3050 kişiyle yapılan seçim anketi

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 28 Mayıs 2007 12:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

'Şartlar kökten değişmezse, bu seçimde oylar çok kımıldamayacak. Seçmen fazla oy değiştirmeyecek. AKP yüzde 30-35'te, CHP-DSP de yüzde 20'lerde...' Bir anket bir analiz:

Gündoğdu mitingi sonrasındaki ilk İzmir araştırması, AKP'ye karşı tek başına iktidar seçeneğinin CHP-DSP-Genç Parti ittifakı olduğunu gösteriyor. Oyları yüzde 30'u aşıyor

Seçmen ekonomiye bakıyor. 'Rejim, laiklik' demeye yatkın İzmir'de bile seçmen ilk sırada işsizlik diyorsa, Türkiye bu seçimde işsizlik der. İşsizliği çözemeyen AKP'nin oyu düşebilir

Şartlar kökten değişmezse, bu seçimde oylar çok kımıldamayacak. Mevcut durum sürecek. Seçmen fazla oy değiştirmeyecek AKP yüzde 30-35'te, CHP-DSP de yüzde 20'lerde kalacak

Radikal gazetesinden Neşe Düzel'in Doç.Tanju Tosun ile yaptığı söyleşi...

NEDEN? Tanju Tosun

Bugüne dek yapılan bütün araştırmalar, solun, İzmir'de aldığı oyların yarısını Türkiye genelinde aldığını göstermiş. Yani sol İzmir'de yüzde 40 oy alıyorsa, Türkiye genelinde yüzde 20 oy alıyor. Bu istatistiki bilgiden yola çıkılarak, solun durumunu ve Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingi olan Gündoğdu mitinginin İzmir'deki ve Türkiye'deki oyları nasıl etkilediğini anlayabilmek için bir kamuoyu araştırması yapıldı. Üniversite öğretim görevlisi bilim adamlarınca yapılan bu araştırma, Gündoğdu mitinginden sonra İzmir'de gerçekleştirilen ilk araştırmaydı. Merkezde ve kırsalda İzmir genelini temsilen 3 bin 50 denekle görüşüldü . Ortaya çıkan oy tablosu ve bazı sosyolojik gerçekler, Türkiye geneli hakkında da önemli ipuçları verdi. Araştırmayı yapan Ege Üniversitesi öğretim üyesi siyaset bilimci Doç. Tanju Tosun, İzmir araştırmasına göre seçmenin nelere baktığını, partiler arasındaki oy kaymalarını, ittifakların oylara etkisini anlattı.

Niye seçim araştırması yapmak için İzmir'i seçtiniz?

Birkaç nedenle İzmir seçimler açısından çok önemli. Bir, İzmir Türkiye'de sosyal demokrasinin hali pür melali hakkında önemli ipuçları veriyor. Biz de bu araştırmayla merkez solun durumuna baktık. İki, bazı analizciler, İzmir'deki Gündoğdu mitinginin sosyal demokratların oy temelini güçlendirdiğini ileri sürdüler. Acaba öyle mi? Miting sosyal demokrat oyları İzmir örneğinde tetikledi mi? Bunu görmek istedik. Üçüncü neden de Genç Parti.

Niye Genç Parti?

3 Kasım 2002 seçimlerinde Genç Parti Türkiye genelinde aldığı oy ortalamasının yaklaşık iki katından fazlasını İzmir'de aldı. Türkiye

genelinde yüzde 7 olan oyu, İzmir'de yüzde 17.5 oldu. Acaba Genç Parti

bu seçimlerde de siyasette tayin edici bir güç olur mu diye görmek istedik. Çünkü Genç Parti sosyolojik temel bakımından çok önemli.

GP'nin tabanı niye önemli?

Genç Parti'nin temelini, sosyal demokrasinin irtibat halinde olması gereken bir kitle oluşturuyor. Bunlar, düzenin dışlanan yoksulları ve yoksunları. Bunlar, işçiler, emekliler, ev kadınları, gençler ve işsizler. Batı'nın yerleşik demokrasilerinde bu insanlar, sosyal demokrat partilerin klasik seçmen tabanını oluştururken, yani sosyal demokrasinin doğal müttefiki olurlarken, Türkiye'de bu kesimler CHP'ye yönelmiyorlar. Oysa 1980 öncesinde bu yoksul taban CHP'de temsil ediliyordu. Ama merkez sol 1990'lardan beri kendi tabanıyla ilişki kuramıyor. Sonuç olarak da zaten bir temsil krizi yaşıyor.

İzmir, kendine has özellikleri olan bir kent.Türkiye geneli için bir örnek olabilir mi?

Geneli için bir örnek olamaz ama İzmir'den hareketle özellikle sosyal demokrasinin 22 Temmuz seçimlerindeki tabanına dair ipuçları yakalayabilirsiniz. Çünkü İzmir'deki sosyal demokrat oylar, Türkiye genelinde hep yarıya düşüyor. Yani merkez sol İzmir'de yüzde 40 oy alıyorsa, Türkiye genelinde oy oranı yüzde 20 oluyor. Ortalama böyle bir eğilim var Türkiye'de. İzmir, solun 22 Temmuz'da ne olacağına ilişkin bir göstergedir.

Sizin araştırmanız 27 Nisan muhtırasından sonra İzmir'de yapılan ilk araştırma mı?

Evet ilk ve İzmir örneğinde yapılmış tek araştırma bu.

Ankara'daki son bombalama elde ettiğiniz sonuçları etkiler mi?

Tırmanan terör özellikle MHP'nin oylarını artırır. MHP'ye Orta Anadolu merkezli bir oy kayması olabilir. Çünkü Orta Anadolu'da AK Parti'den çekilmeye başlayan bir seçmen kitlesi var. Bu kitle şu anda bir parti arayışında. Bu kitle geleneksel sağ oyları temsil eden DYP-ANAP birleşmesine de yönelebilirdi, MHP'ye de gidebilirdi. Ama bu tür terör eylemleri, seçmenin yavaş yavaş MHP'ye kaymasına yol açabilir. 22 Temmuz seçimlerinde birbirine en ciddi rakip iki parti Demokrat Parti'yle MHP olacak.

Peki... Elde ettiğiniz bulgulara geçelim... Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingine sahne olan İzmir'de AKP yüzde kaç oy alacak sizin araştırmanıza göre?

AKP yüzde 30-35 bandında seyrediyor. Yalnız şunu dikkate alın. Kamuoyu araştırmaları, seçmenin o andaki tercihlerinin fotoğrafını çeker. Eğer konjonktürde bombalama gibi çok farklı gelişmeler olursa, dinamikler değişebilir ve bu da seçmen tercihlerine yansıyabilir. Ama şartlar kökten değişmediği takdirde, AKP İzmir örneğinde hâlâ sağın biricik partisi.

AKP bu oyları kimden alıyor?

3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti ağırlıklı olarak merkez sağdan oy almıştı. AKP artık diğer partilerden oy almıyor. Ama araştırmamıza göre AKP bugün kendisine kemikleşmiş bir seçmen tabanı da oluşturmuş durumda. İzmir genelinde bakıldığında AKP oylarını koruyacak gözüküyor. Araştırma, AKP'nin Türkiye genelindeki oylarının yüzde 30-35 bandında olacağını gösteriyor. 3 Kasım'da AKP'ye oy verenlerin yüzde 80'i 22 Temmuz'da gene AKP'ye oy vereceğini söylüyor bu araştırmada. Ayrıca AKP ilk kez oy kullanacak olan seçmenlerden de çok sınırlı da olsa oy alıyor bu seçimlerde. Zaten şu var. Bu seçimlerde seçmenler fazla oy değiştirmeyecek.

Niye?

Prof. Ersin Kalaycıoğlu'nun söylediği gibi, 3 Kasım 2002 seçimlerinde oylarda 'oynaklık endeksi' yüzde 42'ydi. Yani 2003'te her yüz seçmenden 42'si, 1999 seçimlerine göre oyunu değiştirmişti. Bu seçimlerde bu oran yüzde 20'nin altında kalabilir. 22 Temmuz'da her yüz seçmenden yirmisinden daha azı oyunu değiştirecek.

Peki AKP'ye oy veren seçmenler hangi nedenlerle oy veriyorlar?

Seçmen özellikle kendi ekonomik durumuna bakıyor. 2002'de AK Parti'ye oy verenler, son beş yılda durumunda bir iyileşme mi var, yoksa kötüleşme mi, bunu dikkate alıyor. Yani AK Parti özelinde 'etnik, dinsel' temelli politik aidiyetler çok belirleyici olmuyor. AK Parti seçmeni daha ziyade gündelik yaşam kavgasının içinde geliştirdiği modellerle oyunu kullanıyor, ekonomiye, ücrete, enflasyona, gelirine, iş imkânlarına bakıyor. Oy kullanırken bugünkü hayat seviyesini beş yıl öncesiyle kıyaslıyor. Zaten AK Parti yüksek eğitimlilerden oy alamıyor.

Kimlerden oy alıyor?

Ağırlıklı olarak ilkokul mezunlarından oy alıyor. AK Parti'nin seçmenin üçte biri ilkokul mezunu. CHP'de bu oran beşte bir. CHP beyaz yakalıların, AKP mavi yakalıların partisi görünümünde. Alt orta ve alt sınıflardan AKP'ye yönelim, CHP'ye olandan çok daha fazla. İzmir örneğinden bakıldığında, solun doğal müttefiki olması gereken kitleler CHP'ye oy vermiyor. CHP maalesef emeklilerle devlet memurlarının partisi görünümünde.

Türkiye'nin en büyük 'AKP karşıtı' mitinginin yapıldığı İzmir'de CHP-DSP ittifakı ne oy alıyor?

CHP-DSP ittifakı İzmir genelinde yüzde 40-42 oy alıyor. 28 Mart 2004'te CHP yüzde 34.8, DSP yüzde 2.2 almıştı. Toplam oy yüzde 37'ydi. İttifak, oyları üç-dört puan artırıyor.

Neden o büyük mitingin enerjisi, CHP-DSP seçmeni olarak yansımıyor sandığa?

Hem CHP'nin bir Baykal faktörü var hem de CHP inandırıcı değil. Seçmende ciddi bir Baykal direnci var. Ayrıca seçmen, CHP'nin sosyal demokrat iddialarını umut verici görmüyor. CHP değişim adına bu topluma bir şey vaat edemiyor. Çünkü CHP değişemiyor. Zaten değişim olarak da kitleye, bu seçimde DSP'yle ittifakı pazarlıyor. Oysa sadece değişik bir şey yapıyor o kadar. CHP yoksul kesimlerden, işçilerden, gençlerden oy alamıyor. Çünkü onların yokluklarını, yoksunluklarını çözebilecek bir öneri getirmiyor. Oysa potansiyel olarak sola oy vermek isteyen ama veremeyen azımsanmayacak oranda bir seçmen var bu ülkede. O seçmen CHP'ye oy verse, merkez sol oylar 10 puan artacak ama o seçmen Genç Parti'ye oy veriyor. Seçmen algısında 'ulusalcı sol' olarak Genç Parti belirli bir yer edinmiş durumda. Geçen seçimde Genç Parti nereden oy alıyor diye bakmıştık.

Kimden oy aldığını gördünüz?

1995 ve 99 seçimlerinde DSP'ye ve CHP'ye oy vermiş seçmenlerden oy aldı. Genç Parti'nin İzmir genelindeki oyları bugün yüzde 17'lerden yüzde 10'lara gerilemiş durumda ama kampanyalarla Genç Parti'nin oyları yükseliyor. Şu anda bir seçim yapılsa, Türkiye genelinde yüzde 4-5 oy alır Genç Parti. Aralıkta bu oran yüzde 2-3'tü. Seçime iki ay var. GP'nin oyu İzmir'de yüzde 15'lere yaklaşabilir. 3 Kasım seçimlerindeki yüzde 7'lik oyunu koruma potansiyeli var GP'nin.

CHP-DSP'ye dönersek. Onlara oy verenler niye veriyorlar?

Ecevit'in hatırına DSP'ye oy veren minimum bir kitle var. Hâlâ Ecevit'le özdeşleşme faktörü var. CHP ise nesillerden nesillere devlet desteğini arkasına alan bir parti. Türkiye'de yurttaşlardaki devletçi duruş dikkate alındığında, CHP sandıktan doğal olarak çıkıyor. CHP sandıktan, sol ya da sosyal demokrat olduğu için çıkmıyor. Türkiye'deki mevcut durumu muhafaza etme gayretinin bir sonucu olarak sandıktan çıkıyor. Türkiye'de düzenin değişmesinden rahatsız olan bir kesim CHP'ye oy veriyor. Sosyo ekonomik statü bakımından bu insanlar ağırlıklı olarak toplumun en üst kesiminde bulunuyorlar. Bu şunu gösteriyor. Türkiye'de yerleşik kent burjuvazisi mevcut düzenden ciddi anlamda rahatsız olmadığı için bu düzenin bekçisi olarak kendisini tanıtan CHP'ye oy veriyor.

CHP, Genç Parti ilişkileri sürüyor. Bu iki parti işbirliği yaparsa, bu sandıkta nasıl bir sonuç verecek?

Bu ilişkiyi tespit etmede İzmir iyi bir laboratuvar. DSP'siz bir CHP, Genç Parti'yle ittifak yaparsa oy kaybeder. Ama DSP'li bir CHP Genç Parti'yle ittifak yaparsa oy kazanıyor. İzmir örneğinden hareketle, CHP- DSP-GP ittifakı çok net bir biçimde AKP'ye alternatif potansiyel bir iktidar bloku oluşturuyor. Oy gücü açısından AKP'yle başa çıkabilecek ittifak budur. Bu, AKP'ye karşı tek başına iktidar seçeneğidir. Merkez sol, bu ittifakla tek başına iktidar adaylığına yaklaşabilir ve AKP'ye karşı tek başına iktidar olabilir. Çünkü bu ittifakın oyunun Türkiye genelinde yüzde 30-33'e yükselmesi ihtimali var. Niye derseniz...

Niye?

Genç Parti, CHP-DSP ittifakının oylarını 5-8 puan arasında artırır Türkiye genelinde. Böylece yüzde 25'lik toplam oy, Genç Parti'yle yüzde 30 olur. Bu ittifak iki, üç puanlık da bir sinerji yaratırsa, yüzde 30-33'lük bir oya çıkabilir. Bakın... CHP ile GP kutuplarını birbirine yakınlaştıran, iki parti arasında kilit vazifesi gören bir DSP var ortada. DSP, CHP'yi ılımlılaştırıyor. CHP kadar Cumhuriyet ve laiklik eksenli siyaset yapmayan DSP, Genç Partili seçmenin ortalama değerleriyle CHP'li seçmenin uca kayan değerlerini harmanlıyor. Arada DSP olmasa, CHP ile ittifak yapan Genç Parti'nin oyları DSP'ye kayar ama...

Bu üçlü ittifakta oyların gideceği başka bir yer yok. Alternatif AKP

olduğu için bu blok tutunur. Aslında Türkiye'de solu bölen Genç Parti'dir.

Anlamadım...

Genç Parti, CHP'nin 1970'lerdeki hakça düzen değişikliği vaat eden sol söylemine sahip. CHP bugün insanları ekonomiden yakalayamazken, sadece laiklik ve Cumhuriyet'ten yakalarken, Genç Parti insanları ekonomiden yakalıyor. Genç Parti sol oyları birleştirebilir. Çünkü sosyolojik olarak solun doğal müttefiki olabilecek bir kitle Genç Parti'nin vaat ettiği umutların peşine takılıyor. Bu kitle kendisini hayat tarzı itibarıyla modern görüyor. GP'nin tabanında küçük ve orta burjuvazi var, küçük esnaf var. Gündelik hayatlarında din belirleyici değil bunların. Zaten GP de bunlara günlük hayatlarıyla ilgili umut veriyor. Batı düşmanlığı yapıyor ama Batı standartlarında hayat vaat ediyor.

Gelir düzeylerini yükseltmeyi, emekli maaşlarını artırmayı, gençlere iş bulmayı vaat ediyor. Seçmen geçmişte iki anahtara, pembe karakola inandı.

16 emeklilik maaşına da inanıyor.

Peki DYP-ANAP birlikteliği seçmeni nasıl etkiledi? Bu iki partinin oyları ne düzeyde?

28 Mart 2004'te ANAP artı DYP'nin oy toplamı yüzde 9.9'a düşmüştü. 3 Kasım'da yüzde 13.5 oldu.

Şu anda iki partinin oyu yüzde 10-12 arasında. Demokrat Parti'nin

beklemede olan kırsaldaki seçmenin karşısına hangi projelerle çıkacağı çok önemli. Çünkü şehirli seçmenden ziyade bugün kırsal seçmen kararsız. Kentte mitinglerle siyaset çok ısındı, oylar saflaşmaya başladı ama, bu

mitingler kırın gündemine girmedi.

MHP'nin oyu ne düzeyde peki?

MHP, İzmir örneğinden bakıldığında oyunu artırıyor, yüzde 10 civarında görünüyor. İki aylık süreç, DP ve MHP'yi yaklaşık oy oranlarıyla baraj üstü de bırakabilir, ya da birini baraj altına itebilir. ANAP-DYP'nin birlikte oyu daha fazla olduğu için MHP'denbir adım öndeler, daha avantajlılar.

İzmir seçmeninin bu seçimde vereceği oyları en çok hangi sorunlar etkiliyor?

Seçmen davranışında ekonomik faktörler belirleyici oluyor. Her üç seçmenden biri için birinci sorun işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik. Cumhuriyet, rejim ve laiklik sorunu, bunların ardından üçüncü sırada geliyor. Dördüncü sırada da hayat pahalılığı, enflasyon yer alıyor. İşsizliğe çare bulamamış olması AKP'nin Türkiye genelindeki oylarını olumsuz etkileyecek. Eğer 'rejim, laiklik, Cumhuriyet' demeye daha yatkın olan İzmir de birinci sırada 'işsizlik' diyorsa, Türkiye haydi haydi işsizlik der. Anadolu'yu düşünün.

Bu sonuçların Türkiye geneline nasıl yansıyacağını düşünüyorsunuz? İzmir'e bakarak genel sonuçlar için ne söylenebilir?

İddialı varsayımlarda bulunmak bilimsel olmaz ama İzmir, solun gücüne dair Türkiye genelinde bir şeyler söylüyor. Diğer partiler için de sinyaller veriyor. Bir kere seçmenlerin parti bağları zayıflamıyor. Bu seçimler seçmen tercihlerinin altüst olacağı bir seçim olmayacak. Büyük oy artışları, oy kayıpları yaşanmayacak.

Peki sizce ne yaşanacak?

AKP oyları biraz gerileyebilir ama mevcut durum üç aşağı beş yukarı sürecek. Sadece Meclis'e bu kez daha çok parti girecek. Eğer DP ve MHP, ikisi de barajı aşarsa, o zaman AKP tek başına iktidara gelemez. Bakın... Türkiye'de ilk kez orta sınıf meydanlarda göründü. Orta sınıfta yeni bir davranış biçimi ortaya çıktı. Orta sınıf ilk kez bu mitinglerle aktivist oldu. Üstelik siyasete bu yoğun katılım, Türkiye cumhurbaşkanlığı sürecinde düşük yoğunluklu demokrasiye kapı aralamışken yaşandı. Düşük yoğunluklu demokrasi, askerin politikada hâkim olduğu dönemdir. Yani ara rejimdir.

Askeri siyasette istemeyen bir orta sınıf aktivizmi mi bu?

Askere kurumsal olarak güveniyor ama askeri siyasete çağırmıyor. AKP karşıtı olsa da muhtıranın peşinden gitmiyor, çözümü demokratik siyaset içinde görüyor. Çünkü bunlar kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanlar

değil. Sosyal statüsü yüksek bir orta sınıf bu. Bir ararejimde ciddi anlamda ekonomik kayba uğrarlar. Çünkü dışa açık bir ekonomi bu. Şu anda toplumda siyasete ilişkin bir isteri, bir fazla istek oluşuyor. İnsanlar kendileriyle siyasi olarak uğraşmaya başladılar. 'Ben kimim, ne istiyorum' diyorlar. Bu iyi bir şey. Siyasi partilerde niteliğin artmasına, parti içi demokrasiye katkı yapabilir. Eğer bütün bu hareketlilik parti birleşmeleriyle sınırlı kalırsa hiçbir anlam ifade etmez. Ama mitinglerdeki insanlar, bundan sonraki süreçte partilere üye olursa durum değişir. Bu insanların siyasete girmesi, partilerin örgütsel yapılarına yönelmesi lazım. 'Yeter, söz orta sınıfın' demeleri lazım. İşte ancak o zaman siyasi partilerdeki oligarşik yapı kırılabilir Türkiye'de.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber