Yasakçılığın gerekçesi 20 yıldır hiç değişmedi

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 13 Şubat 2008 07:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başörtülü öğrencilerin üniversitelerde okuyabilmesinin önünü açan anayasa değişikliğinin Meclis'te kabul edilmesinin ardından çıkan tartışmalar, türban karşıtlarının gerekçelerinin 20 yıldır aynı olduğunu gösterdi.

Anavatan Partisi'nin (ANAP) iktidar olduğu dönemde Malatya milletvekili olan Bülent Çaparoğlu'nun 1980 sonrasında ortaya çıkan başörtüsü sorununu Meclis'e taşımasının ardından yaşananlar, bugün yasağın kalkmasıyla gündeme gelen sorunlarla bire bir örtüşüyor.

Bugün 'kaos yaşanır, bölünme olur', 'laiklik elden gider', 'şeriat gelir' ve 'şimdi zamanı değil' gibi bahanelerin tamamı o tarihte de gündeme gelmiş. Özellikle başörtüsünün serbest bırakılmasının ardından örtünme şekillerinin tartışılması ve kapalı bakan eşlerinin mercek altına alınması, 20 yıl önceki tutumla bire bir paralellik gösteriyor.

Hürriyet Gazetesi, 4 Kasım 1989'da, öğrenciler arasında gerginliklerin yaşanmaya başladığını yazıyor.

Ayrıca o dönem gazetelerinde de bugün olduğu gibi 'çağdaş türban' defileleri ve başörtülüleri aşağılayan karikatürler yer alıyor.

Ocak 1989'da Hürriyet Gazetesi'nde dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in sözlerine yer verilirken ülkede kamplaşma olabileceği uyarısında bulunuluyor. Yine aynı gazetede 'İşte öğrenciler arasında ilk gerginlik' üst başlığıyla verilen haberde mescitten çıkan öğrencilerle YÖK'ü protesto eden öğrencilerin karşılıklı slogan attıkları belirtiliyor.

Aynı Hürriyet, anayasa değişikliği teklifi kabul edildikten sonra '411 el kaosa kalktı' başlığını atıyor.

Hürriyet Gazetesi'nin aynı yıl 5 Ocak'taki haberinde de Kenan Evren'in Meclis kararını Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü ifade edilirken; ilerleyen günlerde büyük kargaşanın olabileceği vurgulanıyor.

Aynı Hürriyet, 10 Şubat 2008'de okurlarının karşısına '411 el kaosa kalktı' manşetiyle çıkıyor. 4 Kasım 1989 tarihli Tercüman Gazetesi'nde de benzer konulara yer verilirken, üniversitelerde türbanın serbest bırakılması sonrasında gerginlik yaşandığı aktarılıyor. Bugün de uzun süre tartışmalara neden olan türbanın nasıl takılacağı konusunun ise 20 yıl önce de aynı üslupla tartışıldığı görülüyor.

Tercüman Gazetesi, meseleyi 'Türbanın şekli tam kargaşa' üst başlığıyla sayfalarına aktarırken; Günaydın Gazetesi de çizimlerle hangi türbanın serbest olduğunu anlatıyor. Manto ve takım elbise giymiş kadın figürlerini kullanan gazete, çizimlerin hangisinin serbest, hangisinin yasak olduğunu ayrıntılı bir şekilde veriyor.

Günaydın Gazetesi, 5 Aralık 1988'de, derse nasıl girileceğini ayrıntılı olarak anlatıyor!

Cumhuriyet Gazetesi ise açık bir giysinin üstüne başörtüsü takan bir mankenin defile görüntülerini okurlarıyla paylaşıyor. Gazetelerde dikkat çeken bir diğer benzerlik ise dönemin milletvekili ve bakan eşlerinin başörtüsüyle katıldığı davetler.

Bu haberlerin en güzel örneğini 8 Aralık 1989'da yayınlanan Tercüman Gazetesi veriyor. O dönemde Kenan Evren onuruna Devlet Konukevi'nde verilen yemeğe Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'un başörtülü eşinin katıldığı bildirilirken; haberin ayrıntısında türbanlı bakan eşinin gecede dikkat çektiği vurgulanıyor.

1987'de türban sorununu Meclis'e taşıyan ANAP Malatya Milletvekili Bülent Çaparoğlu, "Yazılıp çizilenleri gördüğümde büyük bir şaşkınlık yaşıyorum. Çünkü söylenenler, yazılanlar kelimesi kelimesine aynı." diye konuşuyor.

O dönemde de bazı güçlerin topluma korku salarak çatışma ortamı oluşturduğunu vurgulayan Bülent Çaparoğlu, "Başörtüsünün serbest olduğu dönemlerde üniversitelerde yıllarca hiçbir problem yaşanmadı. Fakat o dönemde birtakım provokatörler devreye girerek kışkırtıcılık yaptılar. Buna en büyük örnek Beyazıt'ta çarşaf giymiş erkeklerin yakalanmasıdır. Bu nedenle bu tür hareketlere karşı toplumun tamamı çok dikkatli olmalı." açıklamasında bulunuyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber