Genciz, eğitimliyiz en az 2 dil biliriz ama yine de işsiziz!
Onlar Türkiye'nin en parlak gençleri. Senelerce okul sıralarında dirsek çürüttüler,
yurt dışında okumak için milyarlar döktüler. Tek amaçları iyi bir eğitim alıp
yarınlarını garantilemekti... Ama tüm bu vasıflarına rağmen işsizler! 2004 yılı
verilerine göre Türkiye'de 2.7 milyon işsiz var. Bunların yüzde 10'u, yani 270
bini beyaz yakalı. Bu üstün vasıflı işsizler, asgari ücrete bile razı
2001 Şubat krizini en derinden yaşayan kuşkusuz beyaz yakalı, yani iyi eğitimli,
vasıflı işgücü oldu. Güçlü mali kriz bankacılar başta olmak üzere basın, halkla
ilişkiler ve reklam gibi hizmet ağırlıklı sektörleri vurunca, bu alanda çalışan
beyaz yakalılar da işinden olmuştu. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen, Türkiye'nin
işsizler ordusunu bir anda ikiye katlayan ve bu orduya kalifiye üyeler kazandıran
krizin etkileri sürüyor. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine
göre 2000 yılında 1 milyon 452 bin olan işsiz sayısı, 2001'de 1 milyon 902 bine,
2002 yılında ise 2 milyon 412 bine ulaştı.
İstihdam ve yeni iş alanlarının açılamaması sonucu bu sayı 2003 yılında 2 milyon 572 bini bulurken, 2004 yılına ilişkin öngürünün 2.7 milyona yaklaştığı ifade ediliyor.
Okuduklarına bin pişmanlar
Bu 2.7 milyon işsizin yüzde 10'unu da beyaz yakalılar oluşturuyor. Yani en az
iki ve dört yıllık üniversite mezunları. Onlar Türkiye'nin en eğitimli, en yetenekli
gençleri. İlkokulla başlayan eğitim süreçlerinde yüzlerce sınavdan geçip, okul
sıralarında dirsek çürüttüler. Ailelerinin mutfağından, pazarından kıstığı paralar
harçlıkları oldu. Bazıları lisans eğitimiyle yetinmeyip aldıkları eğitimin üzerine
master bile yaptı, yurt dışında en iyi okullarda okudu. Ama sonuç gerçekten
acı. Tüm bu yetenek ve vasıflarına rağmen işsizler. Hem geçen zamana hem de
eğitim uğruna harcadıkları paralara yanıyorlar. İşin en acısı da "O kadar
parayla iş kursaydım, şimdi daha mutlu olurdum" diye bin pişmanlar. İşte
Türkiye'nin en değerli beyinlerinin nasıl harcandığının kanıtı...
Türkiye'de şöhret olmak iş bulmaktan daha kolay
Elif Tokay (25 yaşında- İstanbul Üniversitesi mezunu): 2002 yılında İstanbul
Üniversitesi İngilizce İşletme'yi bitirdim. Ardından Londra'da Middlesex Üniversitesi'nde
pazarlama yönetimi üzerine master yaptım. İyi derecede İngilizce ve orta düzeyde
Fransızca bilmeme rağmen sekiz aydır iş arıyorum. Otuza yakın iş başvurusunda
bulundum. Pazarlama asistanı ilanı için gittiğim bir iş görüşmesinde bana kapıdan
pazarlama işi teklif edildi. Bu, yaşadığım en korkunç tecrübe oldu. Yeterli
donanımım olduğunu düşünürken işsiz kalmam açıkçası bende hayal kırıklığı yarattı.
Türkiye'ye döndüğümde iş bulurum diye tahmin ediyordum ancak öyle olmadı. "Sen
hâlâ iş bulamadın mı?" sorusuyla karşılaştığım zaman artık sinirlerim bozuluyor.
Ailem en azından iş tecrübesi olur düşüncesiyle iyi kötü bir yerde çalışmamı
istiyor. Artık ben de sekiz ay önceki kadar seçici davranmıyorum. Türkiye'de
gelin kaynana yarışmalarına katılıp meşhur olmak, inanın iş bulmaktan çok daha
kolay.
Benimle mezun olan 80 kişinin yarısı işsiz
Fatih Tomakin (26 yaşında Marmara Üniversitesi mezunu): İktisat bölümünü 2001'de
dereceyle bitirdim. İş bulmak için Türkiye'de finans sektöründe görüşmediğim
banka kalmadı. 2002'de askerliği aradan çıkartırsam, iş bulurum düşüncesiyle
gidip askerliğimi yaptım. Yaptığım yüze yakın iş başvurusundan bir sonuç çıkmayınca
"Finansal piyasalar ve yatırım yönetimi" alanında master yapmak için
başvurdum. İşin ilginç yanı, yüksek lisans yapmaya başladıktan sonra daha az
iş görüşmesine çağrılmam oldu. Benimle birlikte mezun olan seksen kişinin yarısı
şu an işsiz. Türkiye'nin en önemli sorunu işsizlik. Üniversiteyi bitirdikten
sonra yakınlarınız sizden bir şeyler bekliyor ancak bu gerçekleşmediği zaman
aileniz bile artık destek olmaktan rahatsız oluyor. Şu anda da yine ailemden
aldığım destekle master yapıyorum. Dilerim haklarını bir gün öderim. Aldığım
eğitimin boşa gitmemesi için başka bir işkolunda çalışma fikrine sıcak bakmadım
ama yüksek lisans bittikten sonra da iş bulamazsam ne iş olursa olsun yapacağım
artık.
Üç dil bilmeme rağmen aylarca iş bulamadım
Tarkan Safa (31 yaşında-Almanya Heidelberg Üniversitesi mezunu): 26 yıl Almanya'da
yaşadım. Heidelberg Üniversitesi'nde Pazarlama, İşletme ve Turizm Otelcilik
alanında eğitim aldım. Bilgi birikimimi kendi ülkemde kullanmak için Türkiye'ye
döndüm. İki ay İstanbul Ticaret Odası üyesi en başarılı yüz şirket üzerinde
çalışmada bulundum. Bu çalışmanın ardından üç ay içinde 50 şirkete farklı iş
alanlarında 180 iş başvurusu yaptım. Üç dil bilmeme rağmen Türkiye'de iş bulamadım.
"Türkiye'de çalışacağım" dediğimde bana karşı çıkan ailem ve arkadaşlarım
haklı çıktılar. Türkiye'nin bana sahip çıkmadığını düşünüyorum. Bizde trafiğin
işleyişi de iş hayatındaki çalışma sistemi de büyüğün, küçüğü ezmesi üzerine
kurulu. Bu açıdan baktığımızda Türkiye, Avrupa'nın on, on beş yıl gerisinde.
Şu an Hamburg'da bir şirketin muhasebe bölümünde çalışıyorum.' Türkiye'de beş
ay iş bulamazken, Almanya'da üç haftada iş buldum. Türkiye'de iş bulmak da çalışmak
da yaşamak da zor. Bütün bunları göze almama rağmen başaramamanın hayal kırıklığını
yaşıyorum.
Eğitime harcadığım parayla iş kursaydım zengin olurdum
Meriç Özgüven (26 yaşında Boston Üniversitesi mezunu): Eğitimime İstanbul Üniversitesi
Biyoloji Bölümü'nde başladım. Burada bir yıl okuduktan sonra 1996 yılında Amerika'ya
gittim. Boston Üniversitesi'nde moleküler biyoloji alanında eğitim aldım. Sanırım
en büyük şanssızlığım bu eğitimin üzerine gidip Harvard Üniversitesi'nde aynı
alanda dört yıl çalışmam oldu. Aklımda her zaman Türkiye'ye gelmek vardı ve
2003 yılının Haziran ayında Türkiye'ye döndüm. Sadece internet üzerinden beş
yüze yakın iş başvurusunda bulundum. "Biz sizi tatmin edemeyiz" yaklaşımının
sonucu olarak da yalnızca 15 iş görüşmesine çağrıldım. Ailemin benim eğitimim
için yedi yılda harcadığı yaklaşık 300 bin doları bir işe yatırsaydım kesinlikle
hem daha çok para kazanırdım hem de şu ankinden daha mutlu olurdum. Maalesef
benim hayallerim şu ana kadar gerçek olmadı.
Mezunlarımızın ancak yüzde 60'ı iş bulabiliyor
Prof. Dr. Okan Tarhan (ODTÜ Rektör Danışmanı Kariyer Planlama Merkezi Başkanı):
On yıl önce ODTÜ mezunları havada kapılıyordu. Bugünse onlar da diğer üniversite
mezunları gibi iş ararken sorun yaşıyor. 2003 yılında her iki mezunumuzdan biri
iş buluyordu. Geçen yıl içinse bu oranın biraz daha arttığını ve mezunlarımızın
yüzde 60'ının istihdam sorunu yaşamadığını söylemeliyim. Bugün İstanbul'da en
büyük şirketlerin bizim okulda Bilgisayar, Endüstri ya da Elektrik Elektronik
bölümlerinden mezun olanlara önerdikleri rakam 1 milyar lira. Diğer bölümlere
önerilen maaş ise 600-700 milyon arasında. Maalesef önerilen bu rakam da İstanbul'da
hayata atılmayı düşünenler için reel bir meblağ değil. Benim üniversite mezunlarına
önerim yabancı dil, bilgisayar konusunda eksiklerinin olmaması ve kendilerini
çok iyi geliştirmeleri. Türkiye'de istihdam sorunu ciddi bir problem. İş bulamayan
üniversite mezunları ümitsizliğin onlara bir şey kazandırmayacağını unutmamalı.
vatan