Kanadoğlu: Kapatılmayı hak edersiniz

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 12 Şubat 2008 19:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, tarihten ders almayanların kendileri için tekerrür edeceğini belirterek, tarihte laikliğe karşı gelen iki siyasi partinin kapatıldığını hatırlattı. Kanadoğlu, "Siyasi partiler anayasanın ve yasa hükümlerinen içerisinde faaliyette bulunmak zorundadır. Siz bu zorunluluğu bir kenara bırakıp, laiklik ilkesine aykırı eylemde bulunursanız, siz kapatılmayı hak edersiniz" dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi tarafından Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü'nde düzenlenen Hukuk ve Siyaset Okulu'nun bugünkü konukları Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanı, Eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtaz Soysal'dı.

"YAPILAN LAİKLİK İLKESİNİ ARKADAN DOLANMAYA ÇALIŞMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR"

Türban düzenlemesine ilişkin açıklama yapan Kanadoğlu, konuyu hem siyasi iktidar için hem de Türk milleti için sonu "tragedyaya aday bir hukuk komedisi" olarak nitelendirdi. Kanadoğlu, yapılan değişikliklerin türbanı serbest bırakmayacığının altını çizerek, "Anayasanın 10'uncu ve 42'inci maddesinde yapılan değişiklikler aslında doğrudan anayasaya karşı yapılan bir hiledir. Doğrudan sonuç vermeyecek bir çabadır. Değişiklikler ne türbanı doğrudan doğruya serbet bırakacak bir nitelik taşımaktadır ve ne de ana ilke olan, cumhuriyetin temel ilkelerinin de temeli olan laiklik ilkesini arkadan dolanmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Ve Anayasa Mahkemesi dinsel bir inancı temsil eden ancak laiklik ilkesine kesinlikla aykırı olan bu kıyafet biçiminin üniversitelerde kullanılamayacağını açık bir şekilde belirtmiştir. Onun için bu yapılan değişikler ister yürürlüğe girmeden ister girdikten sonra başörtüsünü veya türbanı üniversitede serbest bırakamazsın" dedi.

ÖĞRENCİLERİN TÜRBANLA OKULA GİRİŞİNE İZİN VEREN YÖNETİCİLER.

Kanadoğlu, şu anda bazı üniversitelerde kız öğrencilerin türban ile okula girebilmesi ile ilgili olarak ise, mevzu üniversitelerin yöneticilerinin "görevi kötüye kullanma suçu" işlediklerini söyledi. Kanadoğlu, "Üniversitelere türban ve başörtüsü sokmamaları gerekir aksi halde durum görevi kötüye kullanmak olacaktır" diye konuştu.

"YÖK BAŞKANI RENGİNİ ORTAYA KOYDU"

Kanadoğlu, konuşmasında YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'a da değindi. Özcan için, "YÖK Başkanı suç teşkil edeceğini bir an bile düşünmeden rektörlere anayasa mahkemesi kararlarını gözardı etmelerini ve bunu uygulamamalarını söyleyecek kadar kendi rengini ortaya koymuştur ve bu kişi bir bakanın 'isterse yapmasın' sözüne dahi bir alınganlık göstermeden, istifayı düşünmeden, aşağılanmayı göze alacak kadar görevine bağlı olduğunu kanıtlamıştır" dedi. Kanadoğlu'nun bu sözlerini alkışlarla destekleyen izleycilerin bir bölümü de Özcan'ın tavrını protesto etti.

"TÜRBANI BAĞLAMA ŞEKLİ İBARESİ TÜRK YARGISINA KARA BİR LEKE"

17'inci maddeye 'çene altından bağlanır' ibaresini Türk hukukuna ve yargısına bir "kara leke" olarak betimleyen Kanadoğlu, bu tarifin anayasa mahkemesi tarafından iptal edileceğinden en ufak bir kuşku duymadığını anlattı. Cumhurbaşkanının bu düzenlemenin önüne geldiğinde yapacağı adımlar konusundaki ihtimallere değinen Kanadoğlu, "Bir daha görüşülmek üzere TBMM'ye gönderilmesi seçeneğini tercih edeceğini sanmıyorum çünkü tabanına ve kendisini oraya getiren iradeye anlatamaz ve bu nedenle bu tercihi seçemez. Ama ya yaparsa, -keşke- neden keşke çünkü anayasanın uygulanması ve devlet organları arasında uyumu sağlamak görevli cumhurbaşkanı andına uygun hareket etmiş olur. Bu ihtimali pek kuvvetli görmüyorum" şeklinde konuştu.

TBMM Anayasanın 7. maddesi uyarınca Türk milleti adına yasama yetkisini kullanır ama bu yetki sınırsız değildir, değiştirilemez hükümler konusunda bir sınırlama var. TBMM bu konuda herhangi bir şekilde yasama faaliyetinde bulunamaz. Eğer bunun dışında ortaya bir metin çıkmışsa bu metin yok hükmündedir ve bu yok hükmünde olan hükmün, kararın tespiti Anayasa Mahmesi tarafından yapılır.

Kanadoğlu, hukuka karşı hile ve hukuku dolanmayı önlemenin yargı organın görevi olduğunu belirterek, "Sadece türbanı serbet bırakmak için bu değişikliklerin yapıldığı gerekçelerinde de açıklanmıştır. Bu nedenle inanıyorum ki bu teşebbüs hukuk tarafından boşa çıkarılacaktır" dedi.

"TÜRKİYE'DE TÜRBAN SORUNU YOK, DİNİN SİYASETE ALET EDİLMESİ SORUNU VAR"

Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin bugün bir çok sorunla boğuştuğunu dile getirerek, "İşsizlik, yolsuzluk, ekonomik durumun kötüye gitmesi... Bunların üzerine bir şal örtülmesi gerekiyordu, türbanı seçtiler. Türkiye'de türban sorunu yok, Türkiye'de dinin siyasete alet edilmesi sorunu var" şeklinde konuştu.

"TARİHTEN DERS ALMAYANLAR..."

Tarihten ders almayanların aynı olayları yaşayacağını söyleyen Kanadoğlu, "Tarih onlar için tekerrür eder. Yakın geçmişte iki siyasi parti dini siyasete alet ederek laikliğe karşı geldikleri için ve türbanı savundukları için kapatılmıştır.

Siyasi partiler anayasanın ve yasa hükümlerinen içerisinde faaliyette bulunmak zorundadır. Siz bu zorunluluğu bir kenara bırakıp, laikliğe ilkesine aykırı eylemde bulunursanız, siz kapatılmayı hak edersiniz" diyerek sözlerini tamamladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber