Genciz, eğitimliyiz en az 2 dil biliriz ama yine de işsiziz!

Haber Giriş : 06 Şubat 2005 08:19, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Onlar Türkiye'nin en parlak gençleri. Senelerce okul sıralarında dirsek çürüttüler, yurt dışında okumak için milyarlar döktüler. Tek amaçları iyi bir eğitim alıp yarınlarını garantilemekti... Ama tüm bu vasıflarına rağmen işsizler! 2004 yılı verilerine göre Türkiye'de 2.7 milyon işsiz var. Bunların yüzde 10'u, yani 270 bini beyaz yakalı. Bu üstün vasıflı işsizler, asgari ücrete bile razı

2001 Şubat krizini en derinden yaşayan kuşkusuz beyaz yakalı, yani iyi eğitimli, vasıflı işgücü oldu. Güçlü mali kriz bankacılar başta olmak üzere basın, halkla ilişkiler ve reklam gibi hizmet ağırlıklı sektörleri vurunca, bu alanda çalışan beyaz yakalılar da işinden olmuştu. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen, Türkiye'nin işsizler ordusunu bir anda ikiye katlayan ve bu orduya kalifiye üyeler kazandıran krizin etkileri sürüyor. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre 2000 yılında 1 milyon 452 bin olan işsiz sayısı, 2001'de 1 milyon 902 bine, 2002 yılında ise 2 milyon 412 bine ulaştı.

İstihdam ve yeni iş alanlarının açılamaması sonucu bu sayı 2003 yılında 2 milyon 572 bini bulurken, 2004 yılına ilişkin öngürünün 2.7 milyona yaklaştığı ifade ediliyor.

Okuduklarına bin pişmanlar
Bu 2.7 milyon işsizin yüzde 10'unu da beyaz yakalılar oluşturuyor. Yani en az iki ve dört yıllık üniversite mezunları. Onlar Türkiye'nin en eğitimli, en yetenekli gençleri. İlkokulla başlayan eğitim süreçlerinde yüzlerce sınavdan geçip, okul sıralarında dirsek çürüttüler. Ailelerinin mutfağından, pazarından kıstığı paralar harçlıkları oldu. Bazıları lisans eğitimiyle yetinmeyip aldıkları eğitimin üzerine master bile yaptı, yurt dışında en iyi okullarda okudu. Ama sonuç gerçekten acı. Tüm bu yetenek ve vasıflarına rağmen işsizler. Hem geçen zamana hem de eğitim uğruna harcadıkları paralara yanıyorlar. İşin en acısı da "O kadar parayla iş kursaydım, şimdi daha mutlu olurdum" diye bin pişmanlar. İşte Türkiye'nin en değerli beyinlerinin nasıl harcandığının kanıtı...

Türkiye'de şöhret olmak iş bulmaktan daha kolay
Elif Tokay (25 yaşında- İstanbul Üniversitesi mezunu): 2002 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme'yi bitirdim. Ardından Londra'da Middlesex Üniversitesi'nde pazarlama yönetimi üzerine master yaptım. İyi derecede İngilizce ve orta düzeyde Fransızca bilmeme rağmen sekiz aydır iş arıyorum. Otuza yakın iş başvurusunda bulundum. Pazarlama asistanı ilanı için gittiğim bir iş görüşmesinde bana kapıdan pazarlama işi teklif edildi. Bu, yaşadığım en korkunç tecrübe oldu. Yeterli donanımım olduğunu düşünürken işsiz kalmam açıkçası bende hayal kırıklığı yarattı. Türkiye'ye döndüğümde iş bulurum diye tahmin ediyordum ancak öyle olmadı. "Sen hâlâ iş bulamadın mı?" sorusuyla karşılaştığım zaman artık sinirlerim bozuluyor. Ailem en azından iş tecrübesi olur düşüncesiyle iyi kötü bir yerde çalışmamı istiyor. Artık ben de sekiz ay önceki kadar seçici davranmıyorum. Türkiye'de gelin kaynana yarışmalarına katılıp meşhur olmak, inanın iş bulmaktan çok daha kolay.

Benimle mezun olan 80 kişinin yarısı işsiz
Fatih Tomakin (26 yaşında Marmara Üniversitesi mezunu): İktisat bölümünü 2001'de dereceyle bitirdim. İş bulmak için Türkiye'de finans sektöründe görüşmediğim banka kalmadı. 2002'de askerliği aradan çıkartırsam, iş bulurum düşüncesiyle gidip askerliğimi yaptım. Yaptığım yüze yakın iş başvurusundan bir sonuç çıkmayınca "Finansal piyasalar ve yatırım yönetimi" alanında master yapmak için başvurdum. İşin ilginç yanı, yüksek lisans yapmaya başladıktan sonra daha az iş görüşmesine çağrılmam oldu. Benimle birlikte mezun olan seksen kişinin yarısı şu an işsiz. Türkiye'nin en önemli sorunu işsizlik. Üniversiteyi bitirdikten sonra yakınlarınız sizden bir şeyler bekliyor ancak bu gerçekleşmediği zaman aileniz bile artık destek olmaktan rahatsız oluyor. Şu anda da yine ailemden aldığım destekle master yapıyorum. Dilerim haklarını bir gün öderim. Aldığım eğitimin boşa gitmemesi için başka bir işkolunda çalışma fikrine sıcak bakmadım ama yüksek lisans bittikten sonra da iş bulamazsam ne iş olursa olsun yapacağım artık.

Üç dil bilmeme rağmen aylarca iş bulamadım
Tarkan Safa (31 yaşında-Almanya Heidelberg Üniversitesi mezunu): 26 yıl Almanya'da yaşadım. Heidelberg Üniversitesi'nde Pazarlama, İşletme ve Turizm Otelcilik alanında eğitim aldım. Bilgi birikimimi kendi ülkemde kullanmak için Türkiye'ye döndüm. İki ay İstanbul Ticaret Odası üyesi en başarılı yüz şirket üzerinde çalışmada bulundum. Bu çalışmanın ardından üç ay içinde 50 şirkete farklı iş alanlarında 180 iş başvurusu yaptım. Üç dil bilmeme rağmen Türkiye'de iş bulamadım. "Türkiye'de çalışacağım" dediğimde bana karşı çıkan ailem ve arkadaşlarım haklı çıktılar. Türkiye'nin bana sahip çıkmadığını düşünüyorum. Bizde trafiğin işleyişi de iş hayatındaki çalışma sistemi de büyüğün, küçüğü ezmesi üzerine kurulu. Bu açıdan baktığımızda Türkiye, Avrupa'nın on, on beş yıl gerisinde. Şu an Hamburg'da bir şirketin muhasebe bölümünde çalışıyorum.' Türkiye'de beş ay iş bulamazken, Almanya'da üç haftada iş buldum. Türkiye'de iş bulmak da çalışmak da yaşamak da zor. Bütün bunları göze almama rağmen başaramamanın hayal kırıklığını yaşıyorum.

Eğitime harcadığım parayla iş kursaydım zengin olurdum
Meriç Özgüven (26 yaşında Boston Üniversitesi mezunu): Eğitimime İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde başladım. Burada bir yıl okuduktan sonra 1996 yılında Amerika'ya gittim. Boston Üniversitesi'nde moleküler biyoloji alanında eğitim aldım. Sanırım en büyük şanssızlığım bu eğitimin üzerine gidip Harvard Üniversitesi'nde aynı alanda dört yıl çalışmam oldu. Aklımda her zaman Türkiye'ye gelmek vardı ve 2003 yılının Haziran ayında Türkiye'ye döndüm. Sadece internet üzerinden beş yüze yakın iş başvurusunda bulundum. "Biz sizi tatmin edemeyiz" yaklaşımının sonucu olarak da yalnızca 15 iş görüşmesine çağrıldım. Ailemin benim eğitimim için yedi yılda harcadığı yaklaşık 300 bin doları bir işe yatırsaydım kesinlikle hem daha çok para kazanırdım hem de şu ankinden daha mutlu olurdum. Maalesef benim hayallerim şu ana kadar gerçek olmadı.

Mezunlarımızın ancak yüzde 60'ı iş bulabiliyor
Prof. Dr. Okan Tarhan (ODTÜ Rektör Danışmanı Kariyer Planlama Merkezi Başkanı): On yıl önce ODTÜ mezunları havada kapılıyordu. Bugünse onlar da diğer üniversite mezunları gibi iş ararken sorun yaşıyor. 2003 yılında her iki mezunumuzdan biri iş buluyordu. Geçen yıl içinse bu oranın biraz daha arttığını ve mezunlarımızın yüzde 60'ının istihdam sorunu yaşamadığını söylemeliyim. Bugün İstanbul'da en büyük şirketlerin bizim okulda Bilgisayar, Endüstri ya da Elektrik Elektronik bölümlerinden mezun olanlara önerdikleri rakam 1 milyar lira. Diğer bölümlere önerilen maaş ise 600-700 milyon arasında. Maalesef önerilen bu rakam da İstanbul'da hayata atılmayı düşünenler için reel bir meblağ değil. Benim üniversite mezunlarına önerim yabancı dil, bilgisayar konusunda eksiklerinin olmaması ve kendilerini çok iyi geliştirmeleri. Türkiye'de istihdam sorunu ciddi bir problem. İş bulamayan üniversite mezunları ümitsizliğin onlara bir şey kazandırmayacağını unutmamalı.

vatan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber