MİT kuşları bile fişlemiş

Haber Giriş : 02 Ocak 2005 07:23, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eski istihbaratçılardan Yılmaz Çetin, MİT'in bazı yazarları takip etmesinin yanı sıra kimi yazarlara da bilgi ve vesika vererek kitap yazdırdığını belirterek, takibe alınan kişilerin ölene kadar izlendiği, ölmesinden sonra da izlemenin yeni dosyalar açılarak sürdürüldüğünü belirtti.

Geçtiğimiz aralık ayında Necip Fazıl Kısakürek'in doğumunun 100. yılı etkinlikleri kapsamında, şairin hayatını anlatan fotoğraf sergisinde yer alan bazı resimlerin Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan (MİT) temin edilmesi, MİT'in bir zamanlar ünlü yazarları sıkı bir şekilde izlediğini gözler önüne serdi. Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi'nde Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu tarafından açılan sergide, Necip Fazıl'ın şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmamış fotoğrafları yer aldı. Necip Fazıl gibi aydınlarını MİT'e takip ettiren Türkiye'nin, artık değerlerine sahip çıkmayı öğrendiğini ifade eden Bakan Mumcu, "Bu fotoğrafları tahmin edin nereden temin ettik? MİT'ten. MİT arşivinden alınmış fotoğraflar var. Bu, Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin çok çarpıcı bir örneğidir. Bir zamanlar Türkiye, aydınlarını MİT aracılığıyla takip ettirirdi. Sadece Necip Fazıl'ı değil, pek çok aydını. Bunların bir kısmı mahkemeye çıktı, yargılandı. Şimdi ise doğum yıldönümleri düzenliyoruz. O günler, çok şükür geride kaldı'' dedi. Eski istihbaratçılardan Yılmaz Çetin de Yeni Aktüel dergisine verdiği röportajda, MİT'in bazı yazarları takip etmesinin yanı sıra kimi yazarlara da bilgi ve vesika vererek kitap yazdırdığını söyledi.

Fotoğraflar MİT arşivinden

Aktüele konuşan eski MİT görevlisi Yılmaz Çetin, 'Necip Fazıl Kısakürek Fotoğrafları' sergisinde, Kültür Bakanı Erkan Mumcu'nun, şairin bazı fotoğraflarının MİT'in arşivinden alındığını açıkladığını hatırlatarak takip edilen bazı isimleri açıkladı. Necip Fazıl Kısakürek fotoğraflarıyla ilgili olarak konuşan Çetin, 'O fotoğraflar MİT arşivinden. Dikkat edilirse, fotoğraflar 1950'li yıllarda çekilmiş. Bazılarında Necip Fazıl makineye poz vermiş. O yıllarda emniyet kurumu, 'Cibali Karakolu'nda anlatıldığı gibiydi. Adi suçlarla ilgili karakol polisliğinden öte bir şey yapamıyordu. Polisten aksini beklemek de yanlış olurdu, çünkü bu işi yapabilecek personele ve teknik imkâna sahip değildi. Politik isimlerin takibiyle MİT ilgileniyordu. Bildiğim kadarıyla 1950'den sonra MİT'e yıkılan zararlı akımları takip konusu, 1970'lerin sonuna kadar MİT'i çok meşgul etti. MİT ağırlıklı olarak asli kuruluş faaliyetine dönmek isteyince, emniyet bünyesinde bir istihbarat grubu kurulması, arşivler oluşturulması çabası başladı" dedi.

Kuşları bile fişlemişler

Çetin'in verdiği bilgilere göre, MİT'in en çok ilgi gösterdiği yakın takibe aldığı isimler arasında Said Nursî, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, İlhan Selçuk, Sabahattin Ali, Yağmur Atsız, Aziz Nesin gibi ünlü isimler de yer alıyor. MİT'in topluma ulaştırmak istediği bazı fikir ve düşünceleri bazı yazarlara, aydınlara, gazetecilere vererek onlara mal ettiğinin altını çizen Çetin, bu ve benzeri teknikleri günümüzde de kullanıldığını kaydetti. MİT'in bir dönem, haberleşmede kullanılıyor, diye ayağında halka olan kuşları bile fişlediğini söyleyen Çetin, meteorolojik balonların bile 'belki haberleşmede kullanılıyor' diye dosya açılıp fişlediğini söyledi.

Cemal Kutay'a MİT'ten destek

MİT'in basın ve yazı camiasından pek çok isime belgi ve bilgi verdiğini itiraf eden Çetin, son yıllarda sıkça gündeme gelen 'MİT'çi gazeteciler' iddialarına da açıklık getirdi. Yakın tarihle ilgili yazdığı kitaplarla ünlenen Cemal Kutay'ın MİT tarafından izlendiğini şaşkınlıkla karşıladığını söyleyen Çetin, "Bildiğim kadarıyla Kutay MİT'in izlediği bir kişi değildi. Bugün 93 yaşında ve 170 kitabı var. Yazdıklarının çoğu zaten ortalıkta olan, bilinen şeylerdi. Sakıncalı hiçbir şeyi yoktu. Ne sağdaydı, ne solda... Ayrıca kitaplarındaki bütün o bilgilere nasıl ulaşmıştı kendisi. 'Pusudaki İhanet' adlı kitabında kendisi anlatıyor. Vaktiyle o zamanki Milli Emniyet Hizmetleri Başkanı Ali Şükrü Ögel çağırmış kendisini, 'Ben Stalin'in Ajanıyım' adlı kitabı vermiş, 'Al bunları yaz memlekete hayırlı olur' demiş. Takip edilen birisi kendisi emniyete çağrılıp da kendisine bilgi belge verilir mi? Kutay takip edilmiş olsa bile hedef değildi. Belki onun bulunduğu ortama girebilmek için bir gözlem yapılmıştır... Bildiğim kadarıyla belge ve döküman açısından MİT tarafından desteklenen birisiydi. Zaten böyle bir işlem de var MİT'in içinde' dedi.

MİT'in yakın takibe aldığı kişilerin ölene kadar izlendiğini açıklayan Yılmaz Çetin, takip edilen kişinin ölmesinden sonra da izlemenin yeni dosyalar açılarak sürdürüldüğünü belirterek, 'Takip kalkmaz çünkü bu kişiler belli düşüncelerin temsilcileri. Bayrağı devralanlara ya da o dosya içinden öne çıkanlara ek dosyalar açılır ve takip devam eder' dedi. Bugün MİT'in takibine itiraz edenlerin çoğunun o zamanlar takip edilenlerin oğlu ya da akrabası olduğunu hatırlatan Çetin, 'Günümüz edebiyatçılarından birisi de çıkıp 'ben de takip ediliyorum' demiyor. Ya takip edildiğini bilmiyor, ya da takip edilmiyor' diye konuştu. MİT'in belirli şahısları takip etme meselesinin Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte başladığına işaret eden Çetin, öne çıkmış, sivrilmiş, fikirlerini topluma yaymaya çalışan kişilerin mutlak surette bir noktada takip altına alınıp fişlendiğini belirterek, 'İlle de fiziki bir takip olması gerekmiyor. Hiç olmazsa, adlarına bir dosya açılırdı. Nereye gitseler, ne yapsalar, kimlerle ilişki kursalar, işlenirdi o dosyaya' dedi.

MİT 200 kişiyi mahkum ettirmiş!

Eski istihbaratçı Yılmaz Çetin'in şok açıklamalarına göre 200 kadar isim, MİT tarafından takip edilerek mahkemeye verilmiş. Bu isimlerin çoğunun mahkemelerce mahkum edildiğini belirten Çetin, 'MİT bilgi topluyor, mahkemeye sunuyordu. Bazı şeylerin ispatı için, o zaman fotoğraflar yetiyordu, şimdi yetmiyor' dedi.

MİT'in izlediği Atsız kim?

MİT'in izlediği isimlerden Yağmur Atsız, ünlü Türkçü fikir adamı Nihal Atsız'ın iki oğlundan biri. Yağmur Atsız babasının tersine radikal solcu bir yazardı. MHP lideri Alparslan Türkeş, 1970'lerde Atsız'la yollarını ayırdı, hatta cenazesine bile katılmadı. Aşırı milliyetçi görüşleriyle bilinen Atsız'ın oğlunun solcu olması ise ülkücü camiada şaşkınlıkla karşılandı o yıllardı. Uzun yıllar Almanya'da yaşayan, bir TV kanalında çalışan Yağmur Atsız'ın Cumhuriyet gazetesinde yazılar ve haberleri de yayınlandı. Yağmur Atsız 1990'larda değişti. Babası gibi şair olan Yağmur Atsız babasının görüşlerine yaklaştı. Bir süre Doğan Grubu'na ait Milliyet gazetelerinde yazan Yağmur Atsız'ın, 55. Hükümet döneminde yazarlığına son verildi. Yazarlığına son verilmesinde Mavi Akım Projesi'ni yerden yere vuran yazıları nedeniyle ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve dönemin Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in rolü olduğu öne sürüldü. Atsız, halen Halka ve Olaylara Tercüman gazetesinde yazıyor.

Müstemirren takip edilen zatlar

Tek Parti döneminde muhalif ve tehlikeli olduğu gerekçesiyle pek çok ünlü siyasi de sıkı takip altına alındı. 1925'de kurulan ve kısa bir süre sonra feshedilen Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın önde gelen isimleri de İçişleri Bakanlığı tarafından "müstemirren takip edilen zatlar" arasında yer aldılar. İsmet Paşa'nın son yıllarında bu takipler daha da arttı. DP'nin önde gelen isimleri de sıkı şekilde takip edilerek haklarında fişler tutuldu. DP'lilerin yaptıkları seyahatler, ilişki kurdukları kişiler, mitingleri, kapalı salon toplantıları sıkı takibe alındı. DP iktidara geldikten sonra İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla yapılan fişlemeler Meclis'te büyük tartışmalara neden oldu. DP'liler ele geçirdikleri fişleri Meclis'te milletvekillerine göstererek CHP'yi suçlama yağmuruna tuttular.

yenişafak

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber