Profesör babanın önerdiği mantarları oğlu ithal ediyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Mart 2009 20:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

ÖZSEL TORTOP, SANSÜR MEKANİZMASINI, EXPRESS DERGİSİ'NE ANLATTI: (Röportajın tamamı Express'te...)

Özsel : Benim aslında arkadaşlardan bir farkım var. Sendikadan istifa etmiştim. ?Kaşının altında gözün var, seni bir şekilde tazminatsız işten çıkartırım? diyen bir genel müdür var karşında. Bizi bir bahaneyle mutlaka işten çıkaracaklar endişesi sürekli kafamda vardı. O sıkıntıyı yaşamak istemedim, kafam rahat olsun diye sendikadan istifa ettim. Açıkçası korktum. Ama geçen hafta tekrar girdim sendikaya. Girmemin nedeni de son dönemde yaptığım bir haber.

Geniş çaplı bir kanser dosyası hazırlıyordum. Ünlü bir kanser profesörü var, Erkan Topuz, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nün müdürü. Posta gazetesinde de köşe yazarı. Bütün kadın programlarına çıkıyor, sürekli insanları korkutuyor: ?Onu ellemeyin kanser yapar, bunu yemeyin, içmeyin kanser yapar?? Ve bir takım bitkileri, mantarları tavsiye ediyor.

Haberi yaparken bu bitkilerin ithalatını karısının ve oğlunun yaptığını öğrendim. Profesörün eşi geçen dönem AKP Milletvekili olan Gülseren Topuz. Gittim Ticaret Odası'ndan şirketin kayıtlarının dökümlerini çıkardım, karısının, oğlunun isimlerini? Bunu genel yayın yönetmenime söyledim, ilginç buldu. Eşi eski AKP Milletvekili olduğu için haberi durdurma ihtimali var diye, profesörle söyleşi yapmaya gittiğimde, eşiyle oğlunun ithalatına değinmeden, ?çok enteresan mantarlar bunlar, nereden bulabiliriz?? diye sordum. Bana ?sus sus, bunu ithal eden zengin olur? dedi. Haberi teslim ettiğimde, başlık ?Profesör babanın önerdiği mantarları oğlu ithal ediyor? du.

Üst başlıksa soyadlarına göndermeyle ?Kanserin topuzu mu kaçıyor?? diye koydum. Yayın yönetmeni haberin bu şeklide giremeyeceğini söyledi. Halbuki ben daha önce her şeyi anlatmıştım, ?bizim elimiz sağlamsa, hiçbir sorun yok? demişti. Her şeyin belgesi vardı elimizde.

?Karınızla oğlunuz bu mantarları ithal ediyormuş, doğru mu?' diye profesöre sor ? dedi. ?O arada, haber engellenebilir ? dedim. ?Profesöre de sor, pazartesi sayfasını yapalım? dedi. Profesörü arayıp ulaştığım bilgileri söyledim. ?Bunu ithal eden zengin olur demiştiniz, oğlunuz zengin oldu mu?? diye sordum. O da oğlunun ithalatı yaptığını kabul etti, kayıtlar var elimizde zaten. İşten çıktım, eve gittim. Beni eski AKP Milletvekili olan karısı aradı. ?Öncelikle size şunu söyleyeyim, biz seninle aynı gruptanız? dedi. ?Nasıl yani?? dedim. ?Turkuvaz grubu? dedi. ?Ben ilgili kişilerle gerekli görüşmeleri yaptım, haberiniz olsun. Sizi uyarıyorum, canınız yanmasın? dedi.

?Ben bunu bir uyarı olarak değil, tehdit olarak alıyorum? dedim. ?Lütfen haberi çarpıtmayın? dedi. ?Haberin çarpıtılacak bir yanı yok, her şey ortada, belgeli? dedim. Her şey çok net olduğu için, bu tehdidi umursamadım. Onun üzerine yayın yönetmenimi aradım, hatta gülerek anlattım. ?Sizi arayan da oldu mu ?? diye sordum, ?yok? dedi.

Pazartesi, yayın yönetmenine ?haftasonu bir ses seda çıktı mı, arayan oldu mu?? diye sordum. ?A evet? dedi, ?senden sonra milletvekili beni de aradı, ben senin haberini çıkardım.?

?Ama neden? Nasıl kaldırırsınız? Bu kadının bu kadar gücü olsa, beni aramaz. Ben onun için küçük bir insanım. Genel yayın yönetmeni de çok küçük bir insan.? Bence yukarının kesinlikle haberi yok. AKP kanadından, bu milletvekilinin Meclis'teyken de ciddiye alınmadığı, ?hoş kadın' diye, AKP'ye imaj olsun diye milletvekili yapıldığı bilgisinin almıştım.

?Neden çıkartıyorsunuz haberi? sorusuna, yayın yönetmeni ?haber sağlam değil? dedi. ? Neresi sağlam değil, belgeler var, kendileri de kabul ediyor.? ?Adamın yaptığı ahlaksızlık değil ki.? ?Nasıl ahlaksızlık değil, tabii ki ahlaksızlık. Bir tıp doktoru televizyonlara çıkıyor, popüler bir gazetede köşe yazısı yazıyor. Kanser gibi hayati bir hastalığa karşı bir takım bitkiler öneriyor. Ve bu bitkileri oğlu ve karısı ithal ediyor. Kemal Unakıtan'ın oğlunun yumurta haberinden nesi eksik, fazlası bile var? dedim.

?Bence o da haber değildi? dedi. Birden ?adamın yaptığı da ahlaksızlık değil ki, bunun haber değeri yok ki?ye geldi olay. ?Sansasyonel haber istemiyorum? dedi.

Unakıtan'ın haberi de önüne gelse, koymazmış. Bana habercilikten ve ahlaktan bahsetmeye başladı. Daha sonra, konuyu önemsediğim için başka gazeteci arkadaşlarıma bahsettim. Habertürk'te köşe yazarı bir arkadaşım ?ben yazayım mı' dedi. Ben de ?bizde yayınlanmıyor nasıl olsa, istiyorsan tabii ki yaz? dedim. Ben daha büyük bir yerde, Hürriyet'te falan çıkmasını isterdim açıkçası, ama profesörümüz Posta gazetesinin de köşe yazarı! Habertürk'te yayınlandı, ortalık birbirine girdi. Habertürk televizyonu iki defa yayınladı. Bu şekilde gazetecilik yapmaktansa, hiç yapmam diye düşündüm, tekrar girdim sendikaya ve işte greve çıktım.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber