Kambur bir nesil gelirse şaşmayın. Sorumlusu eğitimdir

19 Şubat 2008 günü Ücretsiz Ders Kitapları ve Eğitim başlığıyla bir yazı yayımlamıştım. O yazıda ders kitaplarının ülke ekonomisinde ki yerinden, bu kitapların her yıl yenilenmesi nedeniyle oluşan ekonomik ve ekolojik kayıptan söz etmiştim. En azından çevreye katkı olması için ?Son önerim ise bu konuya duyarsız kalınacaksa bari sene sonunda kitaplar hurda kağıt olarak geri toplansın da bütçeye olmayan katkımız doğaya olsun?? cümlelerini yazmıştım. Bu yıl kitaplar geri toplandı bu güzel bir uyulama oldu.

Fakat benim o yazıda asıl üzerinde durduğum ve bence çok önceliğe sahip bir husus bu yıl da uygulanmamaktadır. Oysa ki bunu yapabilmek için mevzuatta hazır iken yapmamak anlaşılır gibi değildir.

İşte o cümleler:

?Öncelikle çocuklarımızın gelecekte kambur olmaları önlenecektir. Evet doğru söylüyorum bugün 1.sınıf öğrencisinin Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Okumaya Başlıyorum, Müzik kitaplarının yanı sıra bu derslere ait ?Öğrenci Çalışma Kitapları? ve defterleri ile Resim defteri, kalemlik, beslenme, çanta, suluk gibi diğer malzemeleri de eklediğimizde taşıyamayacakları kadar ağırlıkları taşımak zorunda kalmaktadırlar. Bu ağırlık 4-10 kg aralığında olabilmektedir.

Daha büyük sınıflarda bu ağırlık ders sayısının artmasıyla daha da artmaktadır. Şimdi bir çok okurum bizde okuduk neden kambur olmadık diyecektir. Bizim zamanımızda sadece ders kitaplarımız vardı ?Öğrenci Çalışma Kitapları? yeni müfredatla beraber getirilmiştir.

Fasikül olduğu taktirde bu ağırlık doğal olarak düşecektir. Öğrenci o dersten sadece ihtiyacı olan fasikülü taşıyacaktır.

Böylece 180 iş günü taşınan ders kitabı yerine yılda sadece 30 gün kadar taşınan fasiküller nedeniyle kitaplar da daha az yıpranacaktır.

Gelecek yıl müfredatın ya da kitabın herhangi bir konusunda değişiklik yapıldığında bütün kitap değil sadece o fasikül değiştirilerek ayrı bir tasarruf sağlanmış olacaktır.?

Evet eğitimi geliştirmek adına yaptığımız uygulamalar çocuklarımıza zarar verir boyutlar almaya başlamıştır. Bunun sıkıntıları başlamış olmakla beraber gelecek yıllarda daha çok hissedeceğimiz açık.

Bakınız bu konuda Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur ANKA ajansına yaptığı açıklama da neler söylemiş:

Ankara Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, ağır okul çantalarının öğrencilerin günlük yaşamlarında, şiddetli bel, sırt ve omuz ağrısı çekmelerine, omurgalarının C ya S şeklini almasına neden olduğunu belirterek, `Sırt çantası ve içindekilerin toplam ağırlığı çocuğun ağılığının yüzde 15`ini geçmemelidir.

Bu da yaklaşık 12 yaşından küçük çocuklar için dört kilodan, 12-15 yaş arası çocuklar için beş kilodan, daha üst sınıflar için ise 8 kilodan daha ağır olmaması anlamına geliyor` dedi.

Evet basit uygulamalarla çözebileceğimiz bir sorunu dahi çözmeyerek çocuklarımıza yani geleceğimize zarar vermeye devam ediyoruz. Yetkililerin köklü tedbirler almamakta ısrar ettikleri bu konuda biz eğitimcilerin ders programını ağırlıklara göre ayarlamak, çalışma ya da ders kitaplarının bazılarının belli günlerde taşınması, sınıfta bırakılması gibi asit tedbirleri alarak bu işe az da olsa katkı sağlanacağını düşünüyorum.

Aksi durum gelecekte Kambur Nesillerle karşılaşmamıza yol açabilir. Tarih boyunca dimdik ayakta durmayı başarmış, bağımsızlık uğuruna savaşmış Türk Milleti, Eğitimi kambur gören zihniyetlere alışıktır fakat toplumu kambur olarak görmeye asla alışamayacaktır.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi