Merkez Bankası Başkanı Yılmaz: Döviz kurları etkilenecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Ekim 2009 16:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "İster IMF ile olsun ister IMF'siz, Türkiye'ye sermaye girişlerindeki artışın döviz kurlarında bir etkisi olacak, bu inkar edilemez" dedi.

Yılmaz, "Para Politikaları" konulu konferansta, sürekli IMF ile birlikte çalışılıp ekonomiye yön verilmemesi gerektiğini belirterek, "Olandan, bitenden dersimizi alarak kendi iç dinamiklerimizle yapmamız gereken, almamız gereken tedbirleri almaya kesintisiz olarak devam etmeliyiz. Çünkü bunun bir sonunun olması lazım. Bir anlaşma yaptınız, bir anlaşma daha, bir anlaşma daha... Bunun sonu nerede bitecek? Bir yerde bunun artık bitmesi lazım. kendi ayaklarımızın üzerinde dikiliyor olmamız lazım. Şu ana kadar geçirdiğimiz badireler de bize yeterli bilgi birikimini verdi. Artık kendi kendimize, doğru ve rasyonel kararlar almayı becerelim" dedi.

Yılmaz, "IMF ile anlaşma olursa Türk Lirası'nın değer kazanacağı ve döviz fiyatının aşağı düşeceği yönünde spekülasyon var, buna katılıyor musunuz?" sorusuna şöyle cevap verdi:

"İster IMF ile olsun ister IMF'siz, Türkiye'ye sermaye girişlerindeki artışın döviz kurlarında bir etkisi olacak, bu inkar edilemez. Ancak, bunun yönetilmesi gerekiyor, böyle bir şey olacak olursa. Hazine Müsteşarlığıyla yakın temas halindeyiz."

Yılmaz, açıklanan son verilerin sanayi istihdamında hafif de olsa bir toparlanmayı işaret ettiğini söyledi. Türkiye ekonomisinin 2009 yılının ikinci çeyreğinde hızlı bir toparlanma gösterdiğini kaydeden Yılmaz, bu toparlanmanın büyük ölçüde vergi teşviklerinin uyarıcı etkisiyle iç tüketim kaynaklı olarak ve iç talebin öne çekilmesiyle gerçekleştiğini ifade etti. Yılmaz, reel ihracatın son dönemde istikrarlı bir eğilim sergilediğine de değinerek, "Dış talebe ilişkin sipariş beklentilerinde bir miktar toparlanma gözlendi. Küresel ekonomideki büyüme beklentilerine paralel olarak ihracattaki toparlanmanın da yavaş yavaş ve kademeli gerçekleşmesi beklenmektedir" dedi.

Ürün pazarlarının çeşitliliğinin artmasının ihracatta daha yüksek bir gerileme yaşanmasını engellediğini belirten Yılmaz, "Açıklanan son veriler sanayi istihdamında hafif de olsa bir toparlanmaya işaret etmektedir. Bankalara olan kredi borcunu ödemeyip temerrüte düşen firmaların sayısı son bir yıl içinde belirgin bir artış göstermiştir. Takipteki bireysel kredilerdeki artış, teminat kalitesinin yüksek olduğu konut kredilerinde sınırlı kalırken kredi yaşlanmasının görüldüğü taşıt kredilerinde daha belirgindir" diye konuştu.

Enflasyon gerçekleşmelerinin öngörüleriyle uyumlu gerçekleşmesinin beklentileri olumlu etkilediğini anlatan Yılmaz, enflasyonun orta vadeli görünümünün iyileşmesine destek verdiğini bildirdi.

Yılmaz, bu yıl sonu itibariyle yıllık enflasyonun belirsizlik aralığı alt sınırına yakın gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini belirterek, şöyle konuştu:

"2010 yılının ilk yarısında baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyonda dalgalanmalar gözlenebilecektir. Enflasyon rakamlarını Türkiye İstatistik Kurumu açıklıyor. Merkez Bankası olarak biz de bu yönde çalışmalar yapıyoruz. yaptığımız çalışmalarda ekim ayı enflasyonunun biraz fazla çıkacağını tahmin ediyoruz. Ancak, bunun yıllık beklentide bir sapmaya neden olacağını düşünmüyoruz."

Küresel finansal piyasalarda iyimserliğin devam ettiğini, küresel ekonomide toparlanma sinyallerinin görüldüğünü anlatan Yılmaz, "Ancak, parasal ve mali tedbirlerin etkisinin azalacağı 2010 yılına ilişkin belirsizlikler önemini korumaktadır" dedi.

Yılmaz, son dönemde açıklanan verilerin Türkiye'de iktisadi faaliyette toparlanmanın başladığını teyit ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bankaların kredi verme iştahında kayda değer bir artış gözlenmekte, finansal koşullardaki sıkılık azalmaya devam etmekte, iş gücü piyasasında sınırlı ölçüde iyileşme işaretleri alınmaktadır. 2008 yılı Kasım ayından bu yana sürdürülen faiz indirimlerinin etkisi ve küresel risk algılamalarındaki iyileşmenin desteğiyle önümüzdeki dönemde kredi kanalının toplam talebe olan desteğinin artacağı değerlendirilmektedir. Bununla birlikte iktisadi faaliyetteki toparlanmanın yavaş ve kademeli olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Özel tüketim talebinde belirgin bir artış büyük ölçüde dönemsel teşviklerden kaynaklanan kısmi bir canlanmayı yansıtmaktadır. Dış talep ve yurt içi yatırım talebi zayıf seyrini sürdürmektedir. Özel tüketim harcamalarının ikinci çeyrekte sergilediği kayda değer yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izlemesi beklenmektedir. Ekonomideki kaynak kullanımının uzunca bir süre potansiyel düzeyinin altında seyredeceği ve enflasyonun düşük seyrini koruyacağı tahmin edilmektedir.

Sonuç olarak para politikalarının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir süre koruyacağı bir çerçeve öngörülmektedir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber