Yoksulluğu gel de Diyarbakır'da gör

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 27 Aralık 2006 08:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) gelir dağılımı verileriyle açlık ve yoksulluk sınırı rakamları 'ortalama değer' taşıdığı için vatandaşa pek fazla anlam ifade etmiyor. Gelir dağılımında

'aşağıdakiyle yukarıdakinin' farkını görmek için yüzdelik dilimden çok 'diptekilerle' yüzleşmek gerekiyor. TÜİK, Ankara'dan, 'Günde ortalama 1 doların altında gelirle 10 bin kişi yaşıyor' açıklaması yapsa da Diyarbakır'ın sadece iki mahallesinde bu durumdakilerin sayısı TÜİK'in verilerini neredeyse ikiye katlıyor. Diyarbakır'da kapı kapı dolaşılarak yapılan ve şimdilik iki mahallede 2 bin 421 haneyi kapsayan inceleme, bu düzeyde ve altında gelirle yaşayan insan sayısının 10 bini geçtiğini ortaya koyuyor.

Diyarbakır Belediyesi'nin girişimiyle kurulan ve kentteki 34 sivil toplum kuruluşunun da destek verdiği Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'nin Yerel Gündem 21 ile birlikte yürüttüğü araştırmaya göre, Fatihpaşa ve Gürdoğan Mahallesi hane ortalama gelir düzeyi sadece 272.9 YTL, yani günlük hane geliri 9 YTL civarında, diğer bir ifadeyle 6.4 dolar. İki mahalledeki hane halkı ortalama nüfusu ise altı kişiyi aşıyor. Bu durumda 15 bin kişiyle birebir yapılan araştırmada, kişi başına düşen günlük gelir 1 doların bile altında kalıyor.

Bu veriler ışığında, 'Ya TÜİK'in verileri ya da gözlerimiz bizi yanıltıyor' diye düşünüyoruz. Gerçeği ise tek göz odada pek çoğunun yeşil kart dahil hiçbir sosyal güvenliği bulunmayan, ekmeğe para vermemek için hamur yoğurup derme çatma tandırda ekmek yapan Diyarbakır'ın Fatihpaşa ve Gürdoğan Mahallesi 'sakinleri' yaşıyor.

Kent dört bölgeye ayrıldı

Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ve Yerel Gündem 21, çatışmalar nedeniyle göçün kente yansımasını ve göçe maruz kalan vatandaşların yaşam koşullarını araştırdı. Kent dört bölgeye ayrıldı. Araştırma, öncelikle Fatihpaşa ve Gürdoğan mahallelerini kapsadı. Bu mahallelerin seçilme nedeni ise birinin göç sonucu oluşması diğerinin

ise kentin en yoksul bölgesi olması. Kentin en yoksul bölgesi olan ancak göç sonucu oluşan mahalleyle bu 'unvanı paylaşan' 'suriçi' bölgesi yani Fatihpaşa Mahallesi'nde 1301 hane bulunuyor. Nüfusu ise 7 bin 627. Diğeri Gürdoğan Mahallesi ise 1120 hanede bulunan 7 bin 958 kişiden oluşuyor. Kentin diğer bölgelerinde de devam eden araştırma, iki mahallede toplam 15 bin 585 kişiyi ve 2 bin 421 haneyi kapsıyor.

Tek göz odada onlarca nüfus

Fatihpaşa Mahallesi'nde genelde tek göz odalardan oluşan bir 'hanede' yaşayan ortalama insan sayısı 5.8 olarak belirlenirken bu rakam bazı hanelerde 20'yi buluyor. 1301 hanenin 1.117'si tek odalı 'konutta' yaşarken, göçün yarattığı Gürdoğan'da 1120 hanenin 1012'si iki odadan olaşan 'evde' barınıyor. Burada, hane başına ortalama nüfus 7.1 kişi. Mahallede nüfusu 30 kişiye ulaşan haneye rastlamak mümkün.

Yeşil kartları bile yok

Araştırma sonuçlarına göre, 2 bin 421 haneden 447'sinde en az bir engelli bulunuyor. Fatihpaşa'da yüzde 63'ü, Gürdoğan'daki hanelerin yüzde 73.4'ü yeşil kartla sağlık hizmeti alırken yeşil kartı bile bulunmayanların oranını sırasıyla yüzde 14 ile yüzde 16 olduğu belirlendi. Neden yeşil kart alamadıkları ise ayrı bir inceleme konusu. Fatihpaşa Mahallesi'nde 285 hanedeki 438 çocuk okul çağında olmasına karşın okula gönderilmiyor. Gürdoğan'da da 206 hanedeki 296 çocuk okula devam etmiyor. Fatihpaşa'da soru yöneltilen hane reisleri yüzde 50.5'inin evinde tedavi gerektiren hasta bulunduğunu ifade etti.

Sıcak aş ve para değil, iş istiyorlar

Araştırmada, en çok ihtiyaç sıralamasında Gürdoğan 'sakinleri' yüzde 28.2 ile iş derken, ikinci sırada yüzde 21.6 ile gıda, yüzde 14.3 ile barınmayı gösterdi. Para isteyenlerin oranı sadece yüzde 8.4 olurken, 'sıcak aş'ın yoksulun aklından bile çıktığı saptandı. Sıcak yemek isteyenlerin oranı Gürodoğan Mahallesi'nde sadece yüzde 0.6 oldu. Suriçi böglesindeki Fatihpaşa mahallesi'nde ise ilk sırayı gıda talebi, ikinci sıra 'ev eşyası' seçeneği oldu. Bu mahallede ise sağlık en son akla gelen seçenek oldu.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği'nin de başkanlığını yürütüyor.

'Sarmaşık' hayır kurumu değil

Derneğin amacı, hayır kurumu olmak değil. Baydemir, yoksulluğun geldiği düzeye dikkat çekmeye ve sorunun çözüm gücünü elinde bulunduran başta devlet olmak üzere şirketler ve diğer tüm ilgili kesimleri harekete geçirmeyi hedeflediklerini belirtiyor. Yoksullukla mücadelenin devletin işi olduğunu bildiklerinin altını çizen Baydemir, çıkan tablo karşısında 'mutlaka yapılacak bir şey vardır' diye düşünerek girişmde bulunduklarını belirtiyor. Diyarbakır'a gelenlerin iki noktanın dikkatini çektiğini belirten başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Selim Ölçer de, 'bunlardan ilkinin surlar diğeri ise yoksulluk' olduğuna vurgu yapıyor. Genel Sekreter Şerif Camcı ise, 'hayır kurumu' olmadıklarını yineleyerek şunları söylüyor: "Üretimden düşmüş, zorunlu gereksinimini karşılayamayanların ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Bu amaçla kentteki her kuruluşa çağrıda bulunduk. Her siyasi parti, sivil toplum örgütü ve işadamından olumlu yanıt aldık. 34 sivil toplum örgütünün desteğiyle derneği kurduk. Sosyoloji son sınıf öğrencileri halka uzmanlarca belirlenen 37 soruyu yönelttti. Yüz yüze yaptığımız görüşmelerden alınan bilgileri bilgisayara yükleyerek veri bankası oluşturduk." Proje hakkında bilgi aktaran koordinatör Özgür Barış Dikilitaş ise, yardımın nasıl yapılacağını şöyle özetliyor: "İlk etapta acil yardıma ihtiyacı olanları ve yardım yapılacak süreyi belirleyeceğiz. Bu süre ve miktar belirli periyotlarda güncellenerek yenilenecek. Yardım yapılan hane asla teşhir edilmeyecek. Oluşturduğumuz veri bankasından hareketle sadece yardım değil, istihdamlarını kendilerinin belirleyeceği çalışmalar yürütmeyi amaçlıyoruz."

'Gıda ve giysi bankası kurulacak'

Dr. Ölçer, ilk etapta bir gıda bankası, ardından da giysi bankası kurmayı hedeflediğini belirtiyor. Gıda bankasıyla yoksul ailelerin ihtiyaçları karşılanırken giysi bankasıyla hiç değilse altı ayda bir giysi ihtiyacının karşılanacağına dikkat çekiyor. Derneğin amaçları arasında meslek edindirme çerçevesinde bilgisayar, daktilo, lisan, biçki-dikiş, el sanatları gibi kurslar düzenlemek, hastane, gezici sağlık ekibi, eczane kurmak gibi projeler de yer alıyor.

Sarmaşık'la iletişim için [email protected] e-posta adresiyle www.sarmasik.org web adresi kullanılabiliyor. Bağışlar için ise İş Bankası Diyarbakır Merkez Şubesi'nde 8300 304400 1883173 No'lu hesap var. Derneğin telefonu ise 0412 229 33 51.

Göçün yarattığı yoksullar

Fatihpaşa'nın yüzde 52'si yani 676 hane kentin kendi yoksulu. Yani geçmişten bu yana bu bölgede oturanlar. Yüzde 30'u diğer bir ifadeyle 388 hane de 1990 ile 1999 yılları arasındaki çatışmalardan kaçarak bu bölgeye gelenlerden oluşuyor. Gürdoğan mahallesinin dörtte üçünü, yani yüzde 72'sini ise söz konusu yıllarda göç eden 807 hane oluşturuyor. Gürdoğan'da göçün nedeni sorulduğunda 715 hane, yani yüzde 67.6'sı 'çatışmalı dönemi' gösterirken, yüzde 19.8'i geçim sıkıntısını gösteriyor. Fatihpaşa'da bu oran yüzde 49.1 olarak belirleniyor. Fatihpaşa'dakilerin yüzde 10.5'inin hanesine hiç para girmiyor. Gürdoğan Mahallesi'nde durum biraz daha iyi.

En yüksek gelir asgari ücret

Bu mahallede hanelerin yüzde 4.3'ünün hiç geliri yok. 200 YTL ve altında aylık gelire sahip hanelerin oranı yüzde 37.3, 200 ile 400 YTL arasında geliri olanların oranı da yüzde 43.4. Diğer ifadeyle en yüksek gelir asgari ücretin kenarında, asgari ücret ise açlık ve yoksulluk sınırının altında dolaşıyor. Fatihpaşa'da göç sonrası yoksullaştığını söyleyenlerin oranı yüzde 59.4'u bulurken, Gürdoğan'da bu yüzde 65. Fatihpaşa'da göç sonrası durumu iyileşenlerin oranı yüzde 27.2, Gürdoğan'da yüzde 10.8 olarak ortaya çıkıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber