Meslekten çıkarılıp, yargı kararı ile dönen Savcı geriye dönük mali haklarını alabilir mi?

Danıştay 5. Dairesi, davacının meslekten çıkarma cezasının kesinleştiği tarih ile bu cezanın kaldırılması talebiyle başvuruda bulunduğu tarih arasındaki dönemde yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi isteminin reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 13 Haziran 2023 00:10, Son Güncelleme : 12 Haziran 2023 09:21
Meslekten çıkarılıp, yargı kararı ile dönen Savcı geriye dönük mali haklarını alabilir mi?

Danıştay 5. Dairesi, davacının meslekten çıkarma cezasının kesinleştiği tarih ile bu cezanın kaldırılması talebiyle başvuruda bulunduğu tarih arasındaki dönemde yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi isteminin reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti.

İdari işlemin "kaldırılmasına" açıklık getirdi

İdari işlem, idari makamların, kamu gücünü kullanarak tesis ettikleri ve bireyler hakkında tek taraflı hukuki sonuç doğuran işlemlerdir. Bir idari işlemin, işlemi yapan idarece sona erdirilmesi; geri alma, kaldırma, değiştirme ve düzeltme gibi farklı şekilde gerçekleşebilir. Kaldırma, idarece tesis edilen bir idari işlemin, yine idarenin alacağı bir kararla -yetkide paralellik ilkesi uyarınca- geleceğe yönelik olarak uygulanmasına son verilmesidir. Kaldırma işlemi hukuka aykırı işlemlere ilişkin olabileceği gibi hukuka uygun işlemlere ilişkin de olabilir ve geri alma işleminden farklı olarak geleceğe yönelik olarak sonuç doğurur. Geri alma işlemi ise; sadece hukuka aykırı işlemler açısından söz konusudur ve işlemin geri alınmasıyla birlikte işlem hiç gerçekleşmemiş gibi ilk tesis edildiği tarihten itibaren ortadan kalkar, başka bir ifadeyle geçmişe yönelik sonuç doğurur. Hukuki kapsam ve sonuç itibariyle kaldırma, geri almadan farklıdır. Zira geri alma sonuç olarak geriye yürür olmasına karşılık kaldırmanın sonucu gelecek için hüküm ifade etmektedir.

Kaldırıma işlemi ileriye doğru sonuç doğurur

Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun geçici 3. maddesi kapsamında söz konusu cezanın kaldırılması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin yargı kararıyla iptali üzerine meslekten çıkarma cezasının kaldırılması yönünde tesis edilen işlemin nitelik itibarıyla bir kaldırma işlemi olarak kabulü gerektiğinden, tesis edildiği tarihten itibaren sonuç doğuracağı ve davacı hakkında yalnızca ileriye yönelik olarak uygulanabileceği, bu nedenle davacının meslekten çıkarma cezasının kesinleştiği tarih ile bu cezanın kaldırılması talebiyle başvuruda bulunduğu tarih arasındaki dönemde yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi isteminin reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.


T.C.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2018/4508
Karar No: 2021/2288

Özeti :
DAVACI: ...
VEKİLİ: Av. ...
DAVALI: Hakimler ve Savcılar Kurulu
VEKİLİ: Av. .

DAVANIN KONUSU:

Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmakta iken 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesi uyarınca meslekten çıkarılan davacı tarafından, 6087 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi kapsamında meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle yapılan 20/01/2011 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 29/06/2016 tarihli ve E:2016/6673, K:2016/5624 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden bahisle 07/10/1991 ile 20/01/2011 tarihleri arasında mahrum kalınan parasal haklarının ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 24/07/2017 tarih ve 25602 sayılı işlemin iptali ile mahrum kalınan parasal haklarının şimdilik 5.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI:

Danıştay Onaltıncı Dairesinin 29/06/2016 tarihli ve E:2016/6673, K:2016/5624 sayılı kararıyla meslekten çıkarılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verildiğinden anılan işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının tamamının ödenmesi gerekirken 20/01/2011 - 01/07/2012 tarihleri arası döneme ilişkin maaşlarının ödendiği, 07/10/1991 ile 20/01/2011 tarihleri arası döneme ilişkin maaşlarının ödenmediği, bu durumun insan haklarına ve ilgili mevzuata aykırılık teşkil ettiği ileri
sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI:

Davanın süresinde açılmadığı, işbu tam yargı davasının konusu 12/02/1990 tarihli Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı olmayıp 01/02/2012 tarihli Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı olduğundan dayanak iptal davası konusu dışında talepte bulunulduğu, davacıya 1990 yılında verilen meslekten çıkarma cezasının 2010 yılına kadar Anayasa gereği yargı yolunun kapalı olması nedeniyle yargısal yönden kesin bir karar mahiyetinde olduğundan davacının 6087 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi kapsamındaki başvurusunun reddine ilişkin 01/02/2012 tarihinde tesis edilen işlemin iptalinin, davacıya 1990 yılında verilen meslekten çıkarma cezasının verildiği tarihten itibaren ortadan kaldırılması anlamına gelmediği, Danıştay 16. Dairesinin iptal kararı uyarınca 20/01/2011 - 01/07/2012 tarihleri arası döneme ilişkin parasal ve özlük hakları ödenen davacıya, 07/10/1991 ile 20/01/2011 tarihleri arası döneme ilişkin parasal ve özlük hakkı ödenmesine imkan bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ :

Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ:

Davacı tarafından, Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmakta iken 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesi uyarınca 7.10.1991 tarihinde meslekten çıkarılan davacı tarafından, 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun geçici 3. maddesi kapsamında meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle yapılan 20.1.2011 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 29.6.2016 tarihli ve E:2016/6673, K:2016/5624 sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden bahisle 7.10.1991 ile 20.1.2011 tarihleri arasında mahrum kalınan parasal haklarının ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 5000 TL'nin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenmiştir.

Diyarbakır eski Cumhuriyet Savcısı olan ve Akkuş Cumhuriyet Savcısı iken, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 12/2/1990 tarihli, 1990/13 sayılı kararıyla meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının; 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nun Geçici 3'üncü maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle yaptığı 20/1/2011 tarihli başvurusunun reddine ilişkin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu'nun 1/2/2012 tarihli, 66 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onaltıncı Dairesince, davacının meslekten çıkarma kararına gerekçe gösterilen eyleminin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı kanaatine varıldığından, davacının meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin kararın kaldırılması isteminin reddine ilişkin kararda hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Dava, Danıştay Onaltıncı Dairesinin belirtilen iptal kararı üzerine açılmış bir tam yargı davasıdır.

Davalı idarenin süre aşımı iddiası yerinde görülmemiştir.

İşin esasına gelince, dosyanın incelenmesinden davacının tam yargı talebi Danıştay Onaltıncı Dairesinin iptal kararının kapsamı dışında özlük ve parasal hak talebini içerdiğinden ve ayrıca 6087 sayılı Kanunun Geçici 3. maddesi kapsamı dışında kaldığından davacının talebi yasal ve hukuki dayanaktan yoksun bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, duruşma için taraflara önceden bildirilen 24/06/2021 tarihinde, davacı ve davacı vekili Av. ... ile davalı idare vekili Av. . .'ün geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı, gelen taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra davalı idarenin usule ilişkin iddiaları yerinde görülmedi ve işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmakta iken 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 12/02/1990 tarih ve 1990/13 sayılı kararıyla meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının yeniden inceleme talebi ve itirazı reddedilerek anılan karar 07/10/1991 tarihinde kesinleşmiştir.

6087 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi kapsamında meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle yapılan 20/01/2011 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 29/06/2016 tarihli ve E:2016/6673, K:2016/5624 sayılı kararıyla anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.
Danıştay 16. Dairesinin söz konusu kararı uyarınca davacıya 20/01/2011 - 01/07/2012 tarihleri arası döneme ilişkin parasal ve özlük hakları ödenmiştir.

Davacı tarafından, 07/10/1991 ile 20/01/2011 tarihleri arası döneme ilişkin yoksun kalınan parasal haklarının ödenmesi talebiyle yapılan başvuru Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin 24/07/2017 tarih ve 25602 sayılı işlemiyle reddedilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin 24/07/2017 tarih ve 25602 sayılı işleminin iptali ile mahrum kalınan parasal haklarının şimdilik 5.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun "Hakkında Meslekten Çıkarma Kararı Verilmiş Olanların Durumu" başlıklı geçici 3. Maddesinde; "(1) 2461 sayılı Kanun ile kurulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, haklarında meslekten çıkarma cezası verilen hakim ve savcıların, bu cezanın kaldırılması için idari dava açmadan önce, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün içinde Kurula başvurmaları gerekir.

(2)Genel Kurul, usulüne uygun yapılan başvurular üzerine, dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda, talep halinde, başvuranın bizzat veya vekili aracılığıyla yazılı ya da sözlü savunmasını da almak suretiyle, başvurunun kabulüne veya reddine karar verir.

(3)Başvurunun kabulü halinde;

a)Önceki kararın kaldırılmasına,

b)Hakimlik ve savcılık mesleğine kabulde aranan niteliklerin kaybedilmemiş olması şartıyla ilgilinin hakimlik ve savcılık mesleğine tekrar atanmasına,

c)Önceden verilmiş olan meslekten çıkarma cezasına konu eylem sebebiyle başka bir disiplin cezası verilmesine gerek gördüğünde eyleme uyan disiplin cezasına, karar verir.

(4)İkinci ve üçüncü fıkralar uyarınca verilen kararlara karşı, Başkan veya ilgili, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kuruldan yeniden inceleme talebinde bulunabilirler. Yeniden inceleme talebi üzerine verilen kararlar kesindir.

(5)İkinci fıkra uyarınca verilen başvurunun reddine ilişkin kesinleşen kararların iptali talebiyle ilk derece mahkemesi olarak Danıştaya başvurulabilir. Bu dava, acele işlerden sayılır. Üçüncü fıkra uyarınca verilen kararlar yargı denetimi dışındadır." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdari işlem, idari makamların, kamu gücünü kullanarak tesis ettikleri ve bireyler hakkında tek taraflı hukuki sonuç doğuran işlemlerdir. Bir idari işlemin, işlemi yapan idarece sona erdirilmesi; geri alma, kaldırma, değiştirme ve düzeltme gibi farklı şekilde gerçekleşebilir. Kaldırma, idarece tesis edilen bir idari işlemin, yine idarenin alacağı bir kararla -yetkide paralellik ilkesi uyarınca- geleceğe yönelik olarak uygulanmasına son verilmesidir. Kaldırma işlemi hukuka aykırı işlemlere ilişkin olabileceği gibi hukuka uygun işlemlere ilişkin de olabilir ve geri alma işleminden farklı olarak geleceğe yönelik olarak sonuç doğurur. Geri alma işlemi ise; sadece hukuka aykırı işlemler açısından söz konusudur ve işlemin geri alınmasıyla birlikte işlem hiç gerçekleşmemiş gibi ilk tesis edildiği tarihten itibaren ortadan kalkar, başka bir ifadeyle geçmişe yönelik sonuç doğurur. Hukuki kapsam ve sonuç itibariyle kaldırma, geri almadan farklıdır. Zira geri alma sonuç olarak geriye yürür olmasına karşılık kaldırmanın sonucu gelecek için hüküm ifade etmektedir.

İdarenin, kural olarak bir hizmetin niteliğini dikkate alarak koşulları her zaman değiştirip, yeni koşullar getirebileceğinde ve daha önceki düzenlemeler ile yaratılmış olan hukuki durumları, ileriye yönelik olarak yürürlükten kaldırma yetkisine sahip bulunduğunda kuşku bulunmamaktadır. Bu kapsamda idareler kamu görevlilerinin statülerine ilişkin yeni kurallar koyabilir ya da var olan kuralları değiştirebilirler.

Bu doğrultuda, 18/12/2010 tarih ve 27789 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun Geçici 3. maddesi hükmü ile 2461 sayılı Kanun ile kurulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, haklarında meslekten çıkarma cezası verilen hakim ve savcıların, bu cezanın kaldırılması için idari dava açmadan önce, 6087 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün içinde Kurula başvurmaları gerektiği belirtilerek ve başvurunun kabulü halinde önceki kararın kaldırılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.

Olayda, Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmakta iken Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 12/02/1990 tarih ve 1990/13 sayılı kararıyla meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının yeniden inceleme talebi ve itirazı reddedilerek anılan karar 07/10/1991 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafından, 6087 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi kapsamında meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle yapılan 20/01/2011 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 29/06/2016 tarihli ve E:2016/6673, K:2016/5624 sayılı kararıyla anılan işlemin iptaline karar verilmiştir. Danıştay 16. Dairesinin anılan kararı üzerine davacının 65 yaşından büyük olması nedeniyle tekrar ataması yapılamamış ise de, davacıya meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle yaptığı başvuru tarihi olan 20/01/2011 tarihi ile davacının 65 yaşını doldurduğu tarih olan 01/07/2012 tarihleri arası döneme ilişkin parasal ve özlük hakları ödenmiştir.

Bakılmakta olan davada, davacı tarafından, 07/10/1991 ile 20/01/2011 tarihleri arası döneme ilişkin maaşlarının ödenmediği belirtilerek anılan döneme ilişkin yoksun kalınan parasal haklarının ödenmesi talep edilmekte ise de, davacının 6087 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi kapsamında meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle yaptığı 20/01/2011 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 29/06/2016 tarihli ve E:2016/6673, K:2016/5624 sayılı kararıyla anılan işlemin iptali üzerine hakkındaki meslekten çıkarma cezasının kaldırılmasına yönelik işlemin nitelik itibariyle bir kaldırma işlemi olarak kabulü gerektiğinden, tesis edildiği tarihten itibaren sonuç doğuracağı ve davacı hakkında yalnızca ileriye yönelik olarak uygulanabileceği sonucuna varıldığından davacının 07/10/1991 ile 20/01/2011 tarihleri arası döneme ilişkin yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi isteminin reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 6087 sayılı Kanunun Geçici 3. maddesi kapsamı dışında kaldığından, davacının 07/10/1991 ile 20/01/2011 tarihleri arası döneme ilişkin mahrum kalınan parasal haklarının şimdilik 5.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi talebinde yasal ve hukuki dayanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğinin 24/07/2017 tarih ve 25602 sayılı işleminin iptali ile mahrum kalınan parasal haklarının şimdilik 5.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,

2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam 205,08 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,

3.Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

4.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işleri için belirlenen 5.940,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,

5.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber