Belediyeler kurs açmasın

Kaynak : Takvim
Haber Giriş : 17 Kasım 2008 10:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Talip Emiroğlu'nun yazısı

Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda açılan kursları ve uygulanan düzey belirleme sınavlarını kaldırmak için yeni bir çalışma yapıyor.

Gerçekten de bunlar, belli bir formata dayanmadan gelişi güzel açılıyor. Dolayısıyla, sınav kazandırma anlamında, pek başarılı da değiller. "Öğrencileri Yetiştirme Kursları Yönergesine" dayanarak devletin çoğu okulunda SBS veya ÖSS kursları açılıyor.

Okul yöneticileri gerek okul başarısını artırmak, gerekse parasal beklenti için öğrencileri açtıkları bu kurslara yönlendiriyor. Gereksiz sınavlara tabi tutuyor. Hatta, bazılarının baskı yaptığı yönünde şikayetler de var.

Özellikle, Anadolu lisesini hedeflemeyen veliler, bu kurslardan çok rahatsız. İki arada bir derede kalıyor. Umarız, yeni düzenleme okul yönetiminin kurs açmasının tamamen önüne geçer. Çünkü not veren, kurs vermemelidir.

***

Bakanlık hazır eli değmişken yerel yönetimlerin kurs açma karmaşasına da bir çözüm getirmelidir. Aşağı yukarı bütün il, ilçe, hatta belde belediyeleri sürekli kurslar açıyor.

SBS, ÖSS, bilgisayar ve yabancı dil kursları en çok tercih edilenler. Bunun için önemli bütçeler aktarılıyor. Hiç birinin dershaneler kadar başarılı olamadığı ortadadır. Ama ücretsiz veya çok düşük ücretli olduğu için dershanelerden daha çok ve kolay öğrenci buluyorlar.

Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'in oğlu Osman Gökçek'in açtığı SBS kursları bunun en güzel örneklerinden biridir.

8 bin öğrencinin geldiği söyleniyor. Çankaya Belediye Başkanlığı'nı hedefleyen Osman Gökçek, bu kursları genel başkanı olduğu Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu adı altında yapıyor. Ancak belediyenin binalarını kullanarak...

***

Sonuçta ne oluyor? Tabi ki dershane sektörü sıkıntıya düşüyor.

Sadece Ankara'daki dershanelerin pastası haksız bir rekabetle 8 bin küçülüyor. Bir de ekonomik kriz eklenince, pek çoğu can çekişir hale geldi. Peki, dershanelerin suçu ne? Cumartesi, Pazar demeden yıllarca bu sektöre hizmet eden arkadaşların günahı nedir? Kurumsal olmak mı? Vergisini ödeyip, istihdam sağlamak mı? Yoksa Türkiye'nin dört bir yanında yılda 250 bin öğrenciyi burslu okutmak mı? Nedir?

***

Belediyeler sosyal sorumluluk adına eğitime katkıda bulunabilirler. Ama kurs açmak onların işi değil, dershanelerin işidir.

İleri ülkelerdeki gibi, kurs hizmetini dershanelere ihale etmeliler. Şu dershaneye verdi, şuna vermedi eleştirilerine maruz kalmamak için, farklı kuruluşlara ait üç-dört dershaneye ihale vermeliler.

Böylece tercih hakkı kursiyerlere verilmiş olur. Bu uygulamayla dershane sektörü baltalanmaktan kurtulacak, aksine desteklenecektir.

***

Sonuçta okulların kurs açmaları, verdikleri eğitimin yetersiz olduğunu kabul etmek anlamına geliyor. Kendi işini yapamayan, başkasının işini nasıl yapabilir ki? Okullar ve belediyeler kendi işine bakmalıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber