Sperm hasarı çocuklara geçiyor
"Sperm hücresi DNA'sı hasar gördükten sonra onarılamıyor"
İlgili Haberler
? Turunçgillerin DNA'sı çıkartılıyor
? "Köpeğiniz özenle kopyalanır"
? Yeşil ışık saçan iki domuz daha doğdu
? Ankara kedisine genetik müdahale
? Yedi hastalığa yol açan genler bulundu
Orada Neler Oluyor ?
Kameranızı çıkartın, görüntüleri çekin fotoğraflarınızı, videolarınızı ve haberlerinizi CNN Türk için Haberim'e gönderin, yayınlayalım.
Video, fotoğraf veya hikayenizi göndermek için tıklayın.
Bilimadamları, yapılan bir çalışmada, çevresel toksinlerin yol açtığı sperm hasarının, çocuklara aktarılabildiğini ve gelecek nesilleri etkileyebildiğini ortaya koydu.
Amerikan Bilim Geliştirme Derneğine sunulan çalışmaya göre, farelerde yapılan deneyler, tarımda kullanılan kimyasallara maruz kalınmasıyla ortaya çıkan sperm hasarının 4 nesil sonrasına aktarıldığını ortaya çıkardı.
Bilimadamları, çok fazla sigara ve alkol kullanan babaların, sadece kendilerine değil çocuklarına da zarar verdiklerinin farkında olmaları gerektiğini belirttiler.
Çalışmada, babanın sağlığının, gelecek nesillerin sağlığında düşünülenden daha büyük rol oynadığı ortaya konuldu.
Moskova'da Idaho Üniversitesinden bir ekip, mantar öldürücü tarımilacı vinclozolinin fare embriyonları üzerindeki etkilerini inceledi.
İnsanlardaki prostat kanseriyle benzer biçimi de dahil sperm hücrelerinde değişimlere yol açan bu kimyasala maruz kalan farelerde prostat büyümesi, hasarı, kısırlık ve böbrek sorunlarının belirtileri görüldü.
Çalışmada, ortaya çıkan sperm hasarının hayvanlarda 4 kuşakta da korunduğu ortaya konuldu.
Bilimadamları, çalışmalarında farelerin çok üst düzeyde vinclozolin'e maruz kaldıklarını vurguladılar, ancak çalışmalarının, toksinlerin spermde bir kere hasara yol açtıktan sonra sonraki kuşaklara geçebildiğini gösterdiğini belirttiler.
Çalışmada ABD ve ve İngiltere'den bilim adamları da, çok fazla alkol ve sigara tüketiminin sperm hücrelerinin DNA'sında değişime yol açabildiğini vurgulayarak, bir kere sperm hücresi DNA'sının hasar görmesinden sonra da onarım sağlayacak bir mekanizmanın bulunmadığına işaret ettiler.