Anayasa Mahkemesi üyesi Paksüt'ten 'beni dinlemeyezsiniz' tepkisi

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 02 Mayıs 2009 17:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt, Ergenekon davasında sanık sıfatıyla yargılanacak olan eşi Ferda Paksüt'ün yanı sıra kendisinin de dinlendiğini savunarak, soruşturmayı yürüten savcıları hedef alan açıklamalarda bulundu. CNN Türk televizyonunda canlı yayına çıkan ve oldukça sinirli olduğu gözlenen Paksüt, Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın eşi Ferda Paksüt ve kendisiyle ilgili iletişim tespit tutanaklarının gereği için Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na göndermesine tepki gösterdi. Yüksek Mahkeme üyesinin canlı yayında, "kalleşlik, kahpelik" ifadelelerini kullanması dikkat çekti.

Paksüt, iletişim tespit tutanaklarında 'Hedef Şahıs' bölümünde isminin yer alarak dinlendiğini öne sürdü. Hukuksal durumunun Anayasa Mahkemesi üyelerinin elinde olduğunu belirten Paksüt, üyelerin hakkındaki iddialarla ilgili karar vermesi gerektiğini söyledi. Paksüt, Anayasayı korumak için yemin etmiş bir yüksek yargıç hakkındaki 'terör örgütü adına suç işlediği' ithamlarının soruşturulması gerektiğini söyledi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve üyelere; hakkındaki iddialarla ilgili soruşturma başlatması çağrısında bulundu. Paksüt, hakkındaki iddiaları şimdiye kadar işleme koymayan Kılıç'ı da istifaya davet etti.

KALLEŞÇE YÖNTEMLER

Hakkındaki iddiaların askıda bırakılıp, şaibelerle linç edildiğini savunan Paksüt, hukuk düzeninin böyle bir durumu kaldırmayacağını belirtti. Hakim kararıyla yapılan telefon dinlemesini 'sinsice ve kalleşçe yöntemler' olarak nitelendiren Paksüt, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ı da hedef alan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben buna son verilmesini talep etme hakkına sahibim. Bunu da kendi mahkememden, başkanımdan ve üyelerimden kurulmuşsa böyle bir soruşturma kurulunun mensuplarından rica ediyorum, kendilerini göreve çağırıyorum. Eğer Anayasa Mahkemesi Başkanı bunu hiç işleme koymadıysa o zaman söyleyecek söz bulamıyorum, vahim bir durum.O koltuktan kalkması gerekir."

DEDESİNİ SAVUNDU: BANA ÖRTÜLÜ KİN GÜDÜLÜYOR

Televizyona çıkarak, Ergenekon soruşturmasına bakan savcıların yazısına sert tepki gösteren Osman Paksüt, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından mahkemeye üye olarak seçilmesinin ardından hakkında yıpratma amaçlı haberler çıktığını ifade etti. Seçildiği günün ertesinde "Cellat Ali'nin torunu Anayasa Mahkemesi'ne üye seçildi" şeklinde haberin yer aldığını hatırlatan Paksüt, "Cellat Ali kim diyeceksiniz. Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşlarından. İstiklal Mahkemesi'nin başkanlığını yapmıştır. Cellat yakıştırması oradandır. Burada bir örtülü kin vardır. Örtülü kinin açığa vurmasına çanak tutan, tamamen yasadışı olan ve suç olan basına sızdırmalar." diye konuştu.

FERDA HANIM KAPATMAMAYA ÜZÜLDÜ MÜ?

"Ferda Hanım AKP kapatma davasıyla çok mu ilgiliydi? Ya da kapatmama kararına çok mu üzüldü?" sorusuna Osman Paksüt, "Eşim Ferda Paksüt'ün ne savunucusuyum, ne avukatıyım, ne de Ergenekon örgütünün yöneticisi, üyesi, yardımcısı konumunda olan herhangi bir kişinin ne lehindeyim ne aleyhindeyim; böyle bir şekilde yargıya müdahale etmek gibi asla düşüncem yok. Ferda Hanım 20 Temmuz'da Silivri'de yapılacak duruşmalarda söz hakkı kendine verildiğinde hangi sözü kimden duyduğunu, nasıl böyle bir izlenime ulaştığını gerekirse anlatır." cevabını vermekle yetindi. Paksüt, Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen dosyanın kamuya açıklanarak yargısız infaza uğradığını, onurunun ayaklar altına alındığını, bu nedenle açıklama yapmak zorunda kaldığını söyledi.

SAVCILARA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK

Soruşturmayı yürüten savcılar hakkında Adalet Bakanı'nı göreve çağıran Paksüt, "Ben kendisinin bunu bir suç ihbarı kabul edip zaten resen bir soruşturmaya başlayacağına inanıyorum. Gerekirse suç duyurusunu da yaparım." dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın mahkemenin 47. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmadan alıntılar yapan Paksüt, yargı kararı olmadan suçlu ilan edilen insanların onurlarının yok edildiğini savundu. Ergenekon soruşturmasında savcıların kendisini de dinleyip takip ettirerek görevlerini kötüye kullandığını iddia eden Paksüt, "Eşim hakkındaki iletişim tespit tutanakları 99 sayfadır, ama Anayasa Mahkemesi'ne gönderileni 199 sayfa olduğunu bu yazıdan görüyoruz. Demek ki çok daha fazlasını benim hakkımda tanzim etmişler. Bunu da oraya göndermişler. Burada o zaman görülmekte olan davayla ilgisi olmayıp tamamen Osman Paksüt'ü karalamayı hedef alan bir soruşturma da diyemeyeceğim ama çarpıklık olduğunu düşündüğümden savcıların kovuşturulması gerekir." ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı'nın savcılar hakkında şimdiye kadar soruşturma izni vermediğnin hatırlatılması üzerine Osman Paksüt, kendisi için ayrıcalık istemedğini, ancak yasaların belirlediği özel soruşturma yöntemlerinin dışına çıkıldığını savundu. Paksüt bu konuda şunları kaydetti: "Yani insan onuru herkes için en üst değerse bu korumanın geniş ufuklu, iddialı söylemlerin kapsamı dışında ben de kalmıyorum. Ama yok 'herkes için öyle de kusura bakma sayın Paksüt sen bunun dışındasın, sen Ergenekoncusun, yargılanma, biz seni biliyoruz' gibi iğrenç linç kampanyaları yürütülecekse onların bu tür hukuki adımlarını durdurmak mümkün değildir. Ama bunu yapanlar insan haklarına hukuka ne kadar saygısız olduklarını kamuoyu önünde bir kez daha göstermiş olurlar. İnsan hakları konusunda kendi karanlık sicilleri, hukuka saygısızlıkları bir kez daha görülmüş olur. "

CANLI YAYINDA EŞİ HAKKINDAKİ SORULAR BİR BİRİ ARDINA GELDİ...

Hakkındaki iddiaların görev suçu kabul edilirse Anayasa Mahkemesi, kişisel suç olarak kabul edilirse Yargıtay'da yargılanması gerektiğini kaydeden Paksüt, aksi halde iddiaların linç boyutunda yayınlara yol açtığını ifade etti. "Eşinizin kapatma davasında bu kadar içinde olması konuşması, organizasyonlara dahil olması, onları takip ediyor olması sizce hoş bir durum mu? sorusuna ise Paksüt, "Hoş olup olmama, etik olup olmama, insanların arkasından dedikodu yapıp yapmama terör örgütüyle ilgili olan konular değil." diye cevap verdi. Gazetecinin soruda ısrar etmesi üzerine sinirlenen Paksüt, "O zaman sizde bu yargısız infaz kampanyalarına dahil olmuş olmaz mısınız?" şeklinde tepki gösterdi. Kapalı kapılar ardında üçüncü kişiler hakkında konuşulanların deşifre edilmesi halinde kimsenin onur ve haysiyetinin kalmayacağını savunan Paksüt, eşi Paksüt'ün sözlerinin tek başına yasalara göre suç olmadığını öne sürdü. Telefon dinlemeye tepki gösteren Paksüt, "Bu tür yöntemler sinsice kalleşçe yöntemler. Şunu söylüyorum, hukukun öngördüğü bir şeye nasıl sinsi kalleş dersin? Adam öldürmek cinayettir, ama güvenlik kuvvetlerine kurşun sıkan bir teröristin öldürülmesi cinayet değildir. Çünkü orada cinayet olmaktan çıkmış, hukuka aykırılık hali kalkmıştır. Tekrar ediyorum, insanların konuşmalarını dinlemek çirkindir, sinsidir, iğrençtir, kalleşliktir, kahpeliktir. Ama suçların cezasız kalmasını önlemek için çok sınırlı hallerde ve çok özenle kullanılmak şartıyla hakim kararıyla adalete ulaşabileceğinin yöntemi kabul edilmişse o şekilde kullanılmalıdır." diye konuştu.

"Ferda Paksüt, bu konuşmaları yapmış olsa bile terör örgütüne bilerek yardım suçunu oluşturmaz mı diyorsunuz?" sorusuna Paksüt, masuniyet karinesi gereği eşi Paksüt'ün suçlu olmadığını belirtti. Paksüt, "Ama hiçbir sanığı eşim de dahil korumak suretiyle mahkemeyi yönlendirmek istemem. Bunu mahkeme önümüzdeki aylarda inceleyecek ve karar verecektir, kararı da hep birlikte saygıyla karşılayacağız." dedi.

Ergenekon davasının ek klasörlerinde soruşturmayı yürüten savcıların; Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt'ün telefonla irtibat kurduğu kişilerle görüştüğü şeklinde uyarı yazısı gönderdiği belirtilmişti. 15.10.2008'de gönderilen gizli yazıda, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt'ün AK Parti'nin kapatma davası sürecinde Ergenekon terör örgütü üyesi iddiasıyla hakkında soruşturma yürütülen bazı zanlılarla görüştüğü kaydedildi. Ferda Paksüt'ün bazı zanlılarla kapatma davasını görüştüğü, telefon görüşmeleri içeriğine göre Paksüt'ün terör örgütünün amacına bilerek ve isteyerek yardım ettiği iddiasıyla şüpheli sıfatıyla ifadesinin alındığı vurgulandı. Sözkonusu yazıda, telefon dinlemelerinde, Başkanvekili Osman Alifeyyaz Paksüt'ün de eşinin kullanımındaki telefon ile telefon görüşmelerinin çeşitli aşamalarında telefonu eşi Ferda Paksüt'ten alıp aynı kişiler ile görüşmeye devam ettiği ifade edildi. Konuyla ilgili iletişim tespit tutanakları, iletişimin dinlenmesi kararları ve telefon konuşmalarının ses dosyaları CMK gereğince Yüksek Mahkeme'ye gönderildi. Yazıda 199 adet dinleme tutanağının ek olarak gönderildiği belirtildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber