CHP'li Özyürek'e göre AK Parti başsavcıya linç uyguluyor

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 01 Nisan 2008 17:23, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AK Parti'ye açılan kapatma davasını olumlu bulan CHP, buna karşılık parti yöneticilerinin davayı açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'ya linç girişiminde bulunduğu görüşünde. CHP, parti kapatmalarını zorlaştırmaya dönük Anayasa değişikliklerinin de 'hukuka aykırı' olduğu düşüncesinde.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu TBMM'de düzenlediği basın toplantısında son siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Özyürek, kapatma davasını yorumlarken AK Partiyi 'laikliği zorlamaması' yönünde uyardıklarını ancak, parti yöneticilerinin bu adımları atmaktan çekinmediklerini savundu. Türban düzenlemesini de bu çerçevede yorumlayan Özyürek, özellikle kapatma davasının ardından AK Parti'nin dengesinin bozulduğunu, 'freni tutmayan bir kamyon gibi' hızla gittiğini savundu. Parti yöneticilerinin özeleştiri yapmak, ders çıkarmak yerine, yargıya ve Cumhuriyet Başsavcısına linç uygulamasına gittiğini öne süren Özyürek, "Görevini yapan Cumhuriyet Başsavcısını suçlamak, linç uygulamak, insafla bağdaşmamaktadır. AKP, bunu yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir" dedi. AK Partinin sürekli darbe edebiyatı yaptığını ileri süren Özyürek, "Sürekli darbe edebiyatı yapılıyor. Kim bu darbeciler? Bula bula bir Ergenekon davası buldular, İlhan Selçuk'u, 12 Mart şartlarını aratmayan bir yöntemle gözaltına aldılar. 9 aydır ortada bir iddianame yoktur. Ama AKP'ye yakın medyada, bu dosyada neler olabileceğinin bilgilerini edinebiliyoruz" diye konuştu.

Kapatma davası sürecinde herkesin sükunet ve saygıyla yargının işlemesini kolaylaştırmayla çalışması gerektiğini belirten Özyürek, şöyle konuştu: "Bağırarak, çağırarak, tehditle linç uygulayarak, Anayasa Mahkemesini yıldırmak, korkutmak mümkün değildir. AKP, bu telaş içinde, kendisiyle ilgili bir davayı düşürmek üzere, kendi çoğunluğuna dayanarak, bir anayasa değişikliği yaparsa, bu hukuk devletine, Anayasanın 138. maddesine aykırı olur ve toplumda büyük tartışmaları getirir. AKP'nin hukuki meşruiyeti tartışılır hale gelir. Umarım ve dilerim, AKP bu yola gitmez, kendisiyle ilgili davayı değiştirmek üzere anayasa değişikliği yapmaz. Yaparsa, Anayasa Mahkemesinden döner. Yapılması gereken, sağduyunun hakim olması, olup bitenleri soğukkanlılıkla karşılamasıdır. AKP'nin bütün enerjisini, çabasını, 'biz iddianamede öngörülen bir parti değiliz' şeklinde savunmasını yapmaya vermelidir.

CHP'nin laiklik ölçüsü içki içebilme özgürlüğü

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, partisinin laikliğin ödünsüz savunucusu olduğunu ancak laikliği politik araç olarak kullanmadıklarını savundu. Özyürek, laikliğin herkese özgürlük tanıdığını belirtirken şöyle konuştu: "Biz de isteriz ki laiklik bütünüyle yerleşsin, kimse laiklik karşıtı eylemlerde olmasın, insanların yaşam tarzına müdahale edilmesin, kırmızı çizgilerle 'burada içki içilir, burada içilmez' diyerek insanların yaşamlarına müdahale edilmesin. Toplum, uygar, demokrat, özgür şekilde yaşasın, biz laikliği o zaman gündeme getirmeyiz." Partisinin demokrasiye olan bağlılığını anlatırken AK Partiye açılan kapatma davasına sevinmediklerini, aksine üzüldüklerini ileri süren Özyürek, "AKP, baştan beri Milli Görüş geleneğinden aldığı hedeflerle, 'nasıl olur da bu anayasal düzeni tahrip ederim yerine bir İslam cumhuriyeti kurarım' anlayışında olduğu için sürekli anayasal düzeni tahrip ediyor, o nedenle de böylesi bir davaya muhatap oluyor" iddiasında bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dünkü grup konuşmasında CHP'nin 'laikliği cephe hattı' olarak gördüğüne ilişkin sözlerinin sorulması üzerine ise Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Bahçeli, demek ki CHP'yi yeni yeni anlamaya başlıyor. Sayın Bahçeli'ye, Anayasanın değiştirilemez maddelerini yeniden okumasını salık veririm. Eğer o maddeleri değiştirme yönünde bir düşüncesi varsa, bu düşüncesini de açıklıkla beyan etmesini isteriz" diye konuştu. Cemil Çiçek'in hafta sonu yaptığı konuşmasına ilişkin değerlendirmesinin istenmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Geçmişte çok parti değiştiren bir milletvekilimize medya 'Fırıldak Kubi' ismini takmıştı. Sanıyorum günümüzde bu isim en çok Sayın Cemil Çiçek'e yakışıyor. Bugüne kadar Parlamentoda bu kadar siyasal parti değiştiren tek kişi herhalde. Sayın Çiçek'in bir başka özelliği daha var: İlginç bir çekirge figürü çiziyor. Gittiği her parti kapatılıyor ama her ne hikmetse Sayın Çiçek, siyasette, Parlamentoda yerini koruyor. Sanıyorum, bu yapı sorgulanmak üzereyken, bunun psikolojik baskısını Sayın Çiçek üzerinde hissetti. Bu psikolojik baskıyı atmak, AKP'lilere 'ben de sizin yanınızdayım' demek için, kendince bir muhalefet stratejisi belirledi"

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber