Üç memurdan biri boşta geziyor

Haber Giriş : 30 Eylül 2004 07:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, bürokrasiden yana çok dertli. Kamu personelinde çok ciddi bir verim problemi olduğunu anlatan Coşkun, ?Her üç memurdan birisi boşta geziyor, bende bile 800 tane bankamatik memuru var? dedi. Vakit'e konuşan Bakan Coşkun, bürokratik yapıdaki hantallıktan kaynaklanan sorunları tek tek anlattı.

?BÜROKRASİ CUMHURİYETİ?

Devletin ihtiyacı olan memuru çalıştıramadığını anlatan Ali Coşkun, kanunlar ve mevzuattan kaynaklanan bir yığın engelin karşılarına çıktığını söyledi. Coşkun, şöyle konuştu:?En büyük israf, devletteki personel sorunu. Cumhuriyet demokratik cumhuriyet olamadığı için bu sorunlar yaşanıyor. Bu yapı 80 yılda bürokratik cumhuriyet olarak gelişince; bu bürokratik cumhuriyet de kendisini hantal devlet yapısına sürüklemiş. Hantal devlet yapısı da israf batağına girmiş. İsrafın neticesi bütçe açık vermiş ve bütçe açıkları dışarıdan alınan borçlarla kapatılmaya çalışılmış. Sıkıntı burada. Oysa ki siz aldığınız borcu üretken bir alana yatırsanız o kendi kendini öder. Bu yanlışlıklar süregelmiş şimdi bunlarla mücadele ediyoruz. Ekonomik bakımdan alınması gereken tedbirleri alma gücümüz var. Ama devletteki hantal yapıyı değiştirmek için çok büyük bir çaba göstermemiz gerekiyor. Biz buna Bakanlar Kurulu'ndan başladık, sayı 38'di 22'ye düşürdük. Artık Türkiye'nin Ankara'dan yönetildiği bir dönem geride kalmalı. Yerel ve yerinden yönetim yasasını çıkartmaya çalıştık, iade edildi. Kamuda yeniden reform yasasını çıkartamadık. Bunları çıkartsak bile gerçek bir düzelme için zamana ihtiyaç var.?

MEMURUN ÜÇTE BİRİ BOŞTA

Devlette aslında olması gereken memur sayısında bir anormallik bulunmadığını belirten Bakan Coşkun, sorunun verimsizlikten kaynaklandığını kaydetti. Coşkun, şunları söyledi:
?Elimizdeki memurların çalışma bakımından, verim bakımından üçte biri boşta geziyor. Kendi bakanlığımdan örnek vereyim. Şimdi özelleştirilen kurumlardan, bankalardan havuza atılanlar bakanlıklara dağıtılıyor. Bizim bakanlığa da 800 kontenjan tanınmış. Bunlar bakanlıklara, Devlet Personel Dairesi'nin tek başına verdiği kararla gönderiliyor. Maalesef bunlar çalışmıyorlar. Bankamatik memur oluyorlar. Oturtacak yer yok, verdiğiniz işi benimsemiyorlar, çok sıkışırlarsa ?sözleşme imzalayacağım' deyip, yeniden gerisin geri aynı işlemle gidiyor geldiği yerde sözleşmeli çalışmayı kabul etmek için.?

Sanki iş yapmamak için memur olmuşlar

Ali Coşkun, zaman içerisinde çıkartılan kanunlarla ?devletin, devletin düşmanı haline getirildiğini? anlatarak, bu mevzuat nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Coşkun, şöyle konuştu:
?Örneğin ben, bakanlığıma bağlı birimlerin bakanlık merkez teşkilatında çalıştırmak için eleman alabiliyorum, fakat bakanlıkta boş oturan merkez görevlilerini bağlı birimlerde görevlendiremiyorum. Bugün, Şeker Fabrikaları'nı Cumhuriyet tarihinde ilk kez üst üste kâr eder hale getirdik, gayet verimliler yani. ?Önce güzelleştirelim, sonra özelleştirelim' politikasını uyguluyoruz. Fakat bin 100'ün üzerinde personel yüzde 20-30 fazla emeklilik tazminatı alarak ayrıldılar. Onların yerine eleman alamıyorum, Şeker kampanyası başlıyor, mühendise ihtiyacım var. Kanun gereği o işletmede elektrik santrali var onun için elektrik mühendisi çalıştırmam gerek. Yine kimya mühendisine, işletme mühendisine ihtiyacım var. Fabrikanın başka birimlerinde mühendisler var, onları geçici görevlendirmek istiyorum, yasa bana yetki vermiyor. Görevlendirdiğinizde de ya Danıştay'dan geri geliyor ya da kendisi gitmiyor. Ben orada mühendis diye uğraşıyorum, o burada oturuyor. Böyle bir karmaşa içindeyiz, bunları düzeltmeye çalışıyoruz.?

Korkunç dedikodu çarkı

Sanayi Bakanı Ali Coşkun, bürokrata karşı olma gibi bir durumun sözkonusu olmadığını da vurgulayarak, ?Ama çalışmayan da çok. Biz, bu yapıyı besleyen bürokratik engellere karşıyız? diye konuştu. Sistemin memura, ?Ne yapmasam da sorumluluk altına girmesem? felsefesini benimsettiğini anlatan Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:

?Şimdi iyi çalışanlar da var, ama bir de etliye sütlüye karışmayanlar var. En kötüsü de bir görevde ne yapıp edip bir olumsuzluk bulup yapmamak için direnenler var. Onlara diyorsunuz ki, ?Kardeşim, bunu yapmama şeklinde hazırlamışsın raporu. Yapılması mümkün değil mi?' Cevap veriyor: ?Mümkün efendim' ?E peki, niye böyle yazıyorsun?' dediğimdeyse, ?Efendim ben öyle yazdım, ama siz yapın diye emir verin, imza atın, ben öyle yapayım' karşılığını veriyor. Böyle zihniyetlerle uğraşıyoruz.?

Partilerin el attığı, bir partiyi benimsemiş bürokrat tipinin de kendilerine sorun çıkarttığını anlatan Coşkun, ?Bunlar, iktidarın başarısını istemeyen tipler. Bize eskinin mirası. Özellikle bu kanallardan korkunç bir dedikodu furyası geliyor? dedi. Aslı astarı olmayan ihbarlarla boğuştuklarını belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, şöyle konuştu:?Teftiş, teftiş bir şey çıkmıyor, ama mecbursunuz siz onları araştırmaya. Hukuk servisimiz bunlarla uğraşıyor. Fakat ihbarcı durmuyor ki, bu defa Cumhurbaşkanı'na kadar gidiyor. ?Efendim, falan tarihte ihbar ettik, ama Sayın Bakan ilgilenmiyor, koruyor' diye. Bu defa Cumhurbaşkanlığı'ndan, Başbakanlık'tan ikaz geliyor. Sonuçta siz bu asılsız ihbarlar için zaman, personel, para harcıyorsunuz. Teftiş Kurulu, teftişten başını kaldıramıyor.?

Vakit

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber