Gastroenteroloji uzmanından iftar sofrası önerileri

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 14 Eylül 2008 17:00, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57

RAMAZAN GELDİ VE GELENEKSEL LEZZETLİ EV YEMEKLERİYLE BULUŞTUK... PEKİ YA SAĞLIĞIMIZ!..

İftar sofralarında hamur işleri ve kızartmalardan uzak durulması gerektiğini söyleyen Dr. Hakan Güveli, ?Tatlı ve meyveler iftardan belirli bir süre sonra alınmalı ve sıvı tüketimine akşam boyunca devam etmeli? dedi

Sunuş

Bugün ramazan ayını neredeyse yarıladık. Mübarek ay, her türlü güzelliği ve aile-arkadaş buluşmaları, özel ramazan menüleri, marifetlerin sergilendiği sofralar ve zengin geleneksel yemeklerle donanmış iftar davetleri ile hayatımızdaki yerini aldı. İlk günlere nazaran vücudumuzda alıştı oruca. Ancak uzmanlar uyarıyor; 1 ay boyunca isteğe bağlı olarak günün belirli saatlerinde sıvı ve gıda alınmadığı ve yemek öğünlerinde başka saatlere taşındığı bir dönem içerisindeyiz. Bu dönemin sağlıklı geçmesi için bazı hususlara dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle kronik hastalıkları olanların bir takım tedbirleri alması son derece önemli. O yüzden ramazanın başında çokça yapılan uyarıları tekrar hatırlayalım ve ?vücudum nasıl olsa alıştı? gibi bir yanılgının sebep olduğu sağlık problemlerini en aza indirelim? diye bu hafta Pazar Kahvesi'ne bu işin bir uzmanını, Medical Park Göztepe Hastanesi Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Doktor Hakan Güveli'yi konuk ettik.

Bu hafta Pazar Kahvesi'ne bu işin bir uzmanını, Medical Park Göztepe Hastanesi Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Doktor Hakan Güveli'yi konuk ettik. Onunla ramazanın başından beri yapılan uyarıları ve bu ayda yaşanan sağlık problemleri üzerine konuştuk...

Betül Altınbaşak'ın ?Pazar Kahvesi? köşesinin konuğu Medical Park Göztepe Hastanesi Gastroenteroloji ve İç Hastalıkları uzmanı Doktor Hakan Güveli oldu.

*14 günü geride bıraktık, ramazan ayında sağlıklı bireylerlerde de tıbbi problemler olabilir mi?

Daha önceden kronik bir hastalığı veya şikâyeti olmayan sağlıklı bireylerin de elbette ki sağlıklı olmak adına bazı konulara dikkat etmesi gerekir. Özellikle bedensel ağır işlerde çalışanlar ya da iş stresi belirgin olanlar bazı basit tedbirler almalıdır. Genel anlamda uzun süren açlık ve/veya iftarda ağır yemeklerin tercihi, (fazla miktarda, çok çeşitli veya yağlı-kızartılmış-kolesterolden zengin) sağlıklı bireylerin sindirim sisteminde de, asit salınımının artmasına bağlı, midenin elektromotor aktivitesinde değişikliklerin gözlenmesi ve sindirim-hazım problemlerine bağlı çeşitli şikâyetler meydana gelebilir. Ağır yemekler sonrasında akut koroner sendrom olarak adlandıran ciddi kalp damar hastalıklarında artış olabilir. Yine ilk günlerde gerilim tipi baş ağrılarında artış olabilir. Daha önceden bilinmeyen bazı böbrek ve kalp hastalıkları sıvı kısıtlaması ve strese bağlı olarak ilk bulgularını bu ayda gösterebilirler. Kronik sigara içenlerde daha fazla sinirlilik gözlenebilir. Fazla miktarda kalori alımına bağlı istenmeyen kolesterol anormallikleri ve yağlanma gözükebilir.

AĞIR YEMEKLERDEN KAÇIN

* Peki, nelere dikkat etmeliyiz?

İftar sofrasında mümkün olduğunca ağır yemeklerden ve çok çeşitli yemekten kaçınmalı, tatlı ve meyveleri iftardan belirli bir süre sonra almalı ve yeterli miktarda su içmeliyiz. Sıvı tüketimine akşam boyunca devam etmeli, uyku öncesi tekrar ağır bir öğünden kaçınmalı ve sahur vaktinde de hafif beslenmeli ve yine yeterli sıvıyı almalıyız. İftar ve sonrasında tek çeşitli, özellikle et ürünleri ile zengin beslenmeden kaçınılmalıdır. Günlük vitamin ve mineralleri karşılayacak kolesterolden de fakir meyve, sebze ve kuru gıdalar alınmalıdır.

* Doğru tercihlerden neyi kastediyorsunuz?

Ramazanda meyve ve sebzeye ağırlık verilmelidir. Kepekli, yulaflı tahıl ürünleri ve lifli gıdaların tercih edilmesi önemlidir. Masalarımız tok tutucu, az kolesterol içerikli, glisemik indeksi düşük (Glisemik İndeks yenilen herhangi bir besinin kan şekerini yükseltme yeteneğidir), lifden zengin, az yağlı gıdalarla zenginleştirilmelidir. Bu gıdaların vitamin ve mineralden zengin olması gerekir. Zeytinyağlı veya etli pişmiş sebze yemekleri, sebze veya kuru baklagil çorbaları, bulgur veya kepekli pirinçten yapılmış pilav, kepekli makarna, fırınlanmış-ızgara veya buğulama balık, yağsız kırmızı et, derisiz tavuk veya balık eti, kabuklu meyveler, ceviz, fındık gibi sert kabuklu meyveler ve zeytinyağı ile hazırlanmış salatalar tüketilmelidir. Besinler ya fırında ya da az su ile buharda pişirilmelidir. Yağlı, peynirli, kaşarlı, pastırmalı, kuşbaşı etli ve kıymalı börekler yerine sebzeli börekler tüketilmelidir. .

* İftar sofralarının vazgeçilmezi olan tatlılar için ne söylersiniz?

Hamurlu ve ağır şerbetli tatlılar kesinlikle tüketilmemelidir, bunların yerine sütlü tatlıların tercih edilmelidir.. Yine çok tüketilen komposto da mümkünse kuru meyveler ile yapılmalı ve çok az şekerle pişirilmelidir. Vitamin ve mineral destekli, tahıl gevreği ve meyveli tatlılardan küçük parçalar, taze meyveler tercih edilebilir.

* İftardan sonra biraz hareket etmeyi, mesela kısa bir yürüyüşü tavsiye eder misiniz?

Mutlaka... İftardan sonra 20 - 30 dakika bir yürüyüş yaparak kan şekerinizi kontrol edebilirsiniz. Yalnız şu konuyu da belirtmeden geçemeyeceğim Ağır bir iftar yemeği ve sonrasında teravih namazı kılanlarda acil servis başvuruları dengeli beslenenlere göre fazla bulunmuştur. Bu sebeple teravih namazı kılacakların ağır iftar yemeklerinden kaçınmalarında fayda var.

ÇAY İÇİN 45 DAKİKA BEKLEYİN

*Çay veya kahve desem...

Çay veya kahve bizim sofralarımızın vazgeçilmezleridir. Özellikle çay çok zaman hemen yemekle beraber demlenir, hatta bazen iftarın başında kahvaltılıkların yanında verilir. Çay içerek yemeğin bastırıldığı ve sindirimin kolaylaştırıldığı bile düşünülür. Hâlbuki bu tarz içecekler yemekten en az 45 dakika sonra tercih edilmelidir.

* Çoğu zaman, zengin bir iftar sofrasından kalkınca kendimizi yine bir koltuğa atarız ve şikâyetler başlar...

Uzun süren açlık, sıvı kaybı ve efor sarf etmenin yanı sıra dengesiz beslenmenin de etkileri aşikardır. İftar vaktinde çok yemek yeme ve ardından uzanıp istirahat etmeyi mutlaka çoğumuz yaparız. Ağır yemekler sonrası rahatsızlık hissi ve vücuttan salınan bazı nörolojik hormonlar ve benzeri maddelerle karında gerginlik, bulantı, şişkinlik, fenalık hissi, çarpıntı, terleme ve fenalık hissi olabilir.

MUTLAKA SAHURA KALKIN

* Sahura kalkmak da sağlıklı bir ramazan geçirmek için çok önemli sanırım...

Evet, sahura kalkmak çok önemli. Ramazan beslenmelerinde çok önemli yanlışlardan birisi de iftardan sonra hiç yemeyenlerdir, sahura kalkmamak ertesi gün sosyal yaşam kalitesinde verimi azaltır. Önemli bir konuda az görülse de, özellikle bazı kişiler bazen gece, geç saatlere kadar oturup sonrasında sahur yemeklerini daha erken yer ve yatarlar. Bu durumda öğünler yeterli zamana yayılamaz, yeterli sıvı alınamayabilir, uyku bozuklukları olabilir ve ertesi gün kişinin sosyal verimi azalabilir.

Şeker hastaları doktora danışsın

* Ramazanda ne tür şikâyetlerde artış olabilir?

Ramazanda kalp damar hastalıkları tetiklenebilir. Kişide tansiyon yüksekliği, göğüs ağrısı, terleme, bulantı ve kusma olabilir. Dispeptik yakınmalar diye ortak adlandırılan şişkinlik, dolgunluk, baskı, gerginlik, basınç hissi, gaz-geğirti ve ağrı olabilir. Kabızlık problemi ve böbrek rahatsızlıkları artabilir.

* En ciddi rahatsızlıklardan biri de diyabet olsa gerek...

Şeker hastalarının doktorlarına ve diyetisyenlerine danışmadan oruç tutması son derece sakıncalıdır. Diyabetik ve hipoglisemik kişilerin günlük beslenmelerini üç ana ve üç ara öğün şekilde toplam altı kez yapmaları uygundur. Sık aralıklarla belirli miktarlarda besinleri tüketmek insülinin vücutta dengeli salınımını veya kullanılmasını sağlar.

* Oruç tutmasında problem olabilecek gruplar kimlerdir?

Hamile veya emziren anneler, gelişme çağındaki çocuklar, diyabet hastalığı ve hipoglisemisi olan bireyler, hipertansiyon ve ağır kalp-damar hastaları, mide ve sindirim problemlerini şiddetli yaşayanlar ve iltihabi kolit gibi, akut mide ülseri ve safra kesesi iltihabı olanlar, karaciğer yetmezliği çekenler, dialize giren böbrek hastaları.

Hamur işlerinden mutlaka uzak durun...

Ramazan ayında şu diyet demek yerine ?nasıl sağlıklı beslenebiliriz ve nelere dikkat etmeliyiz? yaklaşımı ile hareket etmek bana daha doğru geliyor. Az ve sık ara-ana öğünlerle beslenmeliyiz. Çok miktarda ve çeşitli yememeliyiz. Genelde çoğunluk iftar ve sahur arasında; 1 hafif ana yemek, 1 hafif ara yemek, 1 ara öğün (meyve, kuru gıda, sütlü tatlı gibi) ve 1 hafif sahur yemeğinden oluşur. Mide de boşalmayı geciktirmeyen, asit salınımını ve reflüyü arttırmayan, sindirimi ve emilimi kolay, çok gaz oluşturmayan ve direkt ya da hızlı metabolizmayı uyarmayan bir diyetin tercih edilmesi gerekir. Hazır-hızlı pişmiş gıdalar, yağlı kızartmalar, hamur işleri, yağlı besinler, doymuş yağ içeriği yüksek besinler (salam, sucuk, sosis, kavurma vb...) ve sakatatlar (beyin, karaciğer vb...) olabildiğince az tüketilmelidir. Yavaş ve iyi çiğneyerek yemeli ve iftarda tam tokluk hissi olmadan sofradan kalkmalıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber