Özbudun: Mevcut anayasada değişiklik yapılması çalışmaları artık beyhude

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 07 Haziran 2008 11:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesi'nin, üniversitelerde türbanı serbest hale getirmesi için yapılan anayasa değişikliğini iptal etmesi, Kurucu Meclis ve bu meclisin yapacağı anayasa tartışmalarını gündeme getirdi. Sivil anayasa taslağının mimarı Prof. Dr. Ergun Özbudun Anayasa'da yapılacak değişikliklerin bundan böyle Anayasa Mahkemesi'nce denetleneceğini belirtti. "Yepyeni bir anayasa özellikle bu karardan sonra daha gerekli hale geldi" diyen Özbudun, şu öneriyi yaptı: "Mevcut anayasada değişiklik yapılması çalışmaları artık beyhude hale gelmiştir. Son karar gösteriyor ki Anayasa Mahkemesi, yeni bir anayasa yapılsa bunu da iptal edecek. Bunun tek çözümü, bir Kurucu Meclis oluşturulması gibi görünüyor. Bunun elbette tek bir yolu yok ama şöyle olabilir: Meclis bir seçim kararı alır ve siyasi partiler, kendilerine oy verilmesi halinde Kurucu Meclis gibi çalışacağını taahhüt ve deklare eder." Onursal Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk da yeni anayasa yapılması ve bunu Kurucu Meclis'in yapması gerektiği görüşüne katılarak "Yepyeni bir kurucu iktidarın Türkiye'de yeni bir anayasa yapması gerekiyor" dedi. Bazı hukukçu görüşleri şöyle oldu:

- Prof. Dr. Tayfun Akgüner (İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Türban kararı verildikten sonra yapılacak herhangi bir anayasa değişikliği bu kararının sonuçlarını değiştiremez. Yapılacak anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısını ve yapısını değiştirmek ise, Türkiye'yi zora sokar.


İptal nedeni: Gerekçe

Anayasa Mahkemesi'nin, türban düzenlemesini iptal ederken, değişikliğin genel gerekçesindeki "Kız öğrencilerin başlarını örtmede kullandıkları kıyafetler" ve "kronik bir sorun" ifadelerinin etkili olduğu ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre önceki günkü 7 saatlik müzakerenin, Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin tartışıldığı bölümünde tüm üyeler, "Anayasa değişikliklerinin anayasaya aykırılığının ancak şekil yönünden incelenebileceği" noktasında birleştiler. Bu aşamadan sonra "şekil"in ne olduğu tartışması başladı. Üyelerden bazıları, bir yasanın teklif edilmesinin şeklin bir parçası olduğunu savundular. Bu fikri ortaya atan üyeler, Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddelerindeki değişiklik teklifinin "ne için verildiğini" anlatmaya başladılar. Üyelerden bazıları, değişiklik önerisinin gerekçesindeki şu cümleleri sık sık hatırlattılar: - Kılık ve kıyafetlerinden dolayı bazı öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi kronik bir sorun haline gelmiştir... - Ülkemizde uzun bir süredir üniversitelerde bazı kız öğrencilerin başlarını örtmede kullandıkları kıyafetler nedeniyle eğitim ve öğrenim hakkını kullanamadıkları bilinmektedir... Teklifin türban için verildiğinin açık olduğunu savunan bu üyeler, genel gerekçedeki, "Bu nedenlerle Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddelerinde iş bu değişikliklerin yapılması gereği doğmuştur" ifadesinin de, bu niyetin açık göstergesi olduğunu savundular.

İÇERİK TARTIŞMASI

"Gerekçenin içeriğinin incelenmesi de esastan inceleme anlamına gelmez mi?" sorusuna çoğunluktaki üyeler, "Şekil incelemesinin bir parçası olan teklifin niçin verildiğine yönelik bir inceleme yaptıklarını" belirttiler. Ancak Başkan Haşim Kılıç ve üye Sacit Adalı, hem "teklif amacı"nın şekle yönelik olmadığını, hem de genel gerekçeye göre bir karar verilemeyeceğini savundular. Ancak diğer üyeleri ikna edemediler. Üyelerden büyük bölümü, Anayasa Mahkemesi'nin 1989 ve 1991'deki kararlarına göre, türbana izin veren bir yasal düzenlemenin, Anayasa'nın laikliği içeren 2'nci maddesine aykırı olduğunu, bu nedenle bu konuda bir esas incelemesi yapılmasına da gerek olmadığını belirttiler. Bu üyeler, "Bir yasa teklifinin veriliş biçimi kadar amacı da şekil sürecinin bir parçasıdır. Teklifin veriliş amacına yönelik ifadeleri incelemek, esasa yönelik inceleme değil. Heyetimiz 148'inci maddedeki yetkisini aşmamaktadır" dedi ve 2'ye karşı 9 oyla karar alındı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber