E. Günay: 70 yaşındaki Baykal'ın gençmiş gibi siyasette dolaşmasından irkiliyorum

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 02 Ekim 2008 12:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kültür ve Turizm Bakan Günay, ?Türkiye'de siyaset insan üstü zaman istiyor, öfkeleniyor, hırçın söylemlere giriyor. Başbakan bir iki saat oturabilse en azından dinlenir? dedi

Şule TÜRKER / ANKARA

Siyasetin sol kanadından sürpriz bir şekilde AKP'ye geçen ve son 1 yıl 1 aydır Kültür ve Turizm Bakanlığı görevini sürdüren Ertuğrul Günay, AKP'den ayrılması durumunda siyaseti bırakacağını söyledi. Günay, ?Zaten bir 15-20 yıl daha siyaset yapma niyetinde değilim. 70 yaşına gelmiş insanların hala gençmiş gibi siyasette dolaşmalarından irkiliyorum. Bu yüzden ben o eşiğe gelmeden önce bırakacağım? dedi. Günay'la siyaset, özel hayatı ve bakanlık faaliyetlerini kapsayan bayram sohbeti yaptık:

Başbakan, ?Bayramın adı değişti, tatil oldu? dedi. Bu sözü Turizm Bakanı kimliğinizle nasıl değerlendirirsiniz?

Zaman değişince, gelenekler, alışkanlıklar, davranışlar değişiyor. Mecelle'de bir hüküm var ?Zaman değişince hükümler değişir? diyor. Buna kendimizi alıştıracağız.

AKP'de siyaset yapmaktan memnun musunuz, ?burada devam? mı diyorsunuz, yoksa ?trenden inenler?den olabilir misiniz?

Burada devam etmezsem artık siyaset yapmam. Zaten aktif siyaseti tümüyle sonlandırmak konusunda iç karar verme eşiğindeydim. Şu anda yaptığım işten de, bulunduğum yerden de memnunum.

Herhangi bir rahatsızlığınız yok yani?

CHP'de, SHP'de bulunduğum dönemlerde de toplumun değerlerinden kopmayan, aynı zamanda yüzü geleceğe dönük bir siyasi akımın doğru olduğunu söyledim. Türkiye'nin asıl doğrultusu ekonomik gelişme, demokratik gelişme ve toplumsal dayanışmadır. Burada da onu söylemeye çalışıyorum. AKP bu çerçevede yürürse, bir zihni sıkıntı yaşamam. Zaten siyaseti bundan sonra bir 15-20 yıl yapmak niyetinde değilim. Kendime zaman ayırmaya çok fazla zamanımın kalmadığını düşünüyorum.

Baykal'a gönderme...

Niye böyle karamsarsınız?

Öyle. Türkiye'de 70 yaşına gelmiş insanların siyasette hâlâ gençmiş gibi dolaşmalarından irkiliyorum. Kendim o eşiğe gelmeden önce bırakacağım.

Kendinizi AKP'de nasıl görüyorsunuz?

Duruşumun da, çizgimin de çok içselleştirildiğini görüyorum. AKP, Türkiye'de siyasetin tükendiği bir dönemde kurulmuş ve bir umut olarak doğmuş olan bir parti. Yeni parti çizgisini sürdürdüğü müddetçe de büyümeye devam edecektir.

Neden Başbakan ve bakanları operada, balede ya da konserlerde göremiyoruz?

En önemli neden yoğunluk. Siyasetle ilgili insanlara çok sayıda başvuru var. Onları en azından telefonla karşılamak gerekiyor ve bu çok zaman alıyor. Zaten siyasetçiler hayatı erteliyor. Hepimiz yaşamımızı erteliyoruz. Ve iş işten geçiyor sonunda. Yani kendimize çok fazla bir şey kalmıyor.

Kabine arkadaşlarınızın kültürel etkinliklere katılmaları konusunda davetiye göndermek dışında bir çabanız oluyor mu?

Israrla ?Gelin? diyorum, ?Geleceğiz? diyorlar ama gelemiyorlar. Türkiye'de siyaset insan üstü yorucu bir iş. Öyle olduğu için de zaman zaman siyasetçi öfkeleniyor, sesini yükseltiyor, olmaması gereken hırçın söylemlerle karşılaşıyor insanlarımız. Batı ülkelerinde siyasetçi, eşini yanına alıp hafta sonu tatile gidiyor. Bizim hafta sonlarımız ise Anadolu gezileriyle geçiyor.

Cumhurbaşkanı Gül niye yer almıyor kültürel aktivitelerde?

Alıyor. Son olarak Dali sergisine gitti. Ankara Müzik Festivali'nin açılışında da birlikteydik.

Ama hiç Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konserinde görmedik?

Kasım başında resmi açılış yapacağız, Cumhurbaşkanı da gelecek. Ama Başbakan'ın inanılmaz bir yoğunluğu var. Ben kendisini teşvik ediyorum gelsin diye bu tür yerlere, bir iki saat koltukta oturabilse en azından dinlenir, ihtiyacı da var. Birbirimize telkin ediyoruz ama zamanı çok iyi kullanamıyoruz. Ya da biraz kendinize zaman ayırdığınız zaman, başkalarının hakkını çalıyormuşsunuz gibi bir iç duygu oluyor. Güzel bir şey değil bu, medeni değil, doğulu bir tavır ama böyle işte.

Turizme tahsis edilen yeni orman alanı yok

Orman alanlarının turizme tahsisi 80'lerde Turizm Teşvik Yasası ile başlamış bir süreç. Geçmiş yıllarda bazı yanlışlar olmuş olabilir. Göreve başladığımda Anayasa Mahkemesi'nin bir iptali sözkonusuydu. AYM'nin gösterdiği sınırlar çerçevesinde bir düzenleme yaptık. Hatta 25 yıldan beri olmayan kurallar getirdik. Bir bölgede ormandan bir alanın tahsis edilmesi için uygun başka bir Hazine arazisinin olmaması şartını aradık. Belli sınırlar getirdik. Verdiğimiz yeni bir orman arazisi de yok. İddia ile söylüyorum, dönemimde herhangi bir orman alanı haksız biçimde kattiyen turizme ya da başka bir hizmete tahsis edilemez.

İstanbul'a gelene ?şehir kartı' verilecek

İstanbul'a gelen turistlere havaalanında bilgilendirme kitapçığı vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Tur operatörlerinin gezi güzergahlarına arkeoloji müzesini koyması için konuşacağız. İstanbul'a gelen turistler için ?kontörlü şehir kart? uygulamasını başlatacağız. Turist bu kartla Ayasofya, Topkapı, Yerebatan, Karya, Arkeoloji Müzesi'ni gezebilecek... Antalya'ya 8 milyon ziyaretçi geliyor ama Antalya Arkeoloji Müzesi'ne 500 bin kişi gitmiyor. Niye gitmiyor bunu dert etmiş vaziyetteyim ama şu anda elimde sihirli bir çözüm yok.

AKM'yi yıkmayacağız yeniden yapacağız

ön çalışma vardı. O çalışmayı AKM'nin proje müelliffleri de yeniden değerlendirdiler. Ciddi bir bütçe çıktı ortaya. Yıkmayacağız ama neredeyse yıkıp yeniden yapmak kadar bir büyük bütçe çıktı, 50 milyon Euro'nun üzerinde. AKM'yi teknik ve estetik bakımdan ciddi biçimde yenileyeceğiz. 2009'un sonuna bitirmeye çalışacağız.

Kumarhaneler açılsın diyenler var

Sektörden bu yönde talepler geliyor zaman zaman, çok özel mekanlarda ve bizim yurttaşlarımızın girip çıkmasının engelleneceği bir sistem içinde böyle bir düzenleme yapılmasının çok gelir getireceği söyleniyor. Şimdilik buradan gelen eksik olsun gibi bakıyoruz.

Sanatçılar devlet memuru olmamalı

burada şöyle bir sıkıntı var bakanlık bir dönem sanatı desteklemek için devlet memurluğu mantığı içinde sanat etkinlikleri yapmaya başlamış. O zaman, bugünkü düzene teslim oluyorsunuz. ?Bu işi özerkleştirelim? dediğiniz zaman, ?Devlet elini çekiyor mu?? oluyor. Desteğin sanata yapılması, sanatçıların memur statüsünden kurtulması çerçevesinde bir çıkış arıyorum, ama henüz o formül önümde değil.

?Sayılı gün geçecek' diyorum!

Eşiniz temponuzdan şikayetçi mi?

Evet (gülüyor). Eşimle baş başa kalıp, yürüyüş yapmak gibi bir özlemim var içimde. Ben de şikayet ediyorum tempomdan ama bir tevekkülüm var içimde, ?sayılı gün geçecek? diyorum.

Kitap okuyor musunuz?

Eskiden bir hayli okuyordum, şimdi masamın üzerindeki dosyaları okuyorum...

Şu anda okuduğunuz bir kitap var mı?

Abdülhamid'in ressamı Zonaro'nun resimleriyle ilgili bir sergi açıldı İstanbul'da. Zonaro, Türkiye'den ayrıldıktan sonra anılarını yazmış, onu okuyorum. Bir de Şerif Mardin okumaları üzerine bir çalışma var, onu okuyorum. Bu arada Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'ni de eve götürdüm, eşim başladı. Romanları önce o okuyor.

Fazıl Say'a tepki: Nazım çok iyi biliniyor oratoryaya ihtiyacı yok

FazIl Say, Frankfurt Kitap Fuarı etkinlikleri kapsamında bestesinin sahnelenmemesine, ?Türkiye'yi tanıtmak bakımından Nazım Hikmet Oratoryosu büyük önem taşımaktaydı ama bakanımız bunu iptal etti. Sanata destek olmak lazım, engelleyici değil? sözleriyle tepki gösterdi. Bu program neden iptal edildi?

Bir şeyin iptal olması için, kararlaştırılmış ve sonra bozulmuş olması gerekir. Biz bir karar sürecindeydik ve ilgili komite, Adnan Saygun'un Yunus Emre Oratoryosu'nu uygun gördü, ben de doğru buldum. Moskova'da, Nazım Hikmet Oratoryosu ile açılış yaptık. Bir sanatçının, ?illa da benim eserim? demesindeki ısrarı ötekilere haksızlık sayıyorum. Kaldı ki Nazım Hikmet çok biliniyor, bir oratoryoya ihtiyacı yok.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber