Ak Parti'den MHP'ye sert yanıt

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 24 Ağustos 2009 12:16, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AKP ile MHP arasındaki "Kürt açılımı" kavgası büyüyor. Bahçeli'nin "ABD projesi" suçlamalarına AKP Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ'dan sert yanıt geldi: "Asıl bölücü başını ipten almak ABD projesi..." İşte açıklamalarından satırbaşları...

"MGK MİLLİ PROJE DİYOR"

Bundan sonra terör sorunun çözümü de ancak milletimizle beraber başarabiliriz. Biz bu sürecin milletimizin oluşturduğu örgütlerin destekleriyle yürümesinden yanayız.

Bu sorunun çözümüne dair fikri olan katkısı olan kim varsa lütfen susmasın. Akan kanı durdurmayı, akan gözyaşını dindirmeye herkesi katkı vermeye davet ediyorum. Bu proje milli bir projedir. Sayın bakan daha işin başında bunun bir devlet politikası olduğunu ifade etmiş, MGK bildirisinde de devletimizin bölünmez birliğini pekiştiren bir proje olduğu ve daha önce de değerlendirmelerde bulunulduğu ve bu projenin devamı yönünde bir karar çıkmış.

Bütün bunlara rağmen, ülkemizin milli güvenliğinden sorumlu en üst kurul bu bir milli projedir diyor, Bahçeli'nin bunu bir ABD projesi olduğunu söylemesini kabul etmek mümkün değildir.

"ASIL ABD PROJESİ ÖCALAN'I İPTEN ALMA"

Sayın Bahçeli, T.C.'yi küçük görme, bu sorunun çözümüne dair adımlar mı atılıyor, bunun arkasında bir yabancı parmağı arama kompleksinden vazgeçmelidir. Çünkü milliyetçilik kompleksli yaklaşımları reddeder.

Ancak hayatları siyasi talimatla geçenlerin, komplekse düşmeleri kadar normal bir şey yoktur. Bu sürece bütün STK'lar destek verdi, siyasi parti liderleri önerilerini yaptılar.

Devletimizin en üstünden cumhurbaşkanı çözüm diyor, başbakan çözüm diyor, MGK çözüm diyor, STK çözüm diyor, basın çözüm diyor, acıyı içinde hissedenler çözüm diyor, ama birileri bundan rahatsız oluyor.

MHP kamuoyuna somut açıklamalar yapılmadığı halde, ön yargılı hareket ederek daha sürecin başında, çözüm ilan edenleri hain ilan ederek, Türkiye'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğü pekişsin diyenler, ihanet ithamıyla karşı karşıya.

"MHP ÇÖZÜMDEN RAHATSIZ"

Kan dursun diyorsunuz hain diyor, artık şehit cenazesi gelmesin diyorsunuz bunu dediniz size hain deniyor. Türkiye güçlü olsun diyorsunuz, hain deniyor.

MHP terör sorunun çözümünden rahatsız mıdır? Akan kanın durmasından rahatsız mıdır? Şehit cenazelerinin bir daha olmayacağı ihtimalinden rahatsız mıdır? Bindirilmiş kıtalarla kurt işareti yapmayı, siyasetinin hamasetinin ekseni mi kabul ediyor? Çözüm gelirse böylesi bir propaganda dan mağdur olacağı için mi rahatsız oluyor?

Kanın durmasını istiyorsa nasıl durduracaktır? Hükümete anlatamıyorsa 70 milyona çıkıp anlatsın. Falan formüllerle durdurulmasını istiyoruz, bizim yapacaklarımız bunlardır, formüllerimiz bunlardır diyerek.

"ASIL KANIN AKMASINI İSTEMEK İHANET"

Biz CHP'nin raporlarını okuyabiliyoruz. Beyanlarını takip etme imkanlarımız var. Ancak bu süreçte MHP'nin görüşlerini fikirlerini okuma durumu olamamıştır.

Kanın durmasını istemek ihanet değildir. Asıl ihanet kan akmasını istemek ve kanın akmasından yana tavır koymaktır.

Ülkemizde bölücü terör nedeniyle artık al bayrağa sarılı şehit cenazelerinin olmamasını istemek ihanet değildir, şerefli bir vazifedir.

Bu ülkede yaşayan herkesin bir eşit kardeş olmasını istemek, onların huzuru için çalışmak ihanet değildir, şerefli bir görevdir.

Sevginin saygının kardeşliğin türküsünü söylemek ihanet değildir, vazifedir. Ancak düşmanlığın ırkçılığın türküsünü söylemek ihanettir.

Devletin bölünmez bütünlüğü pekiştiren, milli bir projeyi harekete geçirmek ihanet değildir. Asıl ihanet ülke menfaatleriyle parti menfaatleri önüne geldiğinde, parti menfaatlerini öne almaktır.

MHP'nin başta genel başkanı olmak üzere yaptıkları açıklamalar maalesef sürecin sağlıklı işlemesine önemli katkılarda bulunmuyor.

21 yüzyılda yaşıyoruz ve bu yüzyılda yeni anlayışa ihtiyaç vardır. Milliyetçiliği farklı yorumladığı zaman dünya çok zarar gördü.

Yugoslavya'da milliyetçilik başka boyutlara gitti Yugoslavya kaybetti.

ÇUKURDA SİYASET ANLAYIŞINA CEVAP İÇİN ÜZÜNÜM

Türkiye'de kardeş kavgasına sahne oldu. 12 Eylül öncesi bunlarla doludur. Biz bütün aşırılıkların bu ülkeye kaybettirdiğine inanıyoruz. Bundan sonraki süreçte de ortak aklı esas alarak yol yürümenin doğru olduğunu ifade ediyoruz.

Bunları ifade ettiğimden üzgünüm. Ama çukurda yapılan bir siyaset anlayışına cevap vermek zorunda kaldığım için üzgünüm.

Siyaset iktidarda başka muhalefette başka olmamak ister.

Ben onların mantığıyla birkaç şey sormak istiyorum.

20 Ekim 1991'de seçim oldu. O zaman DYP ve SHP hükümet kurdu. Toplam milletvekili sayısı 261'dir. Ancak güven oylamasında hükümet 280 oy aldı. Güvenoyu veren MHP'dir. Peki SHP'nin içinde kimler vardı. Ahmet Türk vardı, Leyla Zana vardı. MHP'nin mantığıyla sormam gerekirse, sayın Başbakan'ın, DTP görüşmesini, PKK'yla görüşme olarak değerlendirenlerin, o zaman MHP, PKK'yı iktidara mı taşıdı? Böyle bir mantık olabilir mi?

TÜRKEŞ DEP'LE GÖRÜŞTÜ

Rahmetli Alparslan Türkeş, DEP heyetiyle görüşme yaptı. 1992'de. Rahmetli Türkeş DEP heyetiyle görüşüyor. O mantıkla sorarsanız. O zaman MHP tam 17 sene önce PKK'yla müzakere başlattı. Böyle bir şey olabilir mi?

Etkin pişmanlıkla ilgili bir takım yasalar çıkarıldı. Bugüne kadar tam 8 tane yasa çıkmış. Bunların 2 tanesi ANAP-DSP-MHP koalisyon hükümetinde çıkarılmıştır. Yani 8 pişmanlık yasası çıkıyor, 4'ünde MHP'nin desteği var.

MHP grubu adına konuşan Kilis milletvekili diyor ki, pişmanlık yasaları terör örgütlerinin çökertilmesi, etkilerinin azaltılması için bir yol bulunduğu konum itibariyle dağılmaya yüz tutmuş örgüte son darbeyi vurmak için en büyük fırsattır.

Ama 2003'te biz bir tane çıkardık. O zamanki tavırları, teröristleri serbest bırakmak, şehit ailelerinin boynunu bükmektir dediler. Bu doğru mu? Etik olmayan bir yaklaşımı gözlerin

Bölücü başının idamdan kurtulması. İşte ABD projesi buydu. Bölücü başının boynundan ipini çıkarmaktı, bunun taşeronluğunu da MHP yaptı.

Seçimden önce meydan meydan gezildi. Bizi meclis'e gönderin, biz gitmezsek Abdullah Öcalan'ı asamaz. Biz asmazsak yağlı urganı boynumu

Ürkeklere değil erkeklere oy verin. Meydanların ana propagandası bu. Millet de inandı buna. Millet böyle oy verdi. Peki ne oldu?

Ankara 2 nolu DGM'nin verdiği idam kararı 27 Aralık 99'da değişti. Başbakan'lıkta bu idam dosyasının yolunu kesen Sayın Bahçeli'dir.

Ne mani oldu sayın Bahçeli? Millet aman Abdullah Öcalan'ı asmayın diye Ankara'ya mı yürüdü? Bu millet size yalvardı mı? İzah eder misiniz, kim rica da bulundu.

Dosyayı göndermediler. Hep konuşuyorlar. PKK'yı muhatap alma diye. PKK'yı ilk ve son defa muhatap alanlar bunlardır. İşte bu belgenin içinde.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber