YARSAV'dan hakim adaylığı mülakat sınavına eleştiri

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Nisan 2009 15:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Adalet Bakanlığının, Avrupa Birliği (AB) raporlarına ve Danıştay kararlarına rağmen adli yargı yargıç adaylığı mülakat sınavlarını objektif koşulları sağlamadan gerçekleştirdiğini" öne sürerek, bu durumun hukuksal yönden kabul edilemez olduğunu bildirdi.

Eminağaoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Adalet Bakanlığının 550 adli yargı yargıç adaylığı mülakat sınavını, 12 Mart- 10 Nisan tarihleri arasında yaptığını hatırlattı.

YARSAV'ın, Adalet Bakanlığına başvuruda bulunduğunu ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun yargıç adaylığı mülakatlarının hukuksal denetimi için gerekli alt yapının oluşturulmasının zorunluluğuna işaret edilmesine yönelik kararını hatırlattığını ifade eden Eminağaoğlu, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kararına da değindi.

Eminağaoğlu, Adalet Bakanlığının bu koşullar sağlanmadan mülakatları gerçekleştirdiğini ve sonuçlarını da 13 Nisanda ilan ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Adalet Bakanlığının, AB raporlarına ve Danıştay kararlarına rağmen ısrarla mülakatları objektif koşulları sağlamadan gerçekleştirmesi, hukuksal yönden kabul edilebilir değildir.

Bu nedenle mülakatlarda başarılı bulunmayan adayların, Adalet Bakanlığına başvurarak haklarında mülakat konusunda tutulan değerlendirme tutanağı ile emniyet birimlerinden gönderilen arşiv kayıtlarını talep etmeleri ve haklarındaki mülakatta başarısız sayılmaları yolundaki bireysel işlemin iptali için Ankara İdare Mahkemesine dava açmaları gerekmektedir.

Bir somut örnek olarak, girdiği her yazılı yarışma sınavında başarılı olan ancak arşiv kaydında 'teyit edilmeyen ancak alınan duyumlara göre öğrencilik sırasında örgütsel eylemlere karışmış olabilir' şeklinde bilgi daha doğru bir ifade ile emniyetçe fişleme bulunan Doğu bölgesinden bir aday adayının, yine mülakat sınavında başarısız bulunması, sınavın objektiflikten ne kadar uzak ve hangi koşullarda gerçekleştirildiği yönünde somut bir örnek oluşturmaktadır.

Adalet Bakanlığının hukukla bağdaşmayan bu katı tutumundan bir an önce vazgeçmesi, yargıda kadrolaşma iddialarının söz konusu olmaması için zorunludur."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber