Hafızlık belgesi olan öğrencilerin puansız liseye yerleştirmeleri hukuka uygun bulundu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrencilerin hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine herhangi bir sınav puanı aranmaksızın tercihlerine göre yerleştirilmesine ilişkin düzenlemeyi hukuka uygun buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 13 Ağustos 2023 00:10, Son Güncelleme : 19 Temmuz 2023 10:47
Hafızlık belgesi olan öğrencilerin puansız liseye yerleştirmeleri hukuka uygun bulundu

Müşterek daire "eşitlik" ilkesinden yola çıkarak iptal etti

Bu durumda; hafızlık belgesine sahip öğrenciler açısından sınav şartını tamamen ortadan kaldıran ve hafızlık belgesi bulunan ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler ile, sınava hazırlanarak yerleştirmeye esas puanı almış bulunan, hafızlık belgesine sahip olmayan ve hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerini tercih etmek isteyen öğrenciler arasında eşitlik ilkesine aykırı uygulamaya gidilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olan dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinin, kanun önünde eşitlik ilkesi ile eğitimde fırsat ve imkan eşitliğini temel ilke olarak kabul eden Kanun hükmüne aykırı olduğu,

İDDK eşitlik kavramına açıklık getitdi

Bu kuralın, aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların oluşturulmasını engellediği, aynı durumda olanlar için farklı düzenleme yapılmasının eşitliğe aykırılık oluşturacağı, Anayasa'nın amaçladığı eşitliğin, mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitlik olduğu, bir diğer anlatımla aynı hukuki durumda olanlar için aynı, ayrı hukuki durumda olanlar için ayrı kurallar öngörülmesinin Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği anlaşılmaktadır.

Nitekim Anayasa Mahkemesinin 07/05/2021 tarih ve 31477 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/02/2021 tarih ve E:2019/89, K:2021/10 sayılı kararında ve istikrar kazanmış birçok kararında da;

"...Anayasa'nın 10. maddesinde ...belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı; aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, kişilere ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez..." değerlendirmesine yer verilmiştir.

Dolayısıyla, kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında, kanunlara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamayacaktır. Kanunlar, eşitlik ilkesine uygun bir şekilde, aynı veya benzer durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranılmasını sağlayacak kurallar içermelidir.

Hafızlık yapan öğrencilere sağlanan vu hak fırsat eşitliği gereğidir

Öncelikle; hafızlık belgesi bulunan ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler ile, sınava hazırlanarak yerleştirmeye esas puanı almış bulunan, hafızlık belgesine sahip olmayan ve hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerini tercih etmek isteyen öğrenciler arasında "eşitlik ilkesinin" uygulanabilmesi için; yukarıda ifade edilen Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere; öğrencilerin durum ve konumlarındaki özelliklerin aynı olması gerekmektedir.

Burada, hafızlık belgesine sahip olan öğrenciler ile anılan belgeye sahip olmayan öğrencilerin hukuksal ve fiili durumlarının aynı olmadığı dikkate alındığında; ancak yoğun çaba ve emek gerektiren bir eğitim sonunda verilen hafızlık belgesi alan öğrencinin, yine almış olduğu eğitim ile uyumlu olarak sadece hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip lisesine kaydının yapılmasına imkan sağlanması, eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin bir gereğidir.

Bu itibarla, davanın reddi gerekirken dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Müşterek Kurul kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2022/3461
Karar No : 2023/436

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 17/05/2022 tarih ve E:2021/6739, K:2022/3316 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:

28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 07/09/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 23. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinin, 30. maddenin 1. fıkrasındaki "en az 70" ibaresinin, 88. maddesinin 8. fıkrasının ve 91. maddesinin 2. fıkrasının (ğ) bendinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 17/05/2022 tarih ve E:2021/6739, K:2022/3316 sayılı kararıyla;

Müşterek Kurulun 11/03/2020 tarih ve E:2016/15234, K:2020/1778 sayılı kararının, dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının bozulmasına, temyize konu diğer kısımlarının ise onanmasına dair Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/06/2021 tarih ve E:2020/2727; K:2021/1128 sayılı kararı üzerine bozma kararına uyularak bozulan kısım hakkında yapılan yargılama sonucunda;

Anayasa'nın 10 ve 124. maddeleri ile 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 301. maddesi,1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 2, 4, 7, 8, 26, 27 ve 28. maddeleri ve Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 20. maddesinin 1. fıkrası ile 2016 yılı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme e-Kılavuzu'nun "Yerleştirme İşlemleri" başlıklı 1.4. maddesinin (b) bendi belirtilerek;

Ortaöğretime geçişin, öğrencinin yerleştirmeye esas puanına göre yapılmasını ve yerleştirmeye esas herhangi bir puanı olmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrencilerin açık ortaöğretim kurumlarına yönlendirilmelerini öngören bu düzenlemelere karşın, dava konusu Yönetmelik değişikliği ile, Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrencilerin hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine herhangi bir sınav puanı aranmaksızın tercihlerine göre yerleştirileceğinin öngörüldüğü;

Bu durumda; hafızlık belgesine sahip öğrenciler açısından sınav şartını tamamen ortadan kaldıran ve hafızlık belgesi bulunan ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler ile, sınava hazırlanarak yerleştirmeye esas puanı almış bulunan, hafızlık belgesine sahip olmayan ve hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerini tercih etmek isteyen öğrenciler arasında eşitlik ilkesine aykırı uygulamaya gidilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olan dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinin, kanun önünde eşitlik ilkesi ile eğitimde fırsat ve imkan eşitliğini temel ilke olarak kabul eden Kanun hükmüne aykırı olduğu, bu nedenle düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idare tarafından, hafızlık programı uygulayan Anadolu İmam Hatip Lisesine kaydolan bir öğrencinin hedefleri ve başarı kriterleri arasında 'hafız olmak' niteliğinin de bulunduğu, henüz bu okula kayıt yaptırmadan hafızlığını tamamlayan ve belgesini ibraz eden bir öğrenci ile hafız olmayan ama hafızlık yapmak için bu okula gelen öğrenci arasında eşitlik kıyaslaması yapılmasının, hafızlık için emek verenlerin aleyhine bir durum oluşturacağı, dava konusu düzenlemenin, insan gücü kaynağının etkili ve verimli bir şekilde yönlendirilmesine imkan sağladığı, bu durumun milli eğitim sisteminin genel ve özel amaçları ile temel ilkelerine uygun olduğu, diğer yandan 05/09/2019 tarih ve 30879 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklik ile dava konusu bendin mülga sayıldığı, bu nedenle söz konusu bent hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunca verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'IN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Müşterek Kurul kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Üyeler ., ., . ve .'in, davacı Sendikanın, Sendika Tüzüğü'nde yer alan faaliyet alanı dikkate alındığında, Anayasa'nın "Sendika kurma hakkı" başlıklı 51. maddesi ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun "Sendika ve konfederasyonların yetki ve faaliyetleri" başlıklı 19. maddesi uyarınca, dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendi yönünden dava açma ehliyetinin bulunmadığı yönündeki oylarına karşılık; eğitim ve öğretim hizmet kolunda faaliyet gösteren davacının, bu alanda düzenlemeler içeren dava konusu Yönetmeliğin iptalini istemekte ehliyetli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasına geçildi:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin bazı maddelerinde değişiklik yapılmış, 23. maddesinin 2. fıkrasına; "8inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir." düzenlemesini içeren (h) bendi eklenmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde; herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genellik ve eşitlik" başlıklı 4. maddesinde, eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, 5. maddesinde; milli eğitim hizmetinin, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenleneceği, 6. maddesinde ise; fertlerin, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilecekler, milli eğitim sisteminin, her bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenleneceği, bu amaçla, ortaöğretim kurumlarına, eğitim programlarının hedeflerine uygun düşecek şekilde hazırlık sınıfları konulabileceği ve yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılacağı hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde; herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları hükmüne yer verilmiştir.

Bu kuralın, aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların oluşturulmasını engellediği, aynı durumda olanlar için farklı düzenleme yapılmasının eşitliğe aykırılık oluşturacağı, Anayasa'nın amaçladığı eşitliğin, mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitlik olduğu, bir diğer anlatımla aynı hukuki durumda olanlar için aynı, ayrı hukuki durumda olanlar için ayrı kurallar öngörülmesinin Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği anlaşılmaktadır.

Nitekim Anayasa Mahkemesinin 07/05/2021 tarih ve 31477 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/02/2021 tarih ve E:2019/89, K:2021/10 sayılı kararında ve istikrar kazanmış birçok kararında da;

"...Anayasa'nın 10. maddesinde ...belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı; aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, kişilere ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez..." değerlendirmesine yer verilmiştir.

Dolayısıyla, kişisel nitelikleri ve durumları özdeş olanlar arasında, kanunlara konulan kurallarla değişik uygulamalar yapılamayacaktır. Kanunlar, eşitlik ilkesine uygun bir şekilde, aynı veya benzer durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranılmasını sağlayacak kurallar içermelidir.

Davacı Sendika tarafından hafızlık belgesine sahip olanlara avantajlı bir durum yaratıldığı, Kılavuz'un açık düzenlemesine rağmen bu belge sahiplerinin diğer öğrencilerden farklı olarak sınava girmeksizin veya yeterli puanı almaksızın anadolu imam hatip liselerine yerleştirilmesinin diğer öğrenciler aleyhine bir durum yarattığı, hafızlık belgesi sahibi olan öğrenciler ile olmayan öğrenciler arasında eşitsizliğe sebep olduğu ileri sürülmektedir.

Dava konusu düzenlemeyle 8. sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen öğrencinin yerleştirmeye esas puanı bulunmaması ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşememesi halinde tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilmesi öngörülmüştür.

Öncelikle; hafızlık belgesi bulunan ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler ile, sınava hazırlanarak yerleştirmeye esas puanı almış bulunan, hafızlık belgesine sahip olmayan ve hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerini tercih etmek isteyen öğrenciler arasında "eşitlik ilkesinin" uygulanabilmesi için; yukarıda ifade edilen Anayasa Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere; öğrencilerin durum ve konumlarındaki özelliklerin aynı olması gerekmektedir.

Burada, hafızlık belgesine sahip olan öğrenciler ile anılan belgeye sahip olmayan öğrencilerin hukuksal ve fiili durumlarının aynı olmadığı dikkate alındığında; ancak yoğun çaba ve emek gerektiren bir eğitim sonunda verilen hafızlık belgesi alan öğrencinin, yine almış olduğu eğitim ile uyumlu olarak sadece hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip lisesine kaydının yapılmasına imkan sağlanması, eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin bir gereğidir.

Ayrıca; 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 'Ferdin ve toplumun ihtiyaçları' başlıklı 5. maddesinde yer alan; milli eğitim hizmetinin, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenleneceği hükmü ile 'Yöneltme' başlıklı 6. maddesinde ifade edilen; fertlerin, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirileceği hükmü de göz önünde bulundurulduğunda; dava konusu düzenlemenin, insan gücü kaynağının etkili ve verimli bir şekilde yönlendirilmesine imkan sağladığı, bu durumun Milli Eğitim sisteminin genel ve özel amaçları ile temel ilkelerine uygun olduğu görülmektedir.

Bu nedenlerle, dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendinde, hukuka, kanun önünde eşitlik ve eğitimde fırsat eşitliği ilkelerine aykırılık bulunmadığı gibi düzenlemenin kamu yararı ile hizmet gereklerine de uygun olduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu itibarla, davanın reddi gerekirken dava konusu düzenlemenin iptali yolundaki Müşterek Kurul kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;

2. Dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendinin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 17/05/2022 tarih ve E:2021/6739, K:2022/3316 sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Sekizinci Dairesine gönderilmesine,

4. Kesin olarak, 09/03/2023 tarihinde usulde ve esasta oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Anayasa'nın, dava konusu Yönetmeliğin yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kuralı yer almıştır. Anayasa'nın aktarılan hükmü ve normlar hiyerarşisi bağlamında, bir yasa hükmüne dayalı olarak hazırlanan yönetmelikler ile yasa hükümlerine açıklık getirilmesi ve yasa hükümlerinin uygulamaya geçirilmesi amaçlanmaktadır.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Genel amaçlar" başlıklı 2. maddesinin 3. fıkrasında; "İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak" genel amaçlar arasında sayılmış olup; "Eğitim hakkı" başlıklı 7. maddesinde; "İlköğretim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır. İlköğretim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar." hükmüne yer verilmiştir.

Yine, anılan Kanun'un "Orta öğretim" başlıklı bölümün altında yer alan "Kapsam" başlıklı 26. maddesinde; "Ortaöğretim; ilköğretime dayalı dört yıllık zorunlu örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezlerinin tümünü kapsar. Bu okul ve kurumları bitirenlere, bitirdikleri programın özelliğine göre diploma verilir. Ancak mesleki eğitim merkezi öğrencilerinin diploma alabilmeleri için Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen fark derslerini tamamlaması zorunludur." hükmüne, "Ortaöğretimden yararlanma hakkı" başlıklı 27. maddesinde; "İlköğretimini tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmış olan her öğrenci, ortaöğretime devam etmek ve ortaöğretim imkanlarından ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanmak hakkına sahiptir." hükmüne, "Amaç ve görevler" başlıklı 28. maddesinde ise; "Ortaöğretimin amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;

1. Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,

2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.

Bu görevler yerine getirilirken öğrencilerin istekleri ve kabiliyetleri ile toplum ihtiyaçları arasında denge sağlanır." hükümlerine yer verilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, 28/10/2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin bazı maddelerinde değişiklik yapılmış, 23. maddesinin 2. fıkrasına; " 8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir." düzenlemesini içeren (h) bendi eklenmiştir.

Davacı Sendika; bu düzenlemenin, mevcut orta öğretime geçiş sistemi ile Anayasa'da ve 1739 sayılı Kanun'da yer alan eğitimde fırsat ve imkan eşitliği ilkesine aykırı olduğunu iddia etmektedir.

Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtildiği gibi Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaşınan, hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.

İdari faaliyetlerin temel ve ortak amacı kamu yararıdır. İdari düzenlemelerin kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, nesnel, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın zorunlu sonucudur. Bu nedenle idarelerin idari işlemlerde kendisine tanınan takdir yetkisini adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekmektedir.

Öte yandan, Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde; herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğu kurala bağlanmıştır.
1739 sayılı Kanun'un 4. maddesinde, eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı; 7. maddesinde, ilköğretim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatandaşların ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanacağı; 8. maddesinde ise, eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanacağı yolunda ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır.

Bu doğrultuda, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Ortaöğretime geçiş esasları" başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında "Ortaokulu veya imam hatip ortaokulunu bitiren öğrenciler, beceri ve yetenekleri doğrultusunda ortaöğretime yerleştirmeye esas puanla ve/veya beceri/yetenek sınav puanıyla tercihleri doğrultusunda ortaöğretim kurumlarına geçiş yaparlar." hükmüne yer verilmiş; 2016 yılı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih ve Yerleştirme e-Kılavuzu'nun "Yerleştirme İşlemleri" başlıklı 1.4. maddesinin (b) bendinde ise, "Tercih yapmayan öğrenciler ile hiçbir tercihine yerleşemeyen öğrenciler, sistem tarafından açık ortaöğretim kurumlarına yerleştirilecektir. Ancak, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin yerleştirme işlemleri bu kılavuzun 1.7, 1.8 ve 1.9 maddelerine göre gerçekleştirilecektir." düzenlemesi getirilmiştir.

Ortaöğretime geçişin, öğrencinin yerleştirmeye esas puanına göre yapılmasını ve yerleştirmeye esas herhangi bir puanı olmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrencilerin açık ortaöğretim kurumlarına yönlendirilmelerini öngören bu düzenlemelere karşın, dava konusu Yönetmelik değişikliği ile, Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrencilerin hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine herhangi bir sınav puanı aranmaksızın tercihlerine göre yerleştirileceği öngörülmüştür.

Bu durumda; hafızlık belgesine sahip öğrenciler açısından sınav şartını tamamen ortadan kaldıran ve hafızlık belgesi bulunan ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler ile, sınava hazırlanarak yerleştirmeye esas puanı almış bulunan, hafızlık belgesine sahip olmayan ve hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerini tercih etmek isteyen öğrenciler arasında eşitlik ilkesine aykırı uygulamaya gidilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olan dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendinde, kanun önünde eşitlik ilkesi ile eğitimde fırsat ve imkan eşitliğini temel ilke olarak kabul eden Kanun hükmüne aykırılık bulunduğu, bu haliyle düzenlemenin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemenin iptaline ilişkin temyize konu Müşterek Kurul kararının usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber