'İstikrar Türkiye için ekmek kadar, su kadar önemli'

Bakan Işık: Böyle bir coğrafyada Türkiye'nin mutlaka ama mutlaka istikrarını koruması gerekiyor. İstikrar Türkiye için ekmek kadar, su kadar önemli. Güçlü iktidar gerekiyor bu coğrafyada eğer güçlü iktidar oluşturamazsanız ülkenizin menfaatlerini, bölgenizin huzurunu sağlayamazsınız

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Mart 2017 13:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'İstikrar Türkiye için ekmek kadar, su kadar önemli'

- Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Böyle bir coğrafyada Türkiye'nin mutlaka ama mutlaka istikrarını koruması gerekiyor. İstikrar Türkiye için ekmek kadar, su kadar önemli. Güçlü iktidar gerekiyor bu coğrafyada eğer güçlü iktidar oluşturamazsanız ülkenizin menfaatlerini, bölgenizin huzurunu sağlayamazsınız." dedi.

Kocaeli'nin Darıca ilçesinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Işık, konuşmasında ilçede yapılan çalışmalardan bahsetti.

Türkiye'nin layık olduğu konuma gelmesi için çalıştıklarını ifade eden Işık, Türkiye'nin bugün dünyanın kıskandığı bir konuma geldiğini kaydetti.

Işık, pek çok alanda Türkiye'nin sessiz bir devrim yaşadığını dile getirerek, Türkiye'nin istikrarını teminat altına alacak düzenlemeleri yapmazsa kazanımlarının kısa sürede heba olabileceğini gördüklerini bildirdi.

- "İstikrarı doğrudan sandıkta sağlayacak bir düzenlemeyi oylayacağız"

Türkiye'nin, rakiplerinden daha güçlü olmazsa her geçen gün zemin kaybedebileceğini belirten Işık, bunun için de şahıslara bağlı düzenlemeler yerine sistemi güçlendirecek, sağlamlaştıracak adımların atılmasının önemli olduğunu vurguladı.

Işık, 15 Temmuz'da asker elbisesi giymiş hainlerin darbe teşebbüsünü hep birlikte engellediklerini vurgulayarak, Türkiye'nin bu istikrarını yarın kalıcı olarak sürdürebileceğinin garantisinin olmadığını söyledi.

Güney Kore ile Türkiye arasındaki milli gelir seviyesini 1960'tan itibaren yaşanan olaylarla anlatan Işık, "42 senede Türkiye 560 dolarlık kişi başına milli gelirden 3 bin 300 dolara çıkabildi ama aynı dönem 42 senede Güney Kore istikrarı yakaladığı için 80 dolardan 17 bin dolara yükseldi. 200 kat artırdı. Türkiye 70'leri, 90'ları kaybetmeseydi bugün Türkiye'nin milli geliri 35 bin, 40 bin, 50 bin dolar olsaydı bugünkü sorunların pek çoğunu yaşar mıydık? Kritik soru bu 70'leri, 90'ları neden bize anlatıyorsun bakanım? Yarın Türkiye'nin aynı istikrarsızlık dönemine girmeyeceğinin garantisi var mı?" şeklinde konuştu.

Işık, dünyadaki her iki problemden birinin bu coğrafyada bulunduğuna vurgu yaparak, "Böyle bir coğrafyada Türkiye'nin mutlaka ama mutlaka istikrarını koruması gerekiyor. İstikrar Türkiye için ekmek kadar, su kadar önemli. Güçlü iktidar gerekiyor bu coğrafyada eğer güçlü iktidar oluşturamazsanız ülkenizin menfaatlerini, bölgenizin huzurunu sağlayamazsınız çünkü siz kendi içinizde tartışırken diğerleri meseleyi kendi çıkarları doğrultusunda bir hal yoluna koymuş olurlar. Siz de dışarıdan bakarsınız. Türkiye, 16 Nisan'da istikrarı doğrudan sandıkta sağlayacak bir düzenlemeyi oylayacak." ifadelerini kullandı.

- "Çift başlılığın ortadan kaldırılması lazım"

1982 Anayasası'nın parlamenter sistemde sembolik olan cumhurbaşkanlığı makamına yüksek yetkiler verdiğini anlatan Işık, adeta ABD'de başkanlık sisteminde olan yetkilerin neredeyse tamamının Kenan Evren'e verildiğini söyledi.

Işık, bunun parlamenter sistemin aslında fiilen başkanlık sistemine dönüştüğü önemli bir adım olduğunu ifade ederek, parlamenter sistemde cumhurbaşkanının yetkileri olduğunu ancak sorumluluğu bulunmadığını bildirdi.

Birilerinin, "Efendim bunu Recep Tayyip Erdoğan kendisi için istiyor." dediğini anımsatan Işık, şöyle devam etti:

"Hayır ya Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın şu an zaten gücü var. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı, anayasada yetkileri sonsuz neredeyse, hiçbir sorumluluğu da yok, vatana ihanet dışında, kurucusu olduğu parti iktidar. Erdoğan daha ne istesin ki... Tayyip Erdoğan kendisi için bir şey isteseydi, bana göre şunu söylemeliydi: 'Aman bu anayasanın cumhurbaşkanlığı yetkilerinin noktası, virgülüne dokunmayın.' Niye? Zaten bütün yetki var sorumluluk yok ama Cumhurbaşkanımız da biliyor ki bu sistem insanlara bağlı. Yarın tablo değiştiğinde bu sistem ülkeye ağır bedeller ödetir. Bu 367 saçmalığından sonra bu ülkede mutlaka ortaya çıkan çift başlılığın ortadan kaldırılması lazım. Düşünün bir gövde var, iki baş var. Bu vücut nereye gider?"

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, halk oylamasına ilişkin, "Bu sistemde iktidar olmak için yüzde 50 lazım. Sayın Kılıçdaroğlu can havliyle öyle açıklamalar yapıyor ki ağzından çıkanı kulağı duymuyor. 'İşte efendim frensiz sistem.' Sayın Kılıçdaroğlu, şu andaki mevcut sistemde gaz hiç yok, hepsi fren. Yeni sistemde bir denge var hem gaz var hem de fren var." dedi.

Darıca ilçesinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Işık, 16 Nisan'da vatandaşların vereceği her kararın başlarının üzerinde yerinin olduğunu söyledi.

Türkiye 16 Nisan'da "Evet" derse çift başlılığın ortadan kalkacağını ifade eden Işık, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamının birleşeceğini belirtti.

Bakan Işık, mevcut sistemin sürdürülemez olduğunu dile getirerek, "İstikrar sandıkta doğrudan sağlanacak. Hükümeti halk sandıkta doğrudan seçecek. Hükümetinizi seçtiğiniz zaman 'Kardeşim çalış, 5 sene çalış, çalışmanı beğenirsem seni ödüllendiririm tekrar seçerim, çalışmanı beğenmezsem değiştiririm.' O hükümet ne olur? Güçlü bir hükümet olur. Yapması gereken icraatı yapar." şeklinde konuştu.

- "Bu sistemde hiç gaz yok, hep fren"

Koalisyonların ve sınırda iktidarın Türkiye'nin alması gereken kararları için engel teşkil ettiğini anlatan Işık, "Bu, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehditlere hızla cevap vermesini sağlar. Şu bölgede, böyle bir konjonktürde Türkiye'nin kesinlikle hızlı karar alan ve etkin uygulayan hükümete ihtiyacı ekmek kadar, su kadar önemli ve acil. Bu açıdan Türkiye'nin çok ciddi kazanımı olacak." diye konuştu.

Fikri Işık, bu sistemin halkın iradesinin açık ve şeffaf bir şekilde sandığa yansımasını sağlayacağını belirterek, "Niye CHP bu sisteme kafadan karşı çıkıyor? CHP bu güne kadar yüzde 25'e hiç ulaşamadı ki... Bu sistemde iktidar olmak için yüzde 50 lazım. Sayın Kılıçdaroğlu can havliyle öyle açıklamalar yapıyor ki ağzından çıkanı kulağı duymuyor. 'İşte efendim frensiz sistem.' Sayın Kılıçdaroğlu, şu andaki mevcut sistemde gaz hiç yok hepsi fren. Yeni sistemde bir denge var hem gaz var hem de fren var. Meclis ve Cumhurbaşkanlığı birbirinin dengesi." ifadesini kullandı.

Sadece "Hayır" kampanyası yapmanın Türk halkında bir karşılığı olmadığını Kılıçdaroğlu'nun da göreceğini ifade eden Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Alternatif sunmayan, başka çözümler üretmeyen anlayışın başarılı olamayacağını görecek. Tabii başka bir şey olacak. CHP seçmeni de diyecek ki 'Arkadaş, 8 kez senle seçime gittik hiçbirinde başarılı olamadın. Artık sana güle güle.' Bu tartışılacaktır mutlaka. CHP iktidar olmak isterse ne yapacak? Sayın Kılıçdaroğlu yerine bu milletin değerlerini bilen, o değerleri özümsemiş, Anadolu'nun kendi bağrından çıkmış bir lider ya da genel başkan arayacak ve bulacak. Başka türlü yüzde 50 oy alabilir mi? Alamaz. Aslında biz halk oylamasında 'Evet' vermekle Cumhuriyet Halk Partisi'ne de bir iyilik yapmış olacağız. Onları da değişime zorlamış olacağız. CHP'nin de genel başkanı artık bu milletin geniş kitlelerinin saygı duyduğu, güvendiği bir isim olmak zorunda olacak. Bu neyi getirecek biliyor musunuz? Türkiye'de demokrasinin kökleşmesini sağlayacak. Alternatifsiz iktidar rehavete kapılır. İktidarın alternatifi güçlü olursa iktidar da kendini sürekli zinde tutar. Bu açıdan da baktığımızda bu düzenle Türkiye'nin önümüzdeki süreçte bölgede ve dünyadaki gelişmelerde geride kalmaması için son derece önemli bir düzenlemedir."

Işık, Türkiye'nin aheste aheste gitme lüksünün olmadığını belirterek, "Bu ülkenin rakipleriyle yarışma hatta rakiplerinden daha iyi olma mecburiyeti var. Bizim şu andaki sistemimizle rakiplerimizi yakalama ve onları geçme şansımız ve imkanımız maalesef yok. Onun için diyoruz ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kabul edelim. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamını birleştirelim. Hükümeti sandıkta doğrudan halk belirlesin. O hükümet de icraatını yapsın. Eğer hükümet ve cumhurbaşkanı yanlış yaparsa Meclis cumhurbaşkanını denetlesin. 'Artık milletvekili oldum, yarın bakan olurum' arzusu bitiyor çünkü bakanlar dışarıdan atanacak. O zaman Meclis daha fazla yasamaya odaklanacak, kanun yapacak, denetim yapacak, hükümeti daha sıkı denetleyecek. Bu sistemin Türkiye açısından çok daha iyi olduğunu bugünkü sistemin sürdürülemez olduğu için bu sistemin Türkiye'de bir an önce hayata geçmesi gerektiğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Konuşmanın ardından toplantı, basına kapalı devam etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber