Başbakanın telefonlarını dinlemeyi kim emrediyor?

"Bu ülkenin cumhurbaşkanın, başbakanın telefonlarını dinlemeyi kim emrediyor, hangi cemaatin, hangi tarikatın, hangi dini hassasiyeti olan grubun işine yarar, başbakan, bakan ne konuşuyor. Tefsiri daha iyi yazmak için mi lazım, hadisi daha iyi anlatmak için mi lazım? Yoksa okulda daha iyi eğitim vermek için mi lazım?"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Nisan 2016 17:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Başbakanın telefonlarını dinlemeyi kim emrediyor?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Avrupa Konseyine 47 ülkenin üye olduğunu belirterek, "Bu 47 üye ülkenin neredeyse tamamında cumhurbaşkanına, devlet başkanına hakaret suçtur." dedi.

Bozdağ, AK Parti Yozgat İl Başkanlığı tarafından Yozgat Belediyesi Büyük Sinema Salonunda düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kente yapılan yatırımların hepsinde AK Parti kadrolarının imzası olduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a içeriden ve dışarıdan el birliği ile olumsuz kampanya yapıldığını vurgulayan Bozdağ, "Avrupa Konseyine 47 tane ülke üye bu gün. Bu 47 üye ülkenin neredeyse tamamında cumhurbaşkanına, devlet başkanına hakaret suçtur. Peki Avrupa Konseyi bu güne kadar bu ülkelerin herhangi biriyle ilgili böyle bir görevlendirme yaptı mı? Yapmadı. Ama Türkiye'ye gelince yaptılar." diye konuştu.

Ne yaparlarsa yapsınlar milletin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a olan muhabbetini yok edemeyeceklerini belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Allah'ın sevdiğini milletin sevmesine engel olamayacaksınız. Uğraşsınlar dursunlar, bugüne kadar pek çok kampanyalar yapıldı, netice alınamadı. Ben bundan da bir netice alınamayacağını buradan bir kez daha ifade etmek istedim. Büyük bir kampanyayı ahlaksızca, hukuksuzca, insafsızca yürütüyorlar. Onları deşifre etmek, onları milletimize göstermek için bunu burada yapma gereği duydum. Tabi şimdi konu Anayasa Mahkemesinde. Anayasa Mahkememiz ne kadar verecek hep beraber onu göreceğiz. Ama milletin bu noktada kararı çoktan nettir.''

Türkiye'nin zor bir coğrafyada yer aldığına dikkati çeken Bozdağ, doğu, batı, kuzey ve güneyde her tarafın yangın yeri olduğuna işaret etti. Bozdağ, bu kadar sorunlu olan bir bölgede Türkiye'nin bir huzur ve barış adası olarak, istikrarla ve iyi bir iktidarla yoluna yürümeye devam ettiğini bildirdi.

Hükümetin ülkenin etrafında olup bitenlere kayıtsız kalması yönünde beklenti içinde olanların boşuna beklediğini vurgulayan Bozdağ, konuşması şöyle sürdürdü:

''Biz Suriye'de olup bitenlerin, Yozgat'ın Ankara'nın güvenliği ile doğrudan ilgisi olduğunu biliyoruz. Biz Irak'ta olup bitenlerin Ankara'nın güvenliği ile ilgili olduğunu biliyoruz. Orada olup bitenler ve etrafımızda olup bitenler Türkiye'nin ulusal güvenliğini doğrudan ve yakından ilgilendiriyor. Düşünebiliyor musunuz, ABD 10 bin kilometreden daha fazla bir mesafeden gelip buradaki hadiselerle ilgilenebiliyor. Sınırı olmayan ülkeler ilgileniyor. Kendileri için bu meseleyi ulusal güvenlik kabul ediyorlar, ama bizim 910 kilometre sınırımız var, biz oraya gözümüzü kapatacağız, kulağımızı tıkayacağız ve orayı kendi ülkemiz için bir güvenlik sorunu olarak görmeyeceğiz. Böyle bir şey olabilir mi? Elbette biz de bu ülkenin yönetici hükümeti olarak ülkemizin menfaatine olan şeyleri yapmakla mükellefiz, bu bizim vazifemiz."

Bakan Bozdağ, bunların tamamının Türkiye'nin güvenliğini doğrudan ilgilendirdiğine değindi. Bozdağ, "Hükümetimizin bu konularda ki milli duruşunu anlamayanların bir kez daha düşünmeleri lazım. Milli çıkarlar konusunda Türkiye'nin siyaseti bir ve beraber olmak durumundadır. Biz Türkiye'de bunu bu güne kadar başaramadık. Türkiye ile İsrail arasında bir sorun oluyor, Türkiye'nin ana muhalefet lideri 'İsrail haklıdır' diyor. Türkiye ile Mısır arasında bir sorun oluyor, Türkiye'nin ana muhalefet lideri Mısır'a milletvekillerini, parti temsilcilerini gönderip ihtilaflı olan ülke lideri ile özel görüşmeler yapıyor ve Türkiye'yi şikayet ediyor, 'Siz haklısınız' diyor" dedi.

- Terör operasyonları

Muhalefet partilerine seslenen Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:

"Ben buradan muhalefete soruyorum. Güvenlik güçlerimizin, ülkemizin bazı yerlerinde sürdüğü operasyonlar sivil insanlara mı karşı yapılıyor, yoksa eli kanlı terör örgütüne karşı mı yapılıyor? Açık açık bunu söyleyin. Orada güvenlik güçlerimizle girdikleri çatışmalarda hayatını kaybedenler bölücü teröristler mi, yoksa sivil vatandaşlar mı? Bunu fark etmeleri lazım. Şu anda oradaki mücadele teröristlere karşı yapılan mücadeledir. Sokağa çıkma yasağı neden ilan ediliyor? Vatandaş zarar görmesin diye ilan ediliyor. Hendekleri kaldırmak, barikatları kaldırmak, tuzakları yok etmek, vatandaşın can ve mal emniyetini sağlamak ve bunun için yapılan çalışmalarla bölgeyi teröristlerden temizlemek için yapılan çalışmalardır. Bunlar yapılırken de masum tek bir vatandaşımızın burnu kanamasın diye ilan edilmiştir. Operasyonların bu kadar uzun sürmesinin ana nedeni, herhangi bir masum insanın vatandaşımızın burnu dahi kanamasın diye kılı kırk yararak gösterdiği hassasiyettendir. Bu gün terörle mücadelesini hukuka azami hassasiyetle yapan yegane tek ülke Türkiye'dir."

Bozdağ, Avrupa Konseyinin, Fransa'nın terörle mücadelesine verdiği desteği Türkiye'ye vermediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Her gün Fransa'da ki gibi terör olayları olan Türkiye'nin terörle mücadelesine, Fransa'nın terörle mücadelesine verdiğiniz gibi destek veriyor musunuz? Aynı desteği onlar vermiyorlar ama biz bunu biliyoruz. Buna rağmen biz doğru olanı doğru biçimde yapmaya gayret ediyoruz. Bundan sonra da aynı yöntemle mücadelemizi hukuk içinde etkin ve kararlı biçimde sürdürmeye devam edeceğiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Bizim burada muhalefetten beklediğimiz, teröristlere karşı yapılan operasyonu sivillere karşı operasyon gibi gösteren HDP ye karşı, terör örgütlerine karşı, devletinin yanında güvenlik güçlerinin yanında durması ve onlara hadi oradan demesidir. Siz yanlış yapıyorsunuz demeleridir. Bu güne kadar öyle bir söylem yok."

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Paralel Devlet Yapılanması şuanda Türkiye'nin aleyhine dünyanın dört bir yanında büyük iftiralar, büyük yalanlar, büyük çalışmalar yapıyorlar. Bunlara karşı milli duruşumuzu da manevi duruşumuzu da çok net ortaya koymamız lazım." dedi.

Bozdağ, AK Parti Yozgat İl Başkanlığı tarafından Yozgat Belediyesi Büyük Sinema Salonunda düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Parelel Devlet Yapılanması'nın yıllardır herkesin önünde eğitim ve din ile ilgili konularla ilgilenen bir görüntü oluşturduğunu bildirdi.

FETÖ'nün eğitim ve dinle ilgileniyor gibi görünerek vatandaşları iyi niyetini suistimal ettiğini belirten Bozdağ, gelinen noktada eğitim ve dini maske olarak kullanıp her şeyle ilgilendiklerinin ortaya çıktığını ifade etti.

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bu ülkenin cumhurbaşkanın, başbakanın telefonlarını dinlemeyi kim emrediyor, hangi cemaatin, hangi tarikatın, hangi dini hassasiyeti olan grubun işine yarar, başbakan, bakan ne konuşuyor. Tefsiri daha iyi yazmak için mi lazım, hadisi daha iyi anlatmak için mi lazım? Yoksa okulda daha iyi eğitim vermek için mi lazım? Savunma sanayinin işinde çalışan mühendisleri, teknisyenleri, uzmanları dinlemenin kime ne faydası var? Hangi sivil toplum örgütün işine yarayacaktır? Bir vatandaşın işine yarar mı, yaramaz. MİT tırlarını ve büyükelçilerin toplandığı bir dönemde orada çevirip arattırıp bu memleketin evlatlarını, sanki düşman devletlerin evlatları gibi yere yatırıp orada bunları yaptırtmak kimin ne menfaatinedir?"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerika seyahatinin, bu hareketin nasıl bir noktaya geldiğini göstermesi bakımında çok önemli olduğuna vurgu yapan Bakan Bozdağ, "PKK'lılar cumhurbaşkanını protesto ediyor, ASALA terör örgütü mensupları ve Paralel Devlet Yapılanması mensupları el ele Türkiye'nin cumhurbaşkanına küfrediyorlar, hakaret ediyorlar. Paralel Devlet Yapılanması şuanda Türkiye'nin aleyhine dünyanın dört bir yanında büyük iftiralar, büyük yalanlar, büyük çalışmalar yapıyorlar. Bunlara karşı milli duruşumuzu da manevi duruşumuzu da çok net ortaya koymamız lazım. Yaptıklarını şuanda hiç ülkenin hayrıyla uzaktan yakından alakası yok." diye konuştu.

- ''Devlet içinde iki otorite olmaz devlet içinde tek otorite olur''

Bozdağ, yargıdaki hukuksuzluklara Adalet Bakanı olarak kulak tıkayamayacağına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

''Şimdi düşünün bir hakim karar verecek, 'dosyada karar vermek için mahallede veya ilde şuna sorsam' diye soruyor veya 'Pensilvanya'dan talimat geliyor, yasa böyle diyor, onların tamamını çöpe atıp böyle karar veriyor' diye iddialar olursa, bütün halk bunu yaygın şekilde konuşursa, Adalet Bakanı olarak benim bunlara kulağımı, gözümü kapamam mümkün olabilir mi? Bu ülkenin anayasası ve yasalarına göre faaliyet yapan hükümeti olarak bizim böylesi bir yapı içerisinde olanlara karşı kör, sağır, dilsizi oynama lüksümüz olabilir mi? Eğer onu yaparsak biz o zaman bu ülkede, bu millete gerçek anlamda ihanet etmiş oluruz. Yargı bağımsızlığı sadece hakimlerin, savcıların yasalara uyması değil, aynı zamanda yasalara uyarken, başka bağlılıklarını da karar verirken reddetmesi anlamına gelir."

Yargının bağımsızlığı ve hukuk devletini korumanın vazifeleri olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bu ülkenin adalet politikalarının doğru bir şekilde yürümesi için yasal ve diğer altyapıları oluşturmak bizim vazifemizdir. Gerekli tedbirleri almak uygulamak bizim vazifemizdir. Bu ülkenin neresinde olursa olsun, bu ülkenin resmi, anayasal otoritesi dışında başka otoritelere bağlı kim hareket ediyorsa etsin o karşısında anayasa ve hukuku olacaktır. Anayasa ve hukuka mutlaka hesabını verecektir, bugün olmaz yarın olur, ama mutlaka olacaktır. Devlet içinde iki otorite olmaz tek otorite olur. Başka otorite olmaz. Biz devletimizin içindeki milletin kurduğu otoriteyi korumak, milletin tesis ettiği iktidarı korumak ve millete anayasa ve yasalara doğrultusunda hizmet etme konusunda gayret ve çabamızı bundan sonra da devam ettireceğiz. İnşallah ülkemizin yaşadığı çözmek için bugün kadar yaptığımız çalışmalara daha büyük gayretle devam edeceğiz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber