Anayasaya 4. güç medya yazalım

ANKARA Milliyet

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na Türkiye'ye özgürlükçü demokrasiyi getirebilmek için 10 maddelik bir çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı 10 madde içinde medya ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğünün Anayasal güvenceye alınması ile darbe hukukunun arındırılması ve anayasa değişikliği yer alıyor. Kılıçdaroğlu, 35. Olağan Kurultay'ın ardından belirlenen ilk Parti Meclisi toplantısındaki konuşmasına işadamı Mustafa Koç, yazar Tahsin Yücel ve eski milletvekili Kamer Genç'i anarak başladı. Kılıçdaroğlu, özetle şunları kaydetti:

ÖDÜNSÜZ BİRİSİYDİ: Yakınları haber gönderdiler, 'Kamer Genç pazar gününe yetişmeyebilir'. Toplantıları iptal edip hastaneye gittim, son görüşüm oldu. siyaset dünyamızın en renkli kişilerinden birisiydi. Rüzgara karşı yürüyen birisiydi. Dik durmasını bilen, ödünsüz, düşüncelerini rahatlıkla açıklayabilen birisiydi.

DEMOKRASİYİ GETİRME NİYETİ YOK: Ülkemiz demokrasi açısından kan kaybediyor. Bir ülkenin başkan yardımcısı gelip, yanına büyükelçiyi alıp demokrasinin erdeminden söz ediyorsa hepimizin şapkamızı önüne koyup düşünmesi gerekiyor. AKP'nin demokrasiyi getirme gibi niyeti de, niyet beyanı da yok.

SOPALI DEVLET İSTEMİYORUZ: Elinde sopa olan devlet istemiyoruz, halkına hesap veren bir devlet istiyoruz. Elinde sopa olan devlet, ortaçağ devletidir. Hiç kimse yargıya güvenmiyor. Büyük binaların üzerinde adalet yazıyor, içinde adaletin olmadığı saraylar yaptık. Geçen gün bir AKP'li belediye başkanı soruyor, hangi hakime gideceğim diyor, dön bu soruyu kendi iktidarına sor.

AÇIK ÇEK VERİYORUZ: Darbeciler yasa yaparken kendi geleceklerini düşünüyorlar. Seçim Yasası, Siyasi Partiler Yasası kaldıralım, yenisini çıkaralım, önümüzde engel ne? Milli iradenin önüne niye baraj koyuyorsunuz? TBMM'nin üzerinde vesayet var, gelin kaldıralım. Size açık çek veriyoruz.

MEDYA ÖZGÜR OLMALI: Hem demokrasi diyeceksiniz hem düşüncesini açıklayan insanları suçlayacaksınız. Düşüncemi söylyorum, kapı gibi duvar çekiliyor önüme. Düşünceyi ifade özgürlüğünü ülkemize getiremezsek nasıl uygar dünyanın parçası olacağız. Bir ülkede medya özgür değilse, halk özgür değildir. Gelin anayasada üç büyük güçten sonra dört, medya diyelim. Bir yayını yasaklamak, bir dünya görüşüne yasak getirmek 21. yüzyıl Türkiyesi'ne yakışmıyor.

NİYE KAN AKSIN?: Kendi sorunlarımızı kendimiz çözmek zorundayız. 30 yıldır sorun var, toplumsal uzlaşmayla çözelim. Niye kan aksın bu ülkede? Devlet bütün vatandaşlarına eşit davranmak zorundadır. Gelin din ve vicdan özgürlüğünü anayasal güvence altına alalım.

SOSYAL DEVLET VURGUSU: Bir ülke 21. yüzyılda vahşi kapitalizme terk edilemez. Bir ülkenin ekonomisi rant üzerine inşa edilemez. Adına sosyal devlet dediğimiz kavram üzerinde devletin yücelmesi gerekir. Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen kurallarından biri budur.

KAPIMIZ AÇIK: Davutoğlu, 10 maddeyi aynen kabul ederiz diyorsa kapımız açık. Bu ülkeye özgürlükçü demokrasiyi getirelim. Kimse kimseyi üzmesin. Biz açık çek veriyoruz. Milletvekili sayımız belli. Bu düşünceler doğrudur diyorsanız, kanun tekliflerini de siz verin, sizin eseriniz olsun, biz de desteklemiş olalım.

ERDOĞAN'A CEVAP VERDİ: Karnım ağrımıyor

AÇIKLA KARDEŞİM: Cumhurbaşkanı'yla aramızda özel bir tartışma var. Muhtarlar toplantısında kullanmaktan utanacağım sözcükleri kullandı. Eleştirilerimin içinde hakaret yoktur. Kişi kendi iç dünyasında nasılsa o, diline vurur. İç dünyası demek öyle. Benimle ilgili, 'Aslında bu zatın asıl karın ağrısını da ortaya dökerim ama bu konuları hicap duyuyorum' dedi. Kendisine salı gününe kadar izin veriyorum, karın ağrısı işini bir açıkla kardeşim. Benim karnım ağrımıyor. Ama senin karnının ağrımasını da istemem. Salı gününe kadar açıkla, karın ağrısını gider, ben salı günü hepsinin cevabını vereceğim. Tek tek belgeleriyle. Konuşurken öyle karından atma yok. Ona da diyorum. Karın ağrısı çekme, salı gününe kadar açıkla, biz de öğrenmiş olalım, bakarsın salı günü ben sana teşekkür ederim, açıkladığın şeyler önemliydi derim. Açıklamazsan salı günü cevabını alacaksın.

'Çocuklara bomba atıyorlar'

"Bir okulun bahçesine el yapımı bomba atıldı. Bunlarda vicdan, ahlak yok. Terörün acımasızlığını görmek istiyorsanız, okulun bahçesine atılan el bombasına bakacaksınız. Hangi ahlak, hangi inanç, hangi amaçla bir okulun bahçesine el bombası atıyorsunuz. Çocuklardan ne istiyorsunuz? Okulun bahçesine bomba mı atılır? Küçücük çocuklara bomba atıyorsunuz, onların kanlarıyla besleniyorsunuz. Okulun müdürünü aradım. El yapımı bir bomba, içinde cam kırıkları var, cam kırıklarından çocuklar yaralanmış. İnsan aklının almayacağı bir şey. Terörün acımasızlığını görmek istiyorsunuz, o çocuklara yapılan saldırıyı görmemiz gerekiyor."