Bakan Çelik'in manşet programında yaptığı açıklamaların tam metni

Haber Giriş : 12 Ocak 2005 00:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MANŞET; EĞİTİMDE BÜYÜK AYAR YAPILIYOR...

Sevgili seyirciler Manşet'e hoş geldiniz bugünün gündemi herhalde başka bir şey olamazdı çünkü dün liselerin sınav kayıtları başladı. Liselere milyonlarca insanımız kayıtlarını yaptırdılar. Milyonca gencimiz yetişecek ve bu gençlerimiz önümüzdeki 10 ? 15 yılın 20 yılın Türkiye'yi yöneten insanlar olacak bir kere düşünüyor musunuz, nasıl gençler yetiştiriyoruz.

Nasıl insanlar yetiştiriyoruz ve Avrupa Birliği'ne giden bir Türkiye'de Avrupa Birliği ile rekabet edebilecek insanlar yetiştirebiliyor muyuz, yetiştiremiyor muyuz, milli eğitim Türkiye'nin en önemli sorunu hale geldi, tehlike çanları çaldı, alarm zilleri çaldı ve Milli Eğitim Bakanlığı'da bu zilleri duydu. Konuğum Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hoş geldiniz, sizde alarm zillerini duydunuz galiba?

Duyduk şüphesiz ki efendim bunu görmemek ve duymamak mümkün değil Sayın Birand biz hükümet olarak iş başına geldiğimizde bir tespit ile başladık.

Peki tespitleriniz ne bizim sorunumuz nerden kaynaklanıyor. Öğrencilerimizde mi ve öğretmenlerimizde mi, nerde aksıyoruz?

Sayın Birand biz göreve başladığımız zaman Türk Milli Eğitimi'nde altı problem alanı tesbit ettik, bunların birincisi okullaşma oranıydı, okullaşma oranında kastımız şudur, okul öncesi çağında olup da, okul öncesi eğitimine devam eden öğrencilerimizin yüzdesi neydi, bu % 11'di 80 yıllık cumhuriyet tarihinde % 11'lik

En önemli dönem o, o dönemde ne veriyorsanız öğrenciye?

Onu mıknatıs gibi kapıyor ve çocuğun zeka gelişim düzeyinde olduğu bir dönemdir. Biz bir buçuk yıllık

Bu kaç yaşları oluyor?

3 ? 6 yaş arası biz bir buçuk yıllık süre içerisinde bunu % 16.5'lara çıkardık öte taraftan

Ama % 70, 80 ,90, 100'e çıkması gerekir?

Şüphesiz efendim bizim 8. 5 yıllık kalkınma planının 2005 yılı hedefe % 25'tir. Ve ümit ediyorum ki biz bu % 25 bu yıl içersinde yakalamak için büyük gayret içinde olacağız, öte tarafta ilköğretim de bu durum böyle orta öğretim de yüksek öğretimde ve hatta yüksek öğretimdeki lisans üstü öğretimde bu böyle, öte yandan fiziki mekanlarımız kesinlikle çocukları cezbeden onları çeken ve albenisi olan fiziki gibi mekanlar, tip projeler uygulanıyor ve ben bunlara tipsiz proje diyorum.

Bu ulus mimarisi dediğimiz bir mimariyi esas alarak birinci meclis binasını esas alan ve her türlü modern unsuru içinde barındıran ama gelenekten çizgiler taşıyan ve ışıklardırması mükemmel olan, koridorları geniş olan bütün özürlü vatandaşlarımızın konforunu esas alan yeni bir mimari proje üçüncü problemimiz müfredat problemi bu bakın ben şuna benzetiyorum Sayın Birand eğer eğitimi bir insana benzetirseniz müfredat bunun ruhudur. Diğer bütün fiziki mekanlar efendim bu içersindeki sıralar masalar falan diğer bütün unsurlar sadece bedendir. Ama müfredat bu işin ruhudur.

Bizim müfredatımız 1967'de hazırlanmış şuanda hali hazırda da yürürlükte olan müfredat demokrasiye uyan bir müfredat değil, doğmalara dayalıdır ve öğrencinin düşünmesini, sorgulamasına, analiz ve sentez yapmasını adeta engelleyen bir müfredat tarzıdır. Öğretim yöntemi de budur.

İçine kapanık ulusalcı ama herkes düşmen, herkes kötü?

Ve bazı bilgileri adeta şuna benzete bilirsiniz bu sistemin adı enformatif sistemdir yani bilgi yüklemeye dayalı ezber bu adeta bilgisayar disketlerine bilgi kopyalar gibi kopyalamaya dayanan bir sistemdir. Öğretmen konferanscıdır, öğrenci de pasif alıcı konumundadır. Bizim yeni getirdiğimiz müfredat yeni konsep, konsraktif dediğimiz inşacı öğrenciyi geliştirici, öğrenmeyi öğreten bir sistemdir. Çünkü önceden eskiden siz herşeyi ezberleye bilirdiniz. Ben hep şu örneği veriyorum. İbni Sina tıb da bir dehaydı ama İbni Sina bugünkü pratisyen hekim kadar tıb bilmiyordu.

İbni Sinan'ın bildiği bütün tıp 200 sayfalık bir defteri dolduruyordu bugün tıbbın spesifik bir alanı ile ilgili yazılan kitaplar artık kütüphanelere sığmıyor artık, hangi birini ezberleteceksiniz işte bundan dolayı bilginin de sınırları haddinden fazla genişlediği için öğrenmeyi öğreten bir müfredattı Türkiye'nin önüne çıktı, tepkilere rağmen, biz bu müfredatı hazırladık ve ilköğretim müfredatı bitti, orta öğretim müfredatı eli kulağında bitmek üzere

Şimdi o müfredat üzerinde bir şey yapmak istiyorum salim terbiye dört derste içerik değiştirdi, tarih, edebiyat, coğrafya, matematik, fen bilgisi bir kere şundan geleyim bir, bir yıl ekleyeceğiz dediniz değil mi bir yıl artacak eğitim süresi bunu nereye ekliyorsunuz, sona mı başa mı?

Şöyle Sayın Birand bu bir yıl ekleme liselerin dört yıla çıkmasıyladır, 8 yıllık kesintisiz eğitim aynen devam ediyor. Daha sonra lisedeki tahsil eskisi gibi üç yıl değil, dört yıl olacak bu dokuzuncu yıl

Sona ekliyorsunuz yani?

abi, tabi yani ikinci döneme bu orta öğretime ekliyoruz. Müfredatla ilgili bir, iki şey söylemek istiyorum müsade ederseniz. Biz müfredatı hazırladık ve bunu üniversitelerle paylaştık, yabancı uzmanlarla paylaştık, Türkiye'de eğitim alanında faaliyet gösteren bütün sivil toplum örgütleriyle paylaştık.

Sil baştan mı yaptınız?

Şüpesiz ki tabi eskiyi tamamen silmiş değiliz, eskinin tecrübelerini, güzelliklerini, önemli olan özellikleri şüphesiz ki muhafaza ettik. Ve yeni bir dediğim gibi öğretim yöntemi değişti bir sefer, dayandığı temel paramigbalar değişmeyen şuanda Türkiye'de 9 ilde 120 okulda pilot uygulama olarak uygulanıyor. Bu şunun içinde biz bunu hemen Türkiye'de devreye sokabilirdik bu pilot uygulama aksamaları bize gösterecek, eksiklik, aksaklık varsa, yenilenmesi gereken ilave edilmesi gereken bir taraf varsa bunları yenileyeceğiz, 2005 ? 2006 öğretim yılında yani gelecek yıl bütün Türkiye'de 81 ilde bu müfredat uygulanacak.

Şimdi bu müfredatı uygularken bunun

Müfredat hakkında biraz bilgi versenize ne biliyim mesala benim okuduğum tarihte Yunanlı düşmandı, gene düşman mı kalıyor?

Şimdi bir kere bizim hükümetimizin şöyle bir tavrı var Sayın Birand bakın ben Yunan Eğitim Bakanı'na gittim, Türkiye'deki bizim ders kitaplarımızda geçmişin acılarını bugüne taşıyan kin ve nefreti kamçılayan ifadeleri hepsini ayıkladık, Yunan Eğitim Bakanı'nın önüne koyduk. Dedim ki buyurun birinci adım bizden siz aynı şeyi yapın. Rus Eğitim Bakanı'na evet Rus Eğitim Bakanı'na

Temizlendi yani?

Kesinlikle

Artık Yunanlı bu genç çocuk Yunanlı düşman olarak görerek büyümeyecek?

Artık şu paronayadan kurtuluyoruz herkes bizim düşmanımız biz kimseyle anlaşıp görüşemeyiz kimseyle işbirliği yapamayız biz bu ruhtan çocuklarımızı kurtarıyoruz. Ben size bir örnek vereyim bakın biz iktidara aynı zamanda bu sadece bizim eğitim müfredatımıza yansayan bir şey değil bu bizim aslında dış politikamızın da çok önemli bir noktası. Memurlar.net

Ruslara'da mı aynı şeyi yaptınız?

Ruslara'da aynısını yaptık. Bakın şunu söyleyeyim Sayın Birand etrafımız ateş çemberiyle sarılmıştır. Suriye düşman, İran düşman, Irak düşman, eski Sovyetler Birliği'nden kalma Rusya düşman, Yunanistan düşman, Güney Kıbrıs düşman herkes düşman ve bütün komşularımızla ticaret hacmimiz % 6'ydı şuanda % 18 bakın iki yıl gibi süre içerisinde % 18 biz can düşmanı olduğumuz Suriye ile Hatay meselesi dair her şeyi bitirdik. Ve şu anda Ermenistan'ın dışında Sayın Birand.

Ermenistan'ı nasıl anlatıyor sunuz?

Onu söyleyeceğim Ermenistan'ın dışında şuanda bizim ciddi bir problemimiz olan bir ülke yok. Ve Ermenistan'ı da söyleyeyim ben size aslında Ermenistan bizim komşumuz, diyazporadaki Ermeniler aslında bu Ermenileri kışkırtmazlarsa Türkiye Ermenistan ile de problemini bitirir ve bu mesele biter.

Biz tarih kitaplarında mesala 1915 olaylarını bambaşka okuduk, halbuki bam başkaymış?

Efendim ben size şunu anlatayımbakın ben bu Fransa'daki, Fransız Meclisi'nde Ermeni soykırımı yasa tasarısı geçeceği zaman oraya karşı propoganda yapmak üzere gönderilen 2000 yılında gönderilen parlamenterlerden birisi de bendim, oradaki bizim temel noktamız şuydu Ziya Gökalp'e soruyorlar diyorlar ki bu bir soykırımıdır. Ziya Gökalp diyor ki hayır bu bir mukateledir diyor. Şimdi bir savaş var ve savaş ortamında birileri elini kolunu bağlıyor, diğerleri gelip diğerini öldüyor değil, savaşta karşılıklı olarak bu şekilde geliyor.

Peki tarih kitaplar darbeleri ekliyorsunuz şimdi, ekliyor muşsunuz?

Bu dediğimiz lise müfredatı yani orta öğretim müfredatı eklemeyelim mi Sayın Birand.

Hayır nasıl eklediğinize bağlı? Evet darbeler çok doğrudur ve zaman, zaman gerektiğinde yapılır eklemek gibi?

Böyle bir şey olabilir mi, ben size şunu sorayım bakın 1980 sizin için dünkü gibi bir olaydır yani Mehmet Ali Birand bu işin kitabını yazmış, ben 1980 12 Eylül ihtilali olduğu zaman üniversite öğrencisiydim ben o olayları, ondan önceki olayları dün yaşamışım gibi hatırlıyorum ve bu benim için tarih falan değil ama bugün kü nesiller için bakın 1980'de dünyaya gelen insan için üzerinden bir çeyrek asır geçti, 25 yıl geçti.

Nasıl pirezante ettiniz onu merak ediyorum?

Biz buna ayna tutuyoruz, şimdi bakın daha önce ki tarih kitaplarımız 2. dünya savaşlarına gelir dururdu, ikinci dünya savaşından beri bizim yaşadıklarımız var bakın Sayın Biran Türkiye Nato'ya girmiştir. Türkiye çok partili bir siyasi hayatla tanışmıştır.

Bunlar yoktu biliyorum?

60 ihtilali de yaşamıştır. 12 Mart muhturası yaşamıştır. 12 Eylül darbesini yaşamıştır. Bunları bizim çocuklarımıza biz şunu anlatmalıyız bence 12 Eylül'den önce 1000'lerce bu ülkenin insanları kardeş kavgasıyla sokaklarda birbirlerini boğazladı. Onların sırtından politika yapanlar, onları bu ideolojik kamplara ayırıp, onları meydana sürenler hala beş yıldızlı otellerde, pipolarını tüttürüp keyiflerine bakıyorlar ama onların bir kısmı cezaevinde, bir kısmı mezarda çocuklarımıza bu ibret tablosunu anlatmak.

Peki şeyi çok merak ediyorum. Bir ara okudum sizde söylediniz Atatürk'ü biz farklı anlatmaya başlayacağız Atatürk'ü nasıl anlatacaksınız çünkü Atatürk'ü bizde ben çocukluğumdan hatırlıyorum. Atatürk bizim için çok önemli bir insan ama çatık kaşlı, dokunulmaz, halbu ki sonra ki yıllarda, baktım ki Atatürk çok hoş bir insan?

Sayın Birand Atatürk bakın bu ülkenin ortak paydalarından birisidir. Atatürk bu ülkenin milli lideridir. Şimdi Cinnah Pakistan için neyse, Gandi Hindistan için neyse, Atatürk bu ülke için o dur. Şimdi sizinde ifade ettiğiniz gibi biz böyle çatık kaşlı bir Atatürk sunmak durumunda değiliz çocuklarımıza, insan sıcaklığı taşıyan şüphesiz devlet adamı tarafıyla şüphesiz komutan tarafıyla, şüphesiz düşünen ve bu düşüncelerini hayata geçiren bir lider, bir milli lider vasfıyla Atatürk'ü anlatmalıyız.

Böyle Allah'laştırmadan insan Atatürk'ü?

Olması gereken bu değil midir?

Odur. Yani bunlar ihtilal gibi şeyler yani bunlar tabulardı, Yunan'ın düşman olması, mesela beni en çok hayret ettirende oydu zaman içinde öğrendim. Ben osmanlıyı kötü olarak büyütürdüm. Kötü osmanlı vatanı sattı, namusu, daha sonra baktım ki hayır osmanlı öylesine değilmiş, anlıyorum, belirli bir dönemde bir düşman yaratmak toplumun, oda değişiyor mu?

Müsade ederseniz onu izah edeyim şimdi her yeni rejim Sayın Birand kendisini yerleştirmek ve eskiyi unutturmak için eskiyle hesaplaşır bu geçiş süreci ne kadar kısa olursa o ülke için o kadar sağlıklı olar nitekim Atatürk'ün beyanlarında var Türk Tarih Kurumu'da bunun için kurulmuştur. Türk Dil Kurumu bunun için kurulmuştur. Bakın tarihi şöyle algılamak lazım Sayın Birand tarih geçmişde olan olayların hikaye edilmesi, dostların ve düşmanların ilan edilmesi değil tarih geçmişte olup biten yanlışlıklar ibret dersi çıkarılması güzel olaylardan ders alınması bugünün onunla kurulup geleceğe bu şekilde yürümesini gerektirir.

O zaman siz sorgulayan, ezberleyen değil öğrenciye daha fazla çünkü Talim Terbiye Başkanı ile konuştum öğretmenlerin etkinliği sınıf içinde hakimiyeti % 85 çok fazla, % 15 öğrenciye kalıyor halbuki tersi olması lazım onu istiyoruz onu yapacağız dedi öğrencinin insiyatifi daha fazla öğretmen onu yönlendiren, ona yardımcı olan o zaman yeni bir insan tipi yaratmaya çalışıyor?

Öğretmen orkestra şefi olacak Sayın Birand enstrümanları öğrenciler çalacak.

Peki bunlar müfredatlar çok önemli ben bunu devrim olarak görüyorum yani bunu başarmak zorundasınız söyleyeyim, bugün burdasınız yarın?

Şunu söyleyeyim Sayın Birand bunu başarmak için yola çıktık, başarmamamız için hiçbir sebep yok. Şuna gelelim bakın ben altı problemden söz ettim bunun dördüncü ayağında öğretmen yetiştirme, öğretmen kalitesinin artırılması var.


Öğretmenimiz, benim öğretmenim genelde % 45'i orduya güveniyor, millet meclisine güvenmiyor, Avrupa Birliği'ne güvenmiyor, ulusalcı, milliyetçi, milli kimliğin zayıflamasını istemeyen kimi dinci, kimi laik böyle karışık?

Sayın Birand bakın öğretmenin ben milliyetçiliği, bir insanın memleketini, insanını, vatanını sev ama dediğiniz gibi ben hep şunu söyledim, ulusalcı, mulusalcı, bunu benim anlamam mümkün değil, atalarımız çok güzel söylemiş Sayın Birand ağaçtan kopan yaprağın akibetini, rüzgar tayin eder Amerika gibi büyük bir güç NATO'yu kuruyor, diğer taraftan Avrupa Birliği bir araya geliyor, Arap Birliği kuruluyor. Türkiye bu coğrafya da bu önemli konumda ben kendime yeterim, ben ipek böceği politikası güdecem diyemez.


Birde şeyi söyler misiniz Başbakan dediki 15 tane yeni üniversite açacağım, şimdi üniversite açmak bina yapmak kolay iş, onun içine o öğretmeni kalifiye, kaliteli öğretmeni şeyi koymak başka bir problem?

O söylediğiniz bizim endişemiz olmazsa bizim 40 üniversite açmamız lazım niçin Türkiye'de 78 üniversite 41 vilayete dağılmış, 40 vilayette üniversitemiz yok biz nerelere üniversite açıyoruz örnek vereyem ben bezi hali hazırda üç fakültesi, 4 fakültesi, 5 fakültesi olan vilayetler var bu vilayetlerdeki fakülteler şu anda mevcut üniversiteler bağlı olarak faaliyetlerini sürdürüyorlar.


Diyelim ki iks ilinde 4 fakülte var öğretim üyesi var, 7-8000 öğrencisi var binası kampüsü var, yurtlar var, bütün alt yapı hazır vaziyette biz ama hali hazırda iks üniversitenin himayesi altında faaliyetlerini sürdürüyor. Biz bunlara müstakil rektörlükler kurduğumuz zaman rektör birimler, idari birimler ilave ettiğimiz bu illerdeki bu fakülteler o üniversitenin çatısı altında gelişimlerini çok daha rahat sürdürecektir.

Öğretmenler diyorlar ki 300 bin öğretmen fazlası var öte yandan 100 bin öğretmen açığı var bu öğretmen fazlası bir süre sonra 500 ? 600 bine orada bir çelişki yumağı yaşanıyor deniyor bu yeni sistemde değişim, değişebilecek mi, rayına oturabilecek mi?

Şöyle Sayın Birand bizim bakın geldiğimizde öğretmen depoları vardı, depo öğretmen diye bir kavram vardı. Ben personel genel müdürü mü, ekibimi topladım dedim ki bu depoları boşaltın öğretmenin deposu olmaz, depo dediğiniz ne norm kadrosu fazlası Ankara'da 4000 öğretmen mi var bunlar bazı okullarla ilişkilendirilmiş diyelim ki Ankara Atatürk Lisesi'nde görünüyor. Fakat oturuyor. Ama parasını alıyor. Biz bir tek öğretmenin oturarak para almasına tahammül edemeyeceğimizi ifade ettik ve bunların hepsi okullarla ilişkilendirildi. % 95 çözüldü diye bilirim.

Yapmakta olduğunuz nedir devrim midir nedir?

Sayın Birand şunu söyleyeyim bakın Türk Milli Eğitimi büyük bir silkiniş içindedir. Büyükbir dönüşüm ve değişim hamlesi yaşıyor, bu büyük değişim ve dönüşümde, cumhuriyetin temel ilkilerine kesinlikle herhangi bir zede gelmiyor. Cumhuriyetin temel ilkileri bizim hassas noktalarımızdır. Bu toplumun ortak paydaları bizim hassas noktalarımızdır, kırmızı çizgilerimizdir. Bunlar bizim değerlerimizdir.

Bu değerler örselenmeden, bu değerler yıpratılmadan ama yeni bir anlayışla, yeni bir öğretim ile yeni bir müfredat ile yeni bir teknolojik alt yapıyla, yeni bir öğretmen sistemiyle, yeni okul binasıyla, yeni bir rehberlik sistemiyle biz Avrupa Birliği'ne, Avrupa Birliği standartlarını yakalamak için gayret içersindeyiz. Gelişmiş dünyanın gittiği yere gitmek zorundayız, kimse bunun altında şu veya bu amaç aramasın ve hakikaten samimi bir ekip sadece bu benim şahsımla olan bir şey değil samimi bir ekip, müsteşarından, talim terbiye kurum başkanından, genel müdürlerine ve alttaki birimlere kadar bütün arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyorlar.

Ama eğitimde reform yapmak Sayın Birand bozulmuş yola bir kat daha asfalt çekmeye benzemiyor. Hemen akşam asfaltı yapacaksınız, sabah görünecek böyle bir şey yok. Bu uzun yıllar çaba harcanması gereken bir şeydir. Ama dediğiniz gibi birisi bir yerden başlaması gerekiyor biz o yerden başladık ve bugün dünden iyi Sayın Birand bundan emin olabilirsiniz, yarın bugünden çok daha iyi olacak.

Kaynak: Ekolay

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber