Gerçeker: Yönlendirmeden kaçınılmalı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Mart 2009 17:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ankara - Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "Kovuşturma ve soruşturmanın sağlıklı ve hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun biçimde yapılması için gizlilik ilkesine, masumiyet karinesine en üst düzeyde hassasiyet gösterilmesi, yargılamayı etkileyici, yönlendirici davranışlardan mutlaka kaçınılması gerekmektedir" dedi.

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupa Yargıçlar Birliği (MEDEL) tarafından düzenlenen "Anayasal Düzene Karşı Şuçların Soruşturulması Yöntemi" konulu toplantı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan Gerçeker, demokratik sistemin bütün kurum ve kuralları ile hayata geçirilmesi suretiyle hukuk devletinin hukukun üstünlüğü ilkelerinin toplum yararına işlemesinin sağlanacağını, çoğunluğun baskıcı bir uygulama yapmasının önüne geçilebileceğini ifade eetti. Gerçeker, "Burada en önemli unsur, yargı bağımsızlığı ile buna sıkı sıkıya bağlı olan yargı tarafsızlığıdır. Yargının tarafsızlığını yitirmesi, siyasallaşması, ileride onarılması mümkün bulunmayacak bir çok zararlara neden olacaktır. Siyasallaşma riski de en çok anayasal düzene karşı suçlarda söz konusudur" dedi.

Bu nedenlerle anayasal sisteme karşı suçların soruşturulması ve kovuşturulmasının büyük önem arz ettiğini vurgulayan Gerçeker, bu konuda bütün kişi ve kurumlara olduğu gibi basına da önemli görevler düştüğünü kaydetti. Gerçeker, şöyle devam etti:

"Bütün olaylarda özellikle bu tür suçlarla ilgili kovuşturma ve soruşturmanın sağlıklı ve hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ilkelerine uygun biçimde yapılması için gizlilik ilkesine, masumiyet karinesine en üst düzeyde hassasiyet gösterilmesi, yargılamayı etkileyici, yönlendirici davranışlardan mutlaka kaçınılması gerekmektedir. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki, gerçek yargıç duygularından arınabilmiş, sadece dış etkenlere karşı değil, kendisine karşı da tarafsızlığını koruyabilen yargıçtır. Böyle olduğu takdirde yargının saygınlığı yücelecek, 'toplumun güveni olma fonksiyonu' daha da güçlü bir biçimde gerçekleşecek, insanlarımız ileriye daha güvenle, umutla bakabileceklerdir."

Yargı reformu taslağına da değinen Gerçeker, "Eğer gerçek bir yargı reformu, bağımsız, tarafsız bir yargı isteniyorsa, yargının işi mutlaka yine yargıya bırakılmalıdır. Zira yargının sorunlarını en iyi şekilde bilen yine yargının kendi mensuplarıdır" diye konuştu.

Yargıyla ilgili düzenlemelerin, anayasa değişikliklerinin mutlaka yargı bağımsızlığını daha da ileriye götürecek düzenlemeler olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Gerçeker, yargının yasal yapılanması yanında fiziki altyapı ve iş yoğunluğundan kaynaklanan sorunlarının da çok büyük boyutlarda olduğunu ifade etti.

Gerçeker, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Akademisi, Adli Tıp Kurumu gibi yargı kurumlarının mali özerklik de dahil tam bir özerkliğe kavuşması ve bu kurumlarda Yargıtay ve Danıştay'ın etkinliğinin artırılmasını da istedi.

Soruşturmalar savcılara bırakılmalı

YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da Türkiye'de bırakın anayasal düzen için halkın direnme hakkını tartışmayı, "Cumhuriyet mitingleri" olarak adlandırılan, herkesin bugün dahi katılabileceği mitinglerin bile "anayasal düzene karşıtlık" bağlamında tartışılır olduğunu savundu.

Anayasal düzene karşı işlenen suçların mevcut yasalar uyarınca bizzat cumhuriyet savcılarının soruşturması gerektiğini hatırlatan Eminağaoğlu, "Polislerin elinde biçimlenen soruşturmalarda kamuoyunda parlatılan savcı isimleriyle soruşturmaların sahibi ve soruşturmaları yürüten savcılarmış gibi bir algı yaratılmakta, polisler iddianame yazımına katılmaktan bile geri durmamaktadır. Soruşturmalar savcılara bırakılmalı, savcılar da rahat bırakılmalıdır" diye konuştu.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Akkaya da anayasal düzenin korunmasının bir zorunluluk olduğunu, ancak bu sürecin hukuk kuralları çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. Bunun aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin de gereği olduğuna işaret eden Akkaya, "2007 yılında kaybettiğim değerli hocam Eralp Özgen'i saygıyla anıyorum ve onun Ceza Usul derslerinde sürekli vurgu yaptığı 'Bir masum mahkum olacağına, bin suçlu serbest dolaşsın' deyimini şimdi daha iyi anlıyorum" dedi.

Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen oturumda konuşan MEDEL Başkanı İtalyan Yargıtayı Başsavcı Vekili Vito Monetti ise ülkesinde özellikle gladyoya yönelik yürütülen soruşturmalardan örnekler verdi. Kendi ülkesinde MEDEL'in bile dinlendiğini, e-maillerinin okunduğunu kaydeden Monetti, ülkelerinde "bu soruşturmalar bizim haklarımızı ihlal etti" diyenin olmadığını söyledi.

Gazetecilerin "Ergenekon" soruşturmasına ilişkin sorularına karşılık da Monetti, soruşturmayı internetten duyduğunu ve Türkiye'de yürütülen bir soruşturmayla ilgili yorum yapmak istemediğini belirtti. Ancak soruşturmayı yürüten savcıların tarafsız kalması gerektiğini ifade eden Monetti, medyanın soruşturmayı çok fazla desteklemesiyle de savcıların tarafsızlığını kaybedebileceğini dile getirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber