Milli Savunma Bakanlığı 150 bin YTL tazminat ödeyecek

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 07 Nisan 2008 18:47, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

Malatya İdare Mahkemesi, Milli Savunma Bakanlığı'nın Tunceli'nin Hozat ilçesinde konuşlu bulunan o zamanki adıyla 51. İç Güvenlik Tugayı'nın eğitim alanında 'hurda zannıyla' yerden aldıkları madeni malzemenin patlaması sonucu hayatını kaybeden 3 çocuğun ailelerine toplam 150 bin YTL tazminat ödemesine karar verdi.

Mağdurların avukatı Barış Yıldırım, yaklaşık 6 yıl süren hukuki sürecin ardından açıklanan kararın 'emsal' teşkil edebileceğini söyledi.

Avukat Yıldırım, patlamada sorumluluğu bulunanların cezalandırılması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceklerini açıkladı.

26 Ekim 2002'de 51. İç Güvenlik Tugayı'nın eğitim alanında hurda madeni eşya sanarak topladıkları cisimlerin patlaması sonucu Ergün Aslan (14) , Uğur Günel (14), Gürkan Günel (15) ölmüş, Murat Doğan (16) , Hayri Çiçek (13) ile ilçede esnaflık yapan Hıdır Çelik ağır yaralanmıştı.

Yaşanan olayın ardından çocuklarını kaybeden aileler adına avukatları Barış Yıldırım tarafından Malatya İdare Mahkemesi'ne başvuruda bulunularak maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açıldı.

Malatya İdare Mahkemesi'nde görülen dava sonuçlandı ve mahkeme meydana gelen olayda idarenin kusurlu olduğu belirterek Milli Savunma Bakanlığı tarafından olayda çocuklarını yitiren ailelere yaklaşık 50'şer bin YTL'lik tazminat ödenmesine karar verdi.

Konuya ilişkin açıklama yapan ailelerin avukatı Barış Yıldırım, "Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı bu olaydan ötürü bir soruşturma başlattı. Soruşturmada Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı çarpıcı tespitlerde bulundu.

Özellikle 51. İç Güvenlik Tugayı'nın bomba gibi eğitim atışı yapmak için kullandığı yapılan keşif neticesinde bölgede tırnak içerisinde bahsi geçen bölgenin giriş çıkışları önlemeye yönelik herhangi bir tel örgü tel sistemi veya bir başka şekilde çevrilmediği tespitinde bulunulmuştur" diye konuştu.

Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın patlayıcıların menşeini tespit etmek için kriminal laboratuara da gönderdiğini hatırlatan Barış Yıldırım, yapılan incelemede patlayıcıların bazıların Makine Kimya Endüstrisi tarafından askeri eğitim amaçlı üretildiği; bazılarının NATO standardı olarak Amerika Devleti tarafından üretildiği, bazılarının NATO'ya bağlı ülkeler tarafından üretilen mühimmat olduğu; bazıların Rus patentiyle doğu bloku ülkeleri tarafından askeri amaçlarla üretildiği tespitinde bulunulduğunu ifade etti.

Bölgede patlamamış çok sayıda mühimmat bulunduğunu dile getiren Yıldırım, "Bölgemizde patlamamış halde bulunan ve insancıl hukuk literatürü bakımından patlamamış serbest patlayıcı olarak nitelendirilen patlayıcılar çok fazla. Gerek çatışma sonrası süreçlerden kalma gerekse bu şekilde askeri bölgelerin etrafında eğitim amaçlı kullanılmış fakat patlamamış birçok mühimmat bulunmakta. Bunların yaşam hakkı en başta kişinin en önemli hakkı olan yaşam hakkı bakımından ciddi tehdit ve tehlike oluşturduğunu buradan tekrar ifade ediyoruz. Karar bu anlamda emsal bir karar. İlimizde bu şekilde patlamamış bir şekilde açık alanda arazide korunaksız bir durumda bulunan patlayıcıların bir an önce temizlenmesi gerekiyor. Zira bu gerek ülkemizin de taraf olduğu sözleşmelerin insan hakları hukuku bakımından gerekse de ulusal mevzuatımızın emredici bir buyruğudur. Kararın gerçekten de emsal bir karar olduğunu ve kamu vicdanını gerekçe bakımından kamu vicdanını tatmin eden bir boyuta sahip olduğunu tekrar ifade etmek istiyoruz." diye konuştu.

AVUKAT YILDIRIM: "SORUMLULARIN CEZALANDIRILMASI İÇİN DOSYAYI AİHM'E GÖNDERDİK."

Malatya İdare Mahkemesi'nin verdiği kararın yerinde bir karar olduğunu ancak olayda kusuru bulunan sorumluların da cezalandırılması gerektiğini ifade eden avukat Barış Yıldırım, bu nedenle iç hukuk yollarını tüketerek dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdıklarını da söyledi.

Olayın ardından Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın askeri bir kusur olduğunu belirterek dosyayı Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'na gönderdiğini hatırlatan Yıldırım, "8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı da yaptığı soruşturma sonucunda askeri şahıslar bakımından kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Zira şu gerekçeyi ortaya koymuştu: 'Patlamamış mühimmatların arazide bırakılması ile ölümlerin ve yaralanmaların meydana gelmesinde doğrudan neden ve sonuç ilişkisi bulunamadığı' tespitinde bulunmuştu. Çarpıcı olan askeri savcılığın bu kanaatte olması." şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber