu düşünülmektedir."

- Suçlamaları reddettiler

İddianamede, sanıkların soruşturma sırasında verdikleri ifadeler de özetlendi. Buna göre sanıklar, ifadelerinde suçlamaları reddetti, "Fetullah Gülen ve örgütüyle ilgileri bulunmadığını" söyledi.

Sanıklardan Kenan Ünal, müteahhit olduğunu bildirerek, "mütevelli heyeti oluşturdukları, toplantı yaptıkları, esnaftan himmet topladıkları" yönündeki iddiaları kabul etmedi. Herhangi bir örgütle bağlantıları olmadığını savunan Ünal, yaklaşık 10 kez gittiği Moğolistan'a para götürmediğini kaydetti.

"ABD'de ilahiyat kürsüsü olarak bildiği kuruluşa 10 bin dolara yakın bağışta bulunduğunu" ifade eden Ünal, ticari faaliyeti nedeniyle Kamerun'a para gönderdiğini, Tanzanya'ya da satabileceği malzeme olup olmadığını araştırmaya gittiğini öne sürdü.

Sanıkların yargılanmasına gelecek günlerde başlanacak.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber