İnanılmaz bir bilirkişi skandalı daha

Haber Giriş : 27 Ocak 2005 12:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yıllarca süren davalar, ?cüzdan ile vicdan arasında sıkışan yargıçlar', yığılan dosyalar; yargının konuştuğu temel sorunlardan bazıları.

Zaman zaman skandal niteliğinde kararların çıkmasına yol açan ?bilirkişi raporları' ise pek fazla tartışılmıyor. Bunun en son örneği, Kadıköy'de 4 kişinin öldüğü fırın yangını davasında yaşandı. 9 Mart 2004'teki yangını araştıran bilirkişi, fırını dışarıdan kilitleyerek işçilerin yanmasına yol açan patronu değil, işyerini denetlemeyen devleti suçlu buldu. Fırın sahipleri için takipsizlik kararı çıktı. Ancak Kadıköy başsavcısının devreye girmesiyle işler değişti. Oluşturulan yeni bilirkişi heyetinin raporuna göre, patronlar hakkında 10 yıl hapis istemiyle dava açıldı.

İki raporda da işyerinde yangın söndürme cihazı, tazyikli su, yangın alarmı olmadığı, işyeri sahibinin kanunlara uymadığı belirtildi. Buna karşılık birinci rapor, fırını denetlemeyen devleti suçlarken, ikinci raporda kanunlara uyulmamasının devleti değil, işyeri sahiplerini kusurlu yapacağı belirtildi. Cumhuriyet savcısı açtığı yeni davada, iki çelişkili raporun olduğunu dile getirerek takdiri mahkemeye bıraktı. Ölen işçilerden Kemal Baysal'ın ailesinin vekili avukat Afşin Ersoy, ?Adliyede her şey bilirkişi üzerinde dönüyor. Vasıfsız bir bilirkişi de davanın seyrini tamamen etkiliyor. Biz bu davanın açılması için 9 aydan fazla bekledik. İyi ki başsavcı ilk raporun ne kadar uyduruk olduğunu gördü.? dedi.

Öte yandan, ilk raporda devletin suçlandığını gören Baysal'ın vekili Afşin Ersoy ile Metin Aşçı'nın vekili Serpil Peker, Çalışma Bakanlığı ve işveren hakkında Kadıköy İş Mahkemeleri'nde yaklaşık 200 milyarlık (200.000 YTL) maddi-manevi tazminat davası açtı.

Olay 9 Mart 2004'te Ahmet ve Mehmet Temirci kardeşlere ait Kadıköy'deki Somuncubaba Ekmek Fırını'nda gece 02.15'teki yangınla başladı. Fırının üstündeki asma katta yatan Metin Aşçı (29), Hasan Aslan (26), Hüseyin Özel (19) ve Kemal Baysal (24) kapı kilitli olduğu için dışarı çıkamadı, yangın ve duman nedeniyle can verdi. Olaydan hemen sonra Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında inşaat mühendisi Mümtaz Çoruh ile kimya mühendisi Ayşegül Caymaz'ın hazırladığı üç sayfalık raporda asma katta kalan işçilerin yangına müdahale edebilmesi için gerekli teçhizatın olmadığı belirtildi. Yangının çıkış sebebini belirleyemeyen bilirkişiler, raporda ölüm sebebi olarak şu ifadelere yer verdi: ?Yangını hemen algılayıp, uyuyan işçileri uyandıracak gece bekçisi veya otomatik seda işareti veya sprinkler sistemi yoktur. Yangını fark edip dışarıya kaçmak isteyen için de bu çıkış kapıları kilitli. Halbuki bu yerlerin iş müfettişlerince görülüp, işyeri sahibine belletilmesi gerekirdi. İş müfettişlerinin bu fırını teftiş etmedikleri, teftiş sonuçlarına dair kayıt ve defter tutmadıkları anlaşılmaktadır.? Bilirkişiler, bütün eksikliklere rağmen, fırın sahiplerini kusurlu bulmadı. Bu raporla birlikte ölen işçilerden Ahmet Aslan'ın ölüm raporunun Adli Tıp Kurumu'ndan gelmesini bekleyen Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Ali Özbey, 9 ay sonra takipsizlik kararı verdi. Kadıköy Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Canbaz, kararın imzalanması için kendisine gönderilmesi sırasında bilirkişi raporunu gördü. Bu rapora göre verilen takipsizliği kabul etmeyen başsavcı, yeni bir rapor istedi. Bunun üzerine 3 uzman 5 sayfalık bir rapor hazırladı. Bu raporda ise işyerini en son kapatan, ölen işçilerden Ahmet Aslan 8'de 2 kusurlu bulundu. Gerekçe olarak da yatarken ısınmak için kullanılan elektrik sobasını uygun yere koymaması gösterildi. Raporda, iş bitiminden sonra da işyerinde kalan işçiler için bu işverenin yükümlülüğünün devam ettiğine dikkat çekildi. İkinci raporda yer alan bilgiler şöyle: ?İşçilerin ısınmaları için gerekli usul ve şartları temin etmesi de işverenin yükümlülüğündedir. İşçiler işyerinde kaldığı için kapılar kilitli tutulamaz. Ayrıca yangının zamanında algılanmasını sağlayacak yangın dedektörünün bulunmaması, etkili ve yeterli söndürme malzemesi ve basınçlı suyun olmaması değerlendirildiğinde işverenin yeterli hassasiyet göstermediği anlaşılmaktadır.?

İlk raporu hazırlayanların İş Teftiş Kurulu'nun yetki ve görevlerini, yapısını ve çalışma sistemini, iş kazalarının hukuki boyutunu bilmediklerinin anlaşıldığını ileri süren müfettişler, bu raporu da ciddiye almadıklarını kaydetti. Savcı Özbey de fırın sahibi iki kardeş hakkında TCK 458/2'ye göre 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. İki çelişkili bilirkişi raporu olduğuna dikkat çeken savcı, takdiri mahkemeye bıraktı.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber