T.C.
D A N I Ş T A Y
Onikinci Daire

Esas No : 2009/7516
Karar No : 2013/6366

Anahtar Kelimeler : Memuriyet Görevinde Bulunmayana Disiplin Cezası Verilmesi, Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası, Mal Bildiriminde Bulunmamak

Özeti : Memuriyet içerisindeki hal ve davranışları nedeniyle, bir kamu görevlisine memur sıfatı sona erse bile disiplin cezası verilebileceği, ancak memur sıfatı sona erdikten sonraki dönemde işlediği fiillerden dolayı disiplin cezası verilemeyeceği, öte yandan 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun (6/f) maddesinin, Devlet Memurluğundan tamamen çıkarılan kişileri kapsamadığı hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan(Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : İstanbul Valiliği
İstemin Özeti : İstanbul 7. İdare Mahkemesince verilen 25/02/2009 tarih ve E:2008/1149; K:2009/298 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi : Melike Demir
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Dava; İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü emrinde muhafaza memuru olarak görev yapmakta iken Yüksek Disiplin Kurulu'nun 20.02.2007 tarihli kararıyla devlet memurluğundan çıkarılıp 06.04.2007 tarihinde görevinden ayrılan davacının, belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmadığından bahisle, 657 sayılı Yasanın 125/D-j maddesi uyarınca "1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Valiliği İl Disiplin Kurulu'nun 13.02.2008 günlü ve 2008/22 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesi'nce; davacının görevinden ayrılması üzerine yasal sürede mal bildiriminde bulunma yükümlülüğünün tamamıyla kendisine yüklenmiş olduğu, bu hususta ayrıca davalı idareyi mal bildiriminde bulunmaya davetle yükümlü kılan bir mevzuat hükmünün de bulunmadığının anlaşılması karşısında davacının cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, Devlet memurluğundan çıkarma cezasına ilişkin Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 20.02.2007 tarihli kararının iptali talebiyle açmış olduğu davanın henüz derdest olduğu, kesinleşmediği için mal beyanında bulunmadığı, mal bildiriminde bulunmamış olması nedeniyle hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu ancak Savcılıkça ''kovuşturmaya yer olmadığı'' kararı verildiği, mal bildirimi yapılması istemini içeren belgenin tebliğinin usulsüz yapıldığı, söz konusu hususları dikkate almadan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-j maddesinde ise; ''belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak" kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, İstanbul Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü emrinde muhafaza memuru olarak görev yapmakta iken Yüksek Disiplin Kurulu'nun 20.02.2007 tarihli kararıyla Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılıp 06.04.2007 tarihinde görevinden ayrılan davacının, belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmadığından bahisle İl Disiplin Kurulu'nun 13.02.2008 tarih ve 2008/22 sayılı kararı ile 657 sayılı Yasa'nın 125/D-j maddesi uyarınca "1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, temyize konu davanın da bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.

Disiplin cezalarının amacı, memuru görevine bağlamak ve kamu hizmetlerinin en iyi düzeyde yürütülmesini sağlamaktır. Disiplin cezaları kamu hizmetlerinin gereği gibi yapılması, memurların hiyerarşik düzen içerisinde uyumlu hareket etmesi, memuriyet şeref ve haysiyetini koruması, memuru iyi yola sevk etmesi amacıyla uygulanır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 124. maddesinin II fıkrasındaki "Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla...." ifadesi, disiplin cezalarının amacını ortaya koymaktadır.

Dolayısıyla, memuriyet içerisindeki hal ve davranışları nedeniyle bir kamu görevlisine memuriyet sıfatı sona erse bile disiplin cezası verilmesi mümkün iken, memuriyet görevi sona erdikten sonraki dönemde işlediği fiillerden dolayı disiplin cezası verilebilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.

Olayda, 20.02.2007 tarihli işlem ile devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılan ve 06.04.2007 tarihinde göreviyle ilişiği kesilerek memuriyet sıfatı sona eren davacının, bu tarihten sonra işlediği ileri sürülen fiilleri nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılması hukuken mümkün olmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, 3628 sayılı Kanun'un 6/f maddesinde bahsi geçen mal bildiriminin, Devlet memurluğundan tamamen çıkarılan kişileri kapsayıcı bir hüküm olmadığı, bir üst fıkra olan 6/e fıkrası ile birlikte değerlendirildiğinde yönetim ve denetim kurulu üyelikleri gibi unvanlı görevlerden ayrılan ancak hali hazırda memuriyet sıfatını muhafaza eden kamu görevlilerine getirilen bir yükümlülük olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından; davacının, 657 sayılı Yasa'nın 125/D-j maddesi uyarınca "1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması'' cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu durumda, hukuka aykırı olarak tesis edilen dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nce verilen 25.02.2009 tarih ve E:2008/1149; K:2009/298 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. Maddesi uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 18.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.