"Türkiye'de hayalet seçim"
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Türkiye'de yaşanan tartışmalar yabancı basında geniş yer buldu. İngiliz Guardian ve Financial Times gazeteleri ile Amerikan "Washington Report on Middle East Affairs" dergisinde yayımlanan haberlerde, özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olup olmayacağının resmen açıklanmamış olması üzerinde duruldu.
Guardian yazarı Simon Tisdall, "Türkiye'nin hayalet seçimi" başlıklı haberinde, "Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimi çok önemli bir yönü ile sıradışı: Hiç kimse aday değil" ifadesini kullandı. Bu yüzden "siyasi gerilimin ve medyadaki çılgınlığın" gittikçe arttığı belirtildi.
Tisdall, "Cumhurbaşkanlığı aslında oldukça çekici bir görev. İyi bir maaşı ve çok sayıda yan avantajları var. Cumhurbaşkanının yasaları veto etme yetkisi de var. Ancak Müslüman olsun olmasın, birçok Türk için cumhurbaşkanının en önemli görevi Atatürk tarafından kurulan laik cumhuriyetin baş koruyucusu olmaktır. İşte sürtüşmeye yol açan mesele de bu" diye yazdı.
Yazıda, Erdoğan'ın aday olmasının beklendiği ve isterse cumhurbaşkanı seçilebileceği belirtilerek, "Ancak muhalifleri ve üst düzey askeri yetkililer, Erdoğan'ın gizli bir İslamcı gündem için anayasayı alt üst etmeyeceği konusunda güvenilemeyeceğini öne sürüyor" dendi.
Aşırı milliyetçilerin de Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına karşı çıktığını yazan Guardian, bu grubun AKP ile PKK arasında çok az fark bulunduğunu öne sürdüğünü belirtti.
"Kararsızlığı siyaseti felç ediyor"
Financial Times gazetesi, "Erdoğan'ın kararsızlığı ülkenin siyaset sahnesini felç etmeye ve kasım ayında yapılacak daha önemli genel seçimleri gölgede bırakmaya başladı" diye yazdı. FT'nin haberinde, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday olması ihtimalinin laik kesimde rahatsızlık yarattığı belirtildi. Ordunun da dahil olduğu laik kurumların büyük kısmının Erdoğan'ın adaylığına karşı çıktığı kaydedildi.
ABD'de yayımlanan Washington Report on Middle East Affairs dergisi, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde kişisel anlamda pek çok avantaj sağlayacağı değerlendirmesinde bulundu. Makalede, bu avantajların ilkinin, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması gibi bazı kötü işleri kendisinden sonra Başbakan koltuğuna oturması beklenen Abdullah Gül'e devretmek olacağı belirtildi.
Dergiye göre Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağlaması muhtemel ikinci avantaj, genel seçimlerle ilgili. Makalede, gelecek genel seçimlerin sonucunda bir koalisyon hükümeti kurulabileceği, bu durumda Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması halinde aynen Süleyman Demirel döneminde olduğu gibi etkili olabileceği değerlendirmesi yapıldı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in selefi Süleyman Demirel döneminde cumhurbaşkanlığının çok daha ön planda olduğu belirtilen makalede, buna gerekçe olarak Demirel dönemindeki zayıf ve farklı düşüncelerdeki koalisyon hükümetleri gösterildi.
Makalede, İslamcı bir cumhurbaşkanı ya da daha spesifik olarak başörtülü bir "first-lady"nin ülkedeki laik kesimi oldukça huzursuz edeceği ifade edildi.