MEB hizmetli ve memurları için Başbakan'a mektup

Haber Giriş : 31 Mayıs 2007 11:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve tüm milletvekillerine MEB ve üniversitelerde çalışan hizmetli ve memurların gerek mali gerekse özlük haklarının bir an önce düzeltilmesi için mektup gönderdi.

Milli Eğitim Bakanlığı personelinin ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığı belirtilen mektupta AKP hükümetinin göreve geldiği ilk yıllarda bahsedilen ?Eşit İşe Eşit Ücret? politikasının bugüne kadar hayata geçirilmediğine değindi.

Mektupta ?Ev kiralarının 400-500 YTL'yi bulduğu günümüzde ortalama 750 YTL ile geçinmek zorunda bırakılan söz konusu personelin hayatını devam ettirebilmesi, anne-baba olarak görevlerini yerine getirmesi günümüz ekonomik şartlarında mümkün değildir? denilerek, MEB ve üniversitelerde çalışan hizmetli ve memurların geçinebilmek için pazarcılık, işportacılık, simitçilik, boyacılık gibi işleri yapmak zorunda kaldıklarına işaret edildi.

TBMM, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, SSK, Bağ-Kur, TRT, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi kurumlarda çalışan hizmetli ve memurlarla, MEB ve üniversitelerde çalışan hizmetli ve memurlar karşılaştırıldığında aralarında 500-1200 YTL arasında ücret farklılığı oluştuğuna değinilen mektupta, bu adaletsizliğin giderilmesinde hükümetin bugüne kadar somut bir adım atmadığı ifade edildi.

Mektup şöyle devam etti:

?Ayrıca yıllardır talep etmemize, Kurum İdari Kurullarında karar alınmasına rağmen 'Eğitim-Öğretim yılı başında öğretmenlere ödenen eğitim-öğretime hazırlık ödeneği' hala tüm eğitim çalışanlarına ödenmemektedir. Ödeneğin uygun ölçeklerde tüm eğitim çalışanlarını şamil hale getirilmesi hakkaniyet gereğidir. Hizmetli ve memurların ?görev tanımları' ve tayinlerinin nasıl olacağına dair bir yönetmelik bulunmamaktadır. İnsan haklarının, hukukun son derece önemli olduğu dünyamızda, devlet adına görev yapan bu insanların görev tanımlarının olmaması, tayinleriyle ilgili bir yönetmelik bulunmaması izah edilemez bir kusurdur. Yukarıda ifade ettiğimiz problemlerin giderilmesi, acil düzenlemeler yapılması popülizm değil, tam tersine sosyal, hukuk devleti olmanın gereğidir.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber