Başı ağrıyan yanlış ilaç yuttu

Her başım ağrıyor diyenin içtiği ilaç acı çıktı. Gerilim tipi baş ağrısına kullanılan ilaçları içenlerin çoğunluğunun migren hastası olduğunu tespit eden doktorlar, Türkiye'de ev ev dolaşıp yüz yüze yaptıkları çalışmayı Dünya Nöroloji Kongresi'ne sundu

Türkan YILMAZER / BANGKOK

Türkiye'de yapılan bir araştırma, gerilim tipi baş ağrısı tanısı alanların birçoğunun aslında migren hastası olduğunu ortaya çıkardı. Türk nörologlar, gerilim tipi başağrılarının yüzde 32 değil, yüzde 6 oranında olduğunu, yüzde 26'sının migren ağrısı çektiğini belirledi. Bu iki baş ağrısı tipinin tedavilerinin farklı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Ertaş, 'Yanlış tanı alan migrenliler, migrene özgü ilaçlardan, örneğin triptanlardan mahrum kalıyorlar' diye konuştu. Türk Nöroloji Derneği Baş ağrısı Çalışma Grubu tarafından yürütülen 'Baş ağrısı ve migren' çalışması Dünya Nöroloji Kongresi'nde serbest bildiri olarak sunuldu.

Oturum Başkanı ABD Thomas Jefferson Üniversitesi'nden Prof. Dr. Stephen Silberstein gerilim tipi baş ağrısının tahmin edildiği kadar yüksek olmadığını, bu tanıyı alanların birçoğunun migren hastası olduğunu ancak Türkiye'nin çalışmasıyla bunun somutlaştırıldığını belirtti.

Türk doktorların ülke çapında yürüttüğü, İbrahim Ethem Ulagay-Menarini Group'un desteklediği çalışmada ülke çapında ev ev gezen hekimler 5323 kadın ve erkeğe son bir yıl içinde başağrısı yaşayıp yaşamadığını sordu.

MENOPOZDA RAHATLIK

Prof. Dr. Mustafa Ertaş, Prof. Dr. Mehmet Zarifoğlu, Prof. Dr. Betül Baykan ile Doç. Dr. Necdet Karlı'nın hazır bulunduğu oturumda, başağrısı ve eşlik eden semptomlar, sosyal ve ekonomik bilgiler, daha önce baş ağrısı için hekime gidilip gidilmediği gibi sorulara cevap arandığı anlatıldı.

Doç. Dr. Karlı'nın yaptığı sunumda, Türkiye'de 10 yıl önce yürütülen çalışmada bulunan yüzde 16.4'lük migren görülme sıklığının, daha önce 15-55 yaş arasında yapılan toplum tabanlı çalışma ile benzer olduğu ancak yeni çalışmada yüzde 2.89 olarak kadınların erkeklere oranının önceki çalışmadan daha yüksek bulunduğu anlatıldı. Karlı, migrene karşı önleyici tedavi alan hastaların düşüklüğünün dikkat çekici olduğunu da belirtti.

Migreni olan kadınların yüzde 93'ünde migrenlerinin adet dönemleri ile ilgisi olduğunu belirten Baykan ise 'Östrojen ile migrenin ciddi bağlantısı var. Menopoza giren kadınlarda bu hormon azaldığı için migren ataklarında da azalma görüyoruz' dedi.

6 YILDA 2 SAAT BAŞ AĞRISI DERSİ

Prof. Dr. Ertaş, migren tedavisinin temelini doğru teşhis, doğru tedavi ve doğru takibin oluşturduğunu ancak bu teşhisi koyacak hekimlerin 6 yıllık tıp eğitiminde sadece 2 saat baş ağrısı dersi gördüğünü söyledi. Türkiye'de baş ağrısının yaygınlığının çok yüksek olduğunu belirten Ertaş, 'Meslektaşlarımızdan migrenli hastaya farklı bir baş ağrısı, sinüzit teşhisi koyan bile oluyor. Yanlış tanı alan migrenliler, migrene özgü ilaçlardan, örneğin triptanlardan mahrum kalıyorlar. Bu durum migrenlilerin büyük kısmının (yüzde 55) doktora gitseler bile doğru tedavi alamamalarının temel sebeplerinden biri' diye konuştu. Prof. Dr. Zarif-oğlu da ağrı kesici kullanımının yoğunluğuna dikkat çekerek, 'Farklı ağrı kesici kullanımı yüzünden de kendisinde ağrı oluşan hastalar bulunuyor. Bazı hastalarda ağrı kesicileri keserek bile o kişiyi ağrıdan kurtarabiliyoruz' dedi. Türkiye'de baş ağrısı çeken hastalar parasetamollü ya da NSAI etken maddeli ilaçlardan medet umuyor. Ancak migren hastalarına bu ilaçlar kesinlikle fayda etmiyor.