Cep telefonu yasağı öğrencinin kişisel haklarını sınırlıyor

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 11 Mart 2007 17:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Okullarda cep telefonu yasağının öğrencinin kişisel hakkının kısıtlanması anlamına geldiği, öğretmen ve velilerin cep telefonuna farklı yaklaşımlarının öğrencinin adalet duygusunu zedelediği bildirildi.

Okullarda cep telefonu kullanımıyla ilgili olumsuz olaylara dikkat çeken psikolojik danışman Ayla Sırıklı, cep telefonu kullanımına sınırlama getirilmesi, amaç dışı kullanılmasının önlenmesine yönelik çalışmalara değinerek, cep telefonunun tamamen yasaklanmasının çeşitli nedenlerle mümkün olmadığını vurguladı.

Ailelerin sabah okula ulaşım, akşam eve dönüş ve gün içerisinde çocukları ile iletişim kurmak amacıyla telefon taşımalarını özellikle istediğini dile getiren Ayla Sırıklı, "Ailelerin bu konudaki ısrarlı tavrı çok küçük yaştaki çocukların bile cep telefonuna sahip olmasına ve kullanmasına yol açmaktadır. Ayrıca bu tür bir yasaklama ile öğrencilerin kişisel haklarının kısıtlanması da söz konusu olacaktır" dedi.

Yapılması gerekenin, okullarda cep telefonu kullanımının tamamen yasaklanması değil öğrencilerin cep telefonlarını doğru, yerinde, zamanında ve sadece gerekli durumlarda kullanmaları ile ilgili bilincin oluşturulması ve bununla ilgili önlemlerin alınması olduğuna değinen Sırıklı, "Bu konuda yapılacak çalışmalardan en önemlisi gerek ailede gerekse okullarda öğrencilere bu konuda bilgilendirme ve ortak bilinç oluşturulmasıdır" diye konuştu.

Öğrencilere okulda, ders sırasında cep telefonu kullanılmasının yasak oluşu ile ilgili kuralın net bir şekilde verilmesi, nedenlerinin açık bir şekilde ifade edilmesi ve bu kuralı benimseyerek uymalarının sağlanması gerektiğini kaydeden Sırıklı, şunları söyledi:

"Bunun sağlanabilmesi için; cep telefonu kullanılmasının sakıncalı olduğu konferans, sinema, tiyatro, konser ve benzeri etkinliklerde ve cep telefonunun kesinlikle yasak olduğu uçak, otobüs, bilgisayar sistemini etkileyen bazı ortamlarda bile yetişkin insanların bu kurala uymadıklarını hemen her gün hepimiz görmekteyiz. Demek ki bu konuda sadece öğrencileri bilinçlendirmek yetmez, toplumsal bir bilincin oluşturulması gerekmektedir. Bu bağlamda ikinci adım ise doğru cep telefonu kullanımıyla bilgilendirme ve ortak bilinç oluşturma çalışmaları yapılmasıdır. Bu konuda okullarda grup rehberlik çalışmaları yapılması yararlı olacaktır."

Cep telefonu kullanımının sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekilebileceğine işaret ederek, "Bu konuda üniversitelerde yapılan araştırma sonuçları, cep telefonlarının zararları ile ilgili çarpıcı sonuçlar medya aracılığıyla verilebilir" diyen Sırıklı, "En önemli adım ise yine öğrencilerin uyması istenen tüm kurallar için gerekli olan kurala uymayan öğrenciler için gerek ailede gerekse okullarda tutarlı bir disiplin anlayışının benimsenmesi ve buna uygun davranılmasıdır" diye konuştu.

Öğrencileri özellikle okullarda kural dışı davranmaya iten nedenlerin başında kurallara uygun olmayan bir davranışın sonucunda tutarlı tavırlarla karşılaşmaması olduğunu ifade eden Sırıklı, "Örneğin A öğretmeni dersinde telefonla konuşan öğrencisini görmezden gelirken, B öğretmeni telefonunu alıyorsa, C öğretmeni ise disiplin kuruluna sevk ediyorsa; öğrenci neyin doğru olduğuna ilişkin bir karmaşa yaşıyor ve kurala uymuyor. Ya da A öğrencisinin cep telefonu elinden alınırken, B öğrencisinin konuşmasına göz yumuluyorsa öğrencinin adalet duygusu ve yetişkinlere olan güveni sarsılıyor ve kuralın benimsetilmesinde sorun yaşanıyor. Başka bir bakış açısıyla ders sırasında telefonla konuştuğu için telefonu alınan ya da ceza alan öğrenci velilerinden; A velisi okula gelip 'Siz benim çocuğumun telefonunu nasıl alırsınız?' şeklinde suçlayıcı bir tepki verip öğrenciyi savunuyorsa, B velisi okula hiç gelmiyorsa, C velisi ise okula gelip öğrenciye saldırıp akşam eve gittiklerinde de öğrenciye şiddet uyguluyorsa bu kuralın benimsetilmesinde sorun yaşanması çok doğaldır ve beklenen sonuçtur" şeklinde konuştu.

Öğrencilerin kurallara uygun davranmamaları sonucundaki yaptırımların ve yaklaşımların; kişiden kişiye, öğretmenden öğretmene, okuldan okula, veliden veliye değişmesinin kurallara uyumu güçleştirdiği uyarısında bulunan Sırıklı, şöyle devam etti:

"Bunun çözümü ise eğitimin her alanında olduğu gibi bu konuda da ortak tavır ve özenin gösterilmesidir. Öğrencilere yaklaşımlarda onların gelişim dönemleri ve özellikleri göz önünde bulundurulmalı katı, eleştirici, yargılayıcı disiplin anlayışı yerine kabul edici, destekleyici, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı yaklaşımlar kullanılmalıdır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber