Gülen'den 'Peygamber, hizmetlerimizi takip ediyor' yalanı

Gerekçeli kararda FETÖ/PDY örgütü elebaşı Fetullah Gülen, Hz. Peygamber efendimizin kendisinin vaazlarına istirak ettigini, takipçilerinin arasında dolastıgını iddia eder. Hz. Peygamber efendimizin örgütün bütün hizmetlerini takip ettigini, hatta evlerde uyurken üzeri açılan Gülen müntesiplerinin yorganlarını örttügünü edep dısı tasvirlerle ifade etmektedir

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Aralık 2017 11:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Gülen'den 'Peygamber, hizmetlerimizi takip ediyor' yalanı

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanının ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin davanın gerekçeli kararında, terör örgütü elebaşı Gülen'in, "Bütün güç merkezlerine ulasıncaya kadar hiç kimse varlıgınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin" talimatı yer alırken, "Fetullah Gülen, Hz. Peygamber efendimizin örgütün bütün hizmetlerini takip ettigini, hatta evlerde uyurken üzeri açılan Gülen müntesiplerinin yorganlarını örttügünü edep dısı tasvirlerle ifade etmektedir." denildi.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 29 Kasım'da 8 sanığın ağırlaştırılmış müebbet, 20 sanığın ise müebbet hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararının gerekçesinin yazımını tamamlandı.

130 sayfalık gerekçeli kararda, terör örgütü FETÖ/PDY'nin kuruluşu ve 15 Temmuz darbe girişimine kadar olan süreç anlatıldı.

FETÖ/PDY terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in üst düzey örgüt üyelerine/yöneticilerine hitaben yaptığı gizli bir toplantıdaki konuşmalara yer verilen gerekçeli kararda, terör örgütü lideri Gülen'in şu talimatlarına yer verildi:

"Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın. Bütün güç merkezlerine ulasıncaya kadar hiç kimse varlıgınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin. Türkiye'deki güç ve kuvveti cephenize çekeceginiz ana kadar her adım erken sayılır. Adliye, mülkiye veya baska hayati bir müessesede bizim arkadaslarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler seklinde ele alınıp degerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlıgımızın teminatıdır. Ben yine kuvvet dengesinin olmadıgı için sahsen o yol yerine kendi düsüncemi yayma, kendi düsünce sistemim adına varlıgı her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu sahsen tercih ederim. Zaman henüz uygun degil. Bütün dünyayı omuzlayıp tasıyabilecegimiz zamana dek tamam olacagınız ve kosulların uygun olacagı zamana dek beklemelisiniz. Bilhassa, haber alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde olunmalıdır."

- ''Her ülkedeki anayasal rejimi değiştirme amacı''

Örgüt liderinin, örgüt içinde belirli asamalardan geçerek örgüt içinde güven telkin ettiği kaydedilen kararda, Gülen'in örgüt hiyerarsisi içinde belirli bir statüye sahip örgüt üyelerine yaptıgı anlasılan bu konusmalarda temel hedeflerinin, basta siyaset, mülkiye, adliye, askeriye ve emniyet olmak üzere devletin tüm kılcal damarlarına sızarak kadrolasmak suretiyle ''anayasal düzeni'' degistirmek olduguna vurgu yapıldı.

Gerekçeli kararda, Gülen'in, "Bizi anlamadıklarından dolayı Türkiye'de iktidara talip falan... Deli mi bu adamlar, öyle küçük seyle ugrasacağım ben. Senin iktidar dedigin sey nedir ki? Ben 20 yasımda onu devirecegimi, yerine baskasını kuracagını planlamıs insanım..." ifadesini kullanarak devleti ele geçirme planını, örgütün ilk kurulus yıllarında hedefine koydugunu ve bu dogrultuda gerekli stratejiyi olusturduğu kaydedildi.

Terör örgütü elebaşının daha sonraki süreçte hedef büyütüp 1990'lı yıllardan sonra yurtdısına açılması ve 160'dan fazla ülkede okullar açarak benzer yapılanmaya gittiğine işaret edilen gerekçeli kararda, örgütün temel hedefinin sadece Türkiye'deki anayasal rejimi ele geçirmek degil, yapılanmaya gittigi her ülkedeki anayasal rejimleri de degistirmeyi hedefine koydugu vurgulandı.

Kararda, FETÖ/PDY'nin kurulus yıllarından bu yana kendini dini referanslar üzerinden tanımlayarak bir cemaat görüntüsü vermeye çalısmış ise de bütüncül bir bakıs açısı ile degerlendirildiginde dini kavram ve degerleri örgüt çıkarları dogrultusunda yeniden biçimlendirdigi ifade edildi.

Örgütün, devlet içindeki tüm birimlerde en güçlü olmayı her türlü ahlaki/hukuki degerden daha önemli sayan yaklasımı göz önüne alındıgında, anayasal rejimi degistirme "hedefine ulasmak amacıyla dini araçsallastıran seküler bir suç organizasyonu" oldugu değerlendirmesi yapıldı.

- "İstesek cinleri bazılarının üzerine salar, akıllarıyla da oynayabiliriz"

Gülen'in kitap ve konuşma içeriklerine de yer verilen kararda, şu tespitlere yer verildi:

''Örgüt liderinin, bir taraftan sık sık tevazu (alçak gönüllülük) ve mahviyetten (kendine deger vermemek) söz etmesine karsın, diger taraftan da kendisini 'Allah'la dogrudan konusan', 'Peygamber efendimizle istisare etmeden karar vermeyen', 'Allah'ın kendisinde tecelli ettigi' ve 'ilahi sırların kendisine verildigi kisi' olarak sunması dikkate alındıgında, bu abartılı tevazu ve mahviyet retoriginin, aslında seçilmislik sanrısını gizlemeye dönük illüzyonist bir tavır oldugu kolaylıkla anlasılabilir. Örgüt lideri Gülen, Hz. Peygamber efendimizle uykuda ve uyanıkken görüstügünü, emirler aldıgını ve ödüllendirildigini sıklıkla ifade eder. Örgüt lideri Gülen, birçok rüyasında Allah ve Hz. Peygamber tarafından özel olarak seçilip ilahi sevgiye mazhar oldugundan bahsetmekte, Kuran-ı Kerim'deki bazı ayetlerin bizzat kendisinden ve örgütünden söz ettigini ileri sürmektedir. 'Istesek biz de cinlerle mesgul olabilir ve onları bazılarının üzerine salar, hatta akıllarıyla da oynayabiliriz' gibi ifadelerle kendisinin 'olaganüstü güçlere sahip seçilmis kisi' oldugunu vurgulamaktadır."

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, FETÖ elebaşı Gülen'in vaazlarında, konusmalarında ve kitaplarında yalnızca kendisini ilahi sırların verildigi seçilmis kisi olarak tanıtmakla kalmayıp "kendisine tabi olma bahtiyarlıgına erismis" takipçileri hakkında da ayrıstırıcı ve seçkinci nitelemeler yaparak, diger müminlerden ayrı bir yere yerlestirerek onları da bir anlamda kutsamaya çalıstığı vurgulandı.

İncelenen bazı konuşma ve kitaplarında Gülen'in, "Hz. Peygamber efendimizin kendisinin vaazlarına istirak ettigini, takipçilerinin arasında dolastıgını" iddia ettiğine vurgu yapılan gerekçeli kararda, "Hz. Peygamber efendimizin örgütün bütün hizmetlerini takip ettigini, hatta evlerde uyurken üzeri açılan Gülen müntesiplerinin yorganlarını örttügünü, edep dısı tasvirlerle ifade etmektedir." denildi.

Kararda, Gülen'in örgütün eleman temininde en kritik rolü oynayan hücre evlerini, mescitlerle kıyaslayarak, bu evlere mescitlerden daha kutsal bir misyon yüklediğine dikkati çekilerek, şunlar kaydedildi:

"FETÖ/PDY örgütü lideri Gülen, kendisinin 'seçilmis kisi' oldugunu Allah ve Hz. Peygamber efendimizle dogrudan görüstügünü ve onlardan emir aldıgı iddialarıyla tesis eder. 'Mesihlik' inancını kendi sahsı için, 'Mehdilik' inancını ise örgütü için yorumlar. Gülen takipçilerini 'Kutsiler', 'ruhani timler', 'ısık süvarileri', 'rabbaniler', 'ikinci sahabe nesli', 'sonsuz nur rehberleri' olarak nitelendirerek 'cenneti kazandıklarını ve seçilmis olduklarını' telkin eder. Kur'an-ı Kerim'de müjdelenen seçkinler onlardır."

Gülen'in bu övgülerinin, örgüt içerisinde otoritesini katmerlestirmekte ve takipçilerini emirlere itaate zorunlu bireylere dönüstürmekte kullandıgı en büyük enstrüman olduğuna vurgu yapılan kararda, "Örgüt üyelerinin 'seçilmis' olduklarına inanmaları, onları kapalı bir yapıya hapsedip Gülen'in otoritesini vazgeçilmez hale getirir. Bu haliyle üyeler, örgüte yönelik analiz ve elestiri kabiliyetlerini zamanla yitirir." denildi.

- ''Örgüt üyeleri, robotlaşmış birey''

Gerekçeli kararda, küçük yaslarda ailelerinden koparılarak örgütle bag kurmaya zorlanmıs, örgüt liderinin ve kendisinin "seçilmis kisi" olduguna ikna edilmis, mutlak itaat duygusuyla örgüt liderine kosulsuz olarak baglanmıs örgüt üyesinin zamanla rasyonel düsünmeyi bıraktığı belirtilerek, örgütün bu kişilerin aklını, iradesini ve duygularını örgütün soyut kisiligine teslim ettiği, yapılan kimi uygulamaları sorgulayan örgüt üyelerine de "Agabeylerimiz yaptıgına göre vardır bir bildikleri", "detayda bogulmamak lazım" gibi söylemlerle sadece itaat eden, emirleri asla sorgulayamayan robotlasmıs bireylere dönüstürdüğü bildirildi.

Kararda, FETÖ/PDY elebaşı Gülen'in konusmalarında ve kitaplarında her bir örgüt üyesinin sürekli bir "metafizik gerilim" halinde bulunması gerektigini söylediği belirtilerek, sık sık "adanmıslık" vurgusunda bulunduğunu, örgüt literatüründe "metafizik gerilimin", sol terör örgütlerindeki "ideolojik yogunlasma" kavramının FETÖ'deki karsılıgı olduğunu, örgüt elemanının, örgüt tarafından kendisine verilecek bir eylem emrini gerçeklestirmek üzere her an göreve hazır bir manevi atmosferde ve psikolojide bulunduğu aktarıldı.

Kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Adanmıslık, örgüt üyesinin, örgütün hedeflerini gerçeklestirmeye dönük maddi ve manevi olarak her türlü fedakarlıgı yapmaya tam bir teslimiyetle hazır olma durumunu ifade eder. Örgüt lideri bu durumu Yunus Emre'nin 'Bana seni gerek seni' sözüyle izah eder ve kendisini örgüte adayan örgüt 'adanmıs ruhlar' olarak nitelendirir. FETÖ/PDY terör örgütü lideri, örgüt üyelerine 'adanmıslık' adı altında örgüt yararına olmak kaydıyla gerektiginde her türlü büyük günahı/suçu isleyebileceklerini, tüm inanç disiplinlerinde ve hukuk sistemlerinde siddetle yasaklanan her türlü yasa dısı yöntemlere basvurabileceklerini salık verir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber