'Öğretim üyeleri fildişi kulelerden çıkmıyor'

Araştırma sonuçlarını yorumlayan Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağatay Özdemir, öğretim elemanlarının toplumun sorunlarını yakından takip edip çözüm yolları göstermediğini vurguluyor.

Özdemir, "Üniversiteler toplumun sorunlarına ilgi duymuyor, sosyal, ekonomik hatta siyasi konularla ilgili araştırmalarla görüş ortaya koymuyorlar. Kendi kabuklarında, fildişi kulelerinde oturuyorlar." diyor. Öğretim elemanlarındaki yabancılaşmanın tüm toplumda görüldüğünü belirten Özdemir, "Türkiye'nin yabancı kültürlerle etkileşimden dolayı sadece öğretim üyelerinde değil, diğer kesimlerde de bir yabancılaşma var. Bu aynı zamanda dış dünyaya açılmanın da bir sonucu. Toplum ve bireyler problemlerine çözüm bulamadığı için bir yalnızlık ve yabancılaşma yaşıyor." şeklinde konuştu.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahaddin Öğülmüş ise öğretim üyelerini topluma yabancılaşmaya 'mevcut üniversite sisteminin' ittiğini savunuyor. Türkiye'de öğretim üyelerinin tamamen İngilizce yayınlara özendirildiğini kaydeden Öğülmüş, bilim dilinin Türkçe olmaması nedeniyle öğretim üyelerinin sürekli yabancı yayınlarla uğraştığını, bunun da kendi aralarında ve toplumla olan etkileşimini engellediğini belirtiyor. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin ise şunları söylüyor: "Üniversite-toplum ilişkisinin güçlü olduğu bir ülkede üniversiteler toplumsal sorunlara çözüm üreten kurumlardır. Maalesef ülkemizde toplum-üniversite ilişkisi sağlıklı bir düzeyde kurulamamıştır. Bunun sonucu olarak bir yabancılaşma değerlendirmeleri yapılabilir." diyor.

zaman