Yargı, vatandaşa mahkeme suratlı

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 11 Nisan 2008 09:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

BARIŞ ERDOĞAN

Açık Toplum Enstitüsü'nün desteği ile 12 ilde yapılan araştırmadan: Türk halkı adalete güvenmiyor, avukat tutmuyor ve adliyelerin durumu kötü..

Vatandaşların yargı hakkında görüş ve deneyimlerini inceleyen "Adalet Barometresi" araştırması, yurttaşların mahkemeye güveninin düşük olduğunu ortaya koydu. Anketler, mahkeme kapısına yolu düşenin, olanları gördükten sonra, adalet sistemine olan güveninin azaldığını gösterdi. 12 ilde, 18 yaş üstü 3 bin 172 kişi ile yapılan anket sonuçlarına göre; Türkiye'de insanların yüzde 29.5'inin, kişisel bir mahkeme deneyimi var. Amerikan filmlerinin fazlasıyla etkisinde olan Türk vatandaşlarının yüzde 30'u, Türkiye'de bazı mahkemelerde "jüri sisteminin" uygulandığına inanıyor.

SON DERECE BİLGİSİZ

Türk halkının mahkemelere güveni çok yüksek değil. Halkın yüzde 12.7'si yargı sistemine hiç güvenmezken, yüzde 21.2'si tamamen güveniyor. Kadınlar erkeklere, fakirler de zenginlere oranla daha fazla mahkemeye güveniyor. Mahkeme deneyimi olanlar içinde mahkemeye en az güvenenler, canı yanan ve bir an önce adaletin yerine gelmesini bekleyen mağdurlar. Buna karşılık mahkemeye en çok "sanıklar" güveniyor. Zira bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de mahkeme kuralları, sanığı korumak üzerine kurulu. Halkın yüzde 40'ı mahkemelerin kararlarını "adil" olarak değerlendiriyor. Türkiye'de vatandaşların avukatlarla da arası iyi değil. Hayatı boyunca en az bir kez, "bir avukatın hizmetinden" faydalanmış olan katılımcıların oranı yalnızca yüzde 18.5. Cinsiyet ve gelir durumuna göre bakıldığında, erkekler kadınlara, zenginler de fakirlere oranla daha fazla avukatlık hizmetlerinden faydalanmakta. Avukattan yararlanmayanların yüzde 73'ü, kendisini "tek başına savunabileceği" için avukat tutmuyor; yüzde 19'u da "avukatın davayı uzatacağını" düşündüğü için avukata başvurmuyor. Avukattan yararlananların yarıya yakını, hizmetten memnun değil. Vatandaşlar mahkemelerin işleyişi ve genel olarak yargı meseleleri hakkında da son derece bilgisiz. Ankete katılanların yüzde 30'u, Türkiye'de bazı mahkemelerde jüri sisteminin olduğunu zannederken, yüzde 56,6'sı, duruşmaların "kamuya açık" biçimde yapıldığını bilmiyor.

Vatandaşın gözüyle hukuk sistemimiz

BİLGİ Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, Açık Toplum Enstitüsü'nün desteği ile Türkiye'nin yargı sistemini mercek altına aldı. Açık Toplum Enstitüsü'nden Hakan Altınay, Türkiye'de vatandaşların gözünden hukukun nasıl göründüğünü inceleyen "Adalet Gözet Projesi"ni ilk kez SABAH'a anlattı. Bilgi Üniversitesi'nden İdil Elveriş, Seda Kalem ve Galma Jahic tarafından kaleme alınan "Adliye Gözlemleri", "Adalet Barometresi" ve "Mahkeme'de Tek Başına" isimli üç çalışmanın sonuçları çarpıcı.

Hukuktaki dil problemi sorunlu

İSTANBUL Mahkemeleri'nde "avukata erişebilirliği ve etkisini" inceleyen çalışma ise, mahkemeye düşen her 10 kişiden 9'unun hiçbir aşamada avukatla temsil edilmediğini ortaya koydu. Ağır cezalarda bu oran yüzde 57.7. Hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin yüzde 74.2'si, hiçbir avukat tarafından temsil edilmeksizin bu cezayı almış. Araştırmaya destek veren Hakan Altınay bu durumu, bilgi eksiklikleri ve adalet sistemindeki sorunlar kadar, dil problemine de bağlıyor: "Mahkemeler adama hatırlatmıyor, hatırlattığı durumda da 'müdafi ister misiniz?' diye soruyor. Adam bunun, 'avukat anlamına geldiğini' anlamıyor, soramıyor, 'istememesinin bir şekilde iyi olacağını' düşünerek istemiyor."

Adliye binaları hizmetten uzak

100'ÜN üzerinde stajyer avukat ve hukuk fakültesi 3. ve 4. sınıf öğrencisi, İstanbul'da bulunan 10 adliye binasında, Türkiye'de ilk kez uygulanan bir metotla, bir yıl araştırma yaptı. Binaların fiziksel koşullarını, duruşmaları ve gecikmeleri gözlemledi. Sonuçlar, adalet dağıtmak için tasarlanan adliyelerin, vatandaşa hizmet etmekten çok uzak olduğunu gösterdi. Mahkemelerin öncelikle fiziki yapısının amaca uygun inşa edilmediği gibi, içlerinin de loş ve tozlu olduğu saptandı.

BEKLEME SALONU BİLE YOK
Daha da kötüsü, mahkemelerin beşte biri duruşmalarını "mahkeme salonu dışında", ya hâkimin odasında ya da yazı işleri gibi farklı bir mekânda gerçekleştiriyor. Günlük duruşma sayısının ortalama 29 olduğu mahkemelerde, duruşmaların yüzde 67.6'sı zamanında başlamıyor. 2 saate varan gecikmeler oluyor. Vatandaş için adliyelerde bekleme salonu yok, tuvalet bulunmuyor.

En popüler dava Gamze Özçelik'in

ANKETİN yapıldığı dönemlerde gündemdeki, "tecavüz mağduru Gamze Özçelik" davası hakkında, 301'inci maddeden yargılanan yazar Elif Şafak'a göre beş kat daha fazla bilgi sahibi olunduğu ortaya çıktı. Yüzde 72'si Gamze Özçelik davasından haberdarken, Elif Şafak davasında bu oran yüzde 13.7. Yazar Orhan Pamuk'la ilgili davada ise bu oran yüzde 43.2.

'Halka sen bir teferruatsın' dendi

ARAŞTIRMAYA destek veren Hakan Altınay : "Mahkeme vatandaşa 'burası sana ait değil, burası hâkimlere, savcılara ait, sen burada bir teferruatsın' demek istiyor. Bu kadar adalet isteyen bir toplum, yargıya sırtına dönmüşse, 'mahkeme suratlı adam', 'Allah mahkeme kapısına düşürsün' gibi deyimler kullanılıyorsa, bunun sebebi var. Çünkü adliyeler ona kötü davranıyor."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber