FETÖ ile mücadelede konsept değişikliğine gidildi

Daha önce savcılıklar Emniyet Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı'ndaki "veri havuzunda" yer alan bilgilere göre operasyon yapıyorlardı. Bazı kuvvet komutanlıkları operasyonlara ne müdahil oluyor ne de katkı sağlıyorlardı. Bu operasyonda, kuvvet komutanlıkları, operasyon öncesi savcılıkla bir araya gelerek karşılıklı veri ve kayıt paylaşımına gitti. Savcılık, Emniyet ve kuvvet komutanlıkları personeli bir araya gelerek yaptıkları toplantılarda delilleri değerlendirip operasyon düğmesine birlikte bastılar.

Haber Giriş : 11 Aralık 2020 09:18, Son Güncelleme : 11 Aralık 2020 09:24
FETÖ ile mücadelede konsept değişikliğine gidildi

Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarından Nedim Şener bugünkü yazısında FETÖ ile mücadeleye değindi.

Şener'ın yazısının ilgili kısmı:

EN BÜYÜK OPERASYON

Buna karşın, savcılıklar eliyle Emniyet, Jandarma ve MİT'in çalışmalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nde FETÖ temizliği etkili biçimde devam ediyor. Bu operasyonların en büyüğü hafta başında İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından gerçekleştirildi. 5'i Albay, 1'i yarbay, 1'i binbaşı, 10'u yüzbaşı, 221'i astsubay, 7'si uzman çavuş olmak üzere 295'i muvazzaf asker toplam 304 kişi gözaltına alındı. Aralarında bir de askerlerden sorumlu olan Hava Kuvvetleri'nde görevli sivil memur bulunuyor. İzmir Emniyeti ve Jandarması görevlilerince yürütülen ve 50 ilde gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınanların ifade işlemleri sürüyor.

Karada, denizde, havada her yerde FETÖ ile mücadele

İZMİR HAREKETLİ

İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından, ilki 19 Kasım 2019'da yapılan ve 13 Ekim 2020 tarihine kadar gerçekleştirilen toplam 11 operasyonda bugüne kadar 946'sı muvazzaf olmak üzere toplam 1342 TSK mensubu hakkında gözaltı kararı verildi.

Bunlardan 659'u tutuklandı, 355'i delil durumu ve itirafçı oldukları için mahkemeler tarafından serbest bırakıldı. 187 kişi ise "etkin pişmanlıktan" yararlanıp itirafçı oldukları için Emniyet aşamasında salıverildi. Evet, İzmir hareketli ama yaşanan gelişmenin ne anlama geldiğini anlamak için Türkiye genelindeki toplam sayılara bakmak gerekiyor.

MÜCADELE KONSEPTİ DEĞİŞTİ

Yazımın girişinde dikkat çektiğim İzmir'deki operasyonun tek özelliği, bir seferde yapılan en büyük operasyon olması değil. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde FETÖ ile mücadelede konsept değişikliğine gidilmesi. Daha önce savcılıklar Emniyet Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı'ndaki "veri havuzunda" yer alan bilgilere göre operasyon yapıyorlardı. Bazı kuvvet komutanlıkları operasyonlara ne müdahil oluyor ne de katkı sağlıyorlardı.

Bu operasyonda, kuvvet komutanlıkları, operasyon öncesi savcılıkla bir araya gelerek karşılıklı veri ve kayıt paylaşımına gitti. Savcılık, Emniyet ve kuvvet komutanlıkları personeli bir araya gelerek yaptıkları toplantılarda delilleri değerlendirip operasyon düğmesine birlikte bastılar.

Böylece, savcılığın elindeki "ankesörlü hat veri havuzu" Emniyet ve Kara, Hava, Deniz, Jandarma kuvvet komutanlıkları ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın elindeki kayıtlarla karşılaştırılarak daha güçlü operasyon yapılması sağlanıyor. Kuvvet komutanlıkları, öncekilerden farklı olarak ellerindeki kayıtları savcılıklarla paylaşıyor. Önceden savcılık ve Emniyet koordinesinde yapılan operasyonlara artık tüm kuvvet komutanlıkları kayıtlarını paylaşarak katılıyor.

Bu şu anlama geliyor: Artık TSK'da hiçbir FETÖ'cü saklanamayacak, tüm personelin bilgileri tek tek gözden geçirilecek ve eninde sonunda açığa çıkarılacak. Artık gerçeklerden kaçamayacak FETÖ mensupları için en "uygun" çıkış yolu "etkin pişmanlıktan" yararlanıp örgüt hakkındaki bilgileri paylaşmak.

Nasıl olsa eninde sonunda enselenecekler.

BAKAN GÜL'DEN TBMM'DEKİ TERÖRİST DESTEKÇİLERİNE OKKALI CEVAP

YAZIMI bitirdiğim saatlerde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün, terör örgütü PKK'nın sözcülüğünü yapan, şimdi de hakim-savcı kılığındaki FETÖ'cü teröristleri savunan milletvekillerine verdiği cevabı dinledim. Bakan Gül, bütçe konuşmasını yaparken, "Binlerce hakim ve savcı cezaevinde" diyen terörist sözcüsü milletvekillerine "'Binlerce hakim ve savcı cezaevinde diyorsunuz', binlerce hakim ve savcı cezaevinde değil, FETÖ'cü teröristler cezaevinde, FETÖ'cüler cezaevinde. PKK'yla omuz omuza çalışan, FETÖ terör örgütü ile PKK terör örgütünün mensupları cezaevinde. Bizim onurlu hakimlerimize 'cezaevinde' diyemezsiniz çünkü onlar Anayasa'ya bakar, Kandil'e bakmaz, Pensilvanya'ya bakmaz" diye cevap veriyor.

Öyle görünüyor ki "milletvekili" sıfatı taşıyan, terörist PKK'nın sözcülüğünü yapanlar, 15 Temmuz darbe gecesi F-16'larla bombalanan TBMM çatısı altında FETÖ'cüleri de savunacak. Türkiye'ye saldırılarda, ülkesine ihanette, yurtdışında algı operasyonlarında ya da sınırdan kaçarken işbirliği yapan PKK-FETÖ işbirliğinin Meclis çatısı altına taşınması beni şaşırtmaz.

Buna da hazırlıklı olmalı, Bakan Gül'ün verdiği gibi cevaplar verilmeli. Nasıl sahada PKK ve FETÖ ile mücadele ediliyorsa, onların siyasi sözcülüğünü yapanlara da gerekli cevaplar vermelidir. Ama onlara en iyi cevabı halk verecektir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber