Baykal: Şerefli, saygın insanlar gözaltına alındı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 25 Mart 2008 14:23, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 'Ergenekon terör örgütü'ne yönelik soruşturmada yürütme, yargı ve medyayı suçladı. "AKP derin devletini kuruyor. Güvenlik güçleri, emniyet birimleri, yargı seçilmiş hedeflerdir" diyen Baykal, örgütle ilişkisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Doğu Perinçek ve İlhan Selçuk'un ortaya attığı iddiaları dillendirdi. CHP lideri, TÜSİAD'ın 'gerilimi düşürme' çağrısına da olumsuz cevap verdi.

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda güncel gelişmeleri değerlendiren Deniz Baykal, AK Partiye yönelik kapatma davası ve Ergenekon soruşturmasına ilişkin düşüncelerini açıkladı. Kapatma davası sonrasında 'yargı bağımsızlığı' vurgusu yapan Baykal, Ergenekon davasıyla ilgili ise yargıya ağır eleştirilen yöneltti.

Geçen hafta Cumhuriyet Gazetesi sahibi İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu ve İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in gözaltına alındığını hatırlatan CHP lideri, bu isimlerin 'azılı bir cani takip eder gibi' gözaltına alındığını ileri sürdü.

Baykal, Selçuk ve Alemdaroğlu'nun serbest bırakılmasıyla ilgili olarak "Bu gözaltının altında çok sağlam kanıtların, irtibatların bulunmadığı 'bir bakalım' anlayışı içinde böyle bir gözaltına alma işleminin gerçekleştiği izlemini kamuoyunda ortaya çıktı" iddiasında bulundu. Baykal, Selçuk, Alemdaroğlu ve Perinçek'e geçmiş olsun dileklerini iletti.

Deniz Baykal, Ergenekon operasyonundaki gelişmelerin Türkiye'de daha önce darbe sonralarında meydana geldiğini, şimdi de benzer bir 'darbe zihniyeti'nin sözkonusu olduğunu ileri sürdü. Baykal, şöyle konuştu: "Böyle günler darbelerden sonra olurdu. Önce darbe olurdu, sonra gözdağı, teslimiyet duygusu yaratmak için saygın, önemli, değer verilen insanların hedef haline getirildiğini, en acı olaylara tabi tutulduğunu yakın tarihimizdeki olaylardan biliyoruz. Ama demokrasi içinde, demokrasi işlerken ilk kez böyle uygulamaya tanık oluyoruz. Darbeden sonra başvurulan yöntemlere şimdi başvuruluyor.

Darbe zihniyetinin parçası olabilecek uygulamaların, hukuk devleti ve demokrasi anlayışı içinde uygulamaya konduğuna tanık oluyoruz." Baykal, Türkiye'de daima çeteleşme olayları olduğunu ancak Ergenekon soruşturmasının özel anlamları bulunduğunu olduğunu savundu. Baykal, olayın perde arkasında 2006 yılındaki Danıştay saldırısının 'fanatik bir dinci tarafından yapılmadığı' ve 'saldırıda bir komplonun sözkonusu olduğu' iddiasının ispatlanmaya çalışıldığını savundu. Danıştay saldırganı Alpaslan Aslan'ın Ergenekon'la olan ilişkisini ise 'dinci gazetelerin komplosu' olarak değerlendirdi.

Deniz Baykal, AK Parti'nin kapatma davasını Ergenekon'a karşı bir girişim olarak yorumladıklarını savunarak "AKP yönetimi, böyle bir anlayış içinde bu konuyu bir yalın hukuk süreci içinde değil, siyasal ve medyatik bir destek ile götürme anlayışı içine girmiştir" dedi. Davanın gizli bazı boyutlarına ilişkin haberlerin medyada yer almasına tepki gösteren Baykal, "Bunun güven veren saygın bir hukuk süreci olduğunu düşünmek mümkün mü? Medyanın bir kısmı TMSF'ye devredilmişti. Bir kısmı da savcılığa devredilecek galiba" ifadelerini kullandı.

Ergenekon soruşturması kapsamındaki gelişmeleri 'AKP'nin derin devletini kurma çabası' olarak yorumlayan Baykal, şunları söyledi: "AKP kendi derin devletini devletin hassas kurumları nezdinde, artık inşa etmeye başladığı kanaatindeyim. Kaygım tespitim düşüncem budur. Ben 1995 yılında da devlet kuşatma altına girmiştir diye bir tespit yapmıştım. O tespitten sonra Susurluk olayı Türkiye'nin önüne trafik kazasıyla dökülmüştü.

AKP derin devletini kuruyor. Güvenlik güçleri, emniyet birimleri, yargı seçilmiş hedeflerdir. Buralarda çok önemli mesafeler alınmıştır." Bu güne kadar her partisinin kadrolaştığını ancak AK Parti'nin farklı bir yöntem denediğini savunan CHP lideri, devletin kurulmuş olan temel felsefesine, anayasasına, özüne inanan kadrolar yerine onu fiilen değiştirme niyetinde olan insanların bilinçli olarak oraya taşıma çabasının sergilendiğini iddia etti.

'Mini paket, Anayasının dişini çeker'

CHP lideri Deniz Baykal, AK Parti'nin parti kapatmaların zorlaştırılmasına yönelik Anayasa değişikliği çalışmasına da sert eleştiriler yöneltti. Değişikliğin hukuk devletiyle bağdaşmayacağını savunan Baykal, "Hukuk sürecini boşluğa bırakmak için anayasa değiştirmek aklın, mantığın, sağduyunun kesinlikle kabul edemeyeceği bir şeydir. Anayasanın bunu içine sindirmesini tasavvur etmek mümkün değildir" diye konuştu.

AK Partinin kendi çıkarlarını koruyabilmek için anayasa çıkarma noktasına geldiğini belirten CHP lideri, "Bunun sonucu sadece yargı sürecinin askıya alınması olmayacak. Anayasamızın temellerinden birini oluşturan laiklik ilkesinin ihlal edilmesi halinde bir yaptırım uygulanmasını anayasamızdan çıkarıp atacaklar. Anayasamızın dişini çekecekler. Laiklik ilkesinin içini boşaltacaklardır. Bu değişiklik yapıldıktan sonra laikliği ihlal eden bir parti hakkında işlem yapılabilmesi onu ihlal edenlerin oluruna bırakılacaktır" şeklinde konuştu. Baykal, bu yönde yapılacak bir referanduma da karşı olduklarını ifade etti.

Deniz Baykal, Erdoğan'ın 'Baykal, kapatma davasından haberdardı' imasını taşıyan sözlerine de cevap verdi. AK Partiye yönelik uyarıları yaparken kimseyle paslaşmadığını, Anayasayı ve siyasi tarihi bilen herkesin bu girişimin önemli gelişmelere neden olacağını göreceğini savunan Baykal, "Görmemek için belki sadece başbakan olmak gerekir. O zaman gördüm ve söyledim. Şimdi daha da yüksek bir güvende diyorum ki, düşündüğünüz mini paket anayasayı tadil (dönüştürme) ve girişimidir. O da önemli gelişmelere yol açar. Kimseyle paslaşmadan söylüyorum" dedi.

Baykal, Erdoğan'ın kendilerine kapatma davası açılırken ayet ve hadis okuyan Baykal'la ilgili bir suçlamada bulunulmaması yönündeki ifadelerine de şöyle cevap verdi: "Ayet okumak suç değil. İslamiyeti sevmek, övmek, özünün ne olduğunu anlatmak suç değil. Hele birileri alet edip yanlış öğretiyorsa 'bu yanlış' demek hiç suç değil. Biz İslamiyetin özünde o siyasi istismarın olmadığını anlatıyoruz. Ama sen tescillisin. Senin bu konuda sicilin ortada. Sen din istismarını siyasetinin temeli yapmış bir insansın. Sen kendini nasıl olur da anayasaya laikliğe inanan siyaset adamlarıyla mukayese edersin" .

Gerilim istemeyen TÜSİAD'ı da eleştirdi

CHP lideri, konuşmasında bazı sivil toplum kuruluşlarının siyasetteki gerginliğin sona erdirilmesine ilişkin çağrılarına da cevap verdi. TÜSİAD'ın önceki gün bu yönde yaptığı açıklamayı isim vermeden eleştiren Baykal, şöyle konuştu: "Biz başbakanla polemik yapıyoruz, onun için Türkiye'de gerginlik var! Yok böyle bir şey. Olayın tarafı biz değiliz. Gerginlik hükümetin Türkiye'nin anayasasıyla, laiklik anlayışıyla, eğitim anlayışıyla kavgasından kaynaklanıyor. Bu muhalefet sustuğu zaman gerilim olmayacak mı? Meydanı boş bırakacağız, o alacak götürecek öyle mi. Çıkan diyor ki, 'iktidar da muhalefet de gerilimi düşürsün'. Ben sustuğum zaman bu yoldan çıkacağını garanti ediyor musun sen. Böyle köşende oturup herkese iyi niyetle tavsiyeler yaparak bu işler toparlanmıyor. Anayasana sahip çıkacaksın, çıkmayana karşı tavır koyacaksın. Türkiye tehlikeli bir dönüşüm yaşıyor. Ondan sonra 'sakin olun, gerilimi düşürün...'. Gerilimi düşürmek isteyenler iktidarı muhatap alma cesaretini göstermelidirler. Gerilim yanlışa karşı çıkılarak düşürülür. Yanlışa teslim olursanız o başka bir olaydır. Gerilim olmadan hep beraber bir yere gideriz. Herkes aklını başına alsın."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber