Hoca parası mı hava parası mı?

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 09 Mayıs 2007 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

mehmet canıtatlı

Her ne kadar Sağlık Bakanlığı refomlarla tıkanıklıkları aşmaya çalışsa da, zengin de olsa fakir de, Allah kimseyi hastane kapısına düşürmesin.

Bizlere ulaşan şikayetlerde başı çeken sağlık hizmetlerinin adam akıllı verilmesinin yolu sağlık çalışanlarının üstlendikleri sorumluluğun bilinciyle hareket etmelerinden geçiyor. Bunları yazarken bugüne kadar Sağlık Bakanlığı'na hitaben yazdığım onlarca yazı aklımdan geçti. Bunlardan ancak bir kaçına cevap geldi. Bugün de Bakanlık bürokratlarının incelemesi gerektiğini düşündüğüm bir şikayeti dile getireceğim.

Babası şeker hastası olan gazetemiz çalışanlarından Gürdal Gürler, başına gelenleri şöyle anlatıyor:

"Babam, şeker hastalığına bağlı gözlerinde kanama ve görme kaybı olduğu için yaklaşık 2,5 yıldır, iki aylık periyotlarla Haseki Hastanesi'nde lazer tadevisi görüyor. Tedavisi sürerken 2-3 defa Kuledibi Hastanesi'ne OCT filmi için gittik. Hiçbir sorun çıkmadan filmi çektirip Haseki'ye döndük ve tedavisine devam edildi. Ta ki 3 Mayıs tarihine kadar. O gün babam yine Kuledibi'ne sevk edildi ve OCT filmi istendi. Hastaneye gittiğimizde filmi çekmediler. Gerekçe olarak da, "Telefonla randevu sistemini kullanıp randevuyu aldıktan sonra bizim doktorlarımıza muayene olacaksınız ve o isterse film çekilecek" dediler. Yani onların hastası olmamız gerekiyormuş. Durumu Haseki'deki yetkililere bildirdiğimde haberlerinin olmadığını söyleyip, "O zaman sizi Vakıf Gureba'ya gönderelim" dediler. Bu hastane de Kuledibi'nde olduğu gibi benzer sorunlar yaşadık. Üstelik, "Hastamız da olsanız Kasım'a filan gün verebiliriz" denildi. Hastaneden başka bir hastaneye sevk edildiğimiz halde bizlere ilk müracaat eden hasta muamelesinin uygulanması şaşırtıcı geldi. Mecburen yeniden Haseki'ye döndük ve söylenenleri anlattık. Olup bitene çok şaşıran doktorlar, "Bu sefer kesinlikle bir sorun yaşamazsınız" diyerek bizi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gönderdiler. Cerrahpaşa'da randevu vermeyi kabul eden arkadaş, sevkli olduğumuz halde "Gelirken 60 YTL getirin" dedi. "Bu neyin parası?" diye sorduğumuzda, "SSK bazı şeyleri ödemiyor bu da onlardan birisi" cevabını verdi. Randevu kağıdını imzalatmak için yan tarafta bulunan bayanın yanına gittiğimizde ise, bayanın "Pazartesi günü bu randevuya gelirken 50 YTL getirin" demesi beni şaşırttı. Çünkü az önce 50 değil 60 YTL getirmemiz söylenmişti. Bayana paranın ne için talep edildiğini sorduğumda, "Profesör yapıyor bu işlemi, ona para verilmesi lazım" cevabını aldım. 2 dakika önce SSK'yı bahane ederek "60 YTL getir" diyenle ardından bir profesörün bahane edilip 50 YTL'nin istenmesi bir çekişki değil de nedir sizce? Hastanız canının derdindeyken böyle bir şeyle karşılaşsanız siz ne düşünürdünüz? Alınan hoca parası mı hava parası mı ben pek anlayamadım. Birileri bunu açıklamalı." Gürdal Gürler'in başına gelenler, başka hasta yakınlarının da başına geliyorsa vay halimize. Gürler'in anlattıkları karşısında Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve ekibinin sessiz kalmayacağı kanaatindeyim. Bu şikayetin dikkate alınması haksızlıkların bertaraf edilmesine vesile olacaktır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber