Merkez Bankası enflasyon raporunu açıkladı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Ocak 2010 13:29, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Merkez Bankası, yıl sonu enflasyonunun, öngörüldüğü şekilde hedeflenenin altında çıkmakla birlikte, işlenmiş gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle tahmin edilenin üzerinde gerçekleştiğini belirtti.

Banka, Türkiye'de aylık gıda fiyat değişimlerinin AB-27;dekine oranla yaklaşık 4 kat daha fazla oynak olduğuna, işlenmemiş gıda fiyatları için bu farkın 6 kata kadar çıktığına dikkat çekerken, ''Türkiye'nin AB-27 ülkelerinin tümünden daha yüksek bir aylık işlenmemiş gıda fiyat değişkenliğine sahip'' olduğu tespitinde bulundu.

Merkez Bankası'nın bugün açıklanan 2010 yılına ilişkin ilk Enflasyon Raporu'nda, işlenmiş gıda fiyatlarında öngörülmeyen artışlar nedeniyle, Ekim 2009 Enflasyon Raporu;nda yüzde 5,8 olarak varsayılan yıl sonu gıda enflasyonunun yüzde 9,3 düzeyinde, yüzde 5,5 olarak tahmin edilen 2009 yıl sonu enflasyonunun da yüzde 6,5 düzeyinde gerçekleşmesini etkilediği kaydedildi.

Bankanın, ''2009'un ilk yarısında enflasyonda hızlı bir düşüş olacağını ve yıl sonunda enflasyonun hedefin altında kalacağını'' öngördüğü ve bu çerçevede politika faiz oranlarında hızlı bir indirim sürecine gittiği hatırlatılan değerlendirmede, yıl boyunca ''küresel krizin toplam talep üzerindeki etkilerine dair belirsizlikler'' ile ''petrol ve gıda fiyatlarındaki öngörülemeyen hareketlerin'' 2009 yıl sonuna dair enflasyon tahminlerinin çeyrekler boyunca dalgalı bir seyir izlemesine neden olduğuna ve bankanın bu doğrultuda tahminlerini güncellediği kaydedildi.

Meyve, sebze, et, balık gibi belirgin bir işleme sürecine tabi tutulmadan tüketime sunulan eşlenmemiş gıda ürünlerinin fiyatlarının işlenmiş olanlara kıyasla daha yüksek oynaklık sergilediğine işaret edilen değerlendirmede, şu tespitler yapıldı:

''Gıda fiyatları, gerek enflasyon görünümü gerekse enflasyon öngörüleri üzerinde önemli bir belirsizlik kaynağı oluşturmaktadır. İşlenmemiş gıda fiyatlarının gelişiminde daha çok meyve-sebze üretimi ve dış talep gibi unsurlar, işlenmiş gıda fiyatlarının seyrinde ise sektörel talep gelişmeleri ile ithalat fiyatları, döviz kuru gelişmeleri, hava koşulları ve motorin, buğday gibi girdi fiyatlarının belirleyici olduğuna işaret etmektedir. Bu bağlamda, işlenmemiş gıda fiyatları üzerinde özellikle arz yönlü unsurların etkisinin güçlü olduğu, işlenmiş gıda fiyatlarında ise göreli olarak konjonktürel gelişmelerin daha etkili olduğu dikkat çekmektedir. Nitekim geçen yıl Nisan'da işlenmemiş gıda fiyatları arz yönlü şoklar nedeniyle yüzde 19,35 oranında artış kaydederken, işlenmiş gıda fiyatlarındaki artış, girdi ve ithalat fiyatlarındaki gerilemeyle talep koşullarındaki zayıf görünüm sonucunda, yüzde 1,04 ile sınırlı kalmıştır.

Son yıllarda işlenmemiş gıda fiyatlarının yıllık enflasyonundaki dalgalanmaların boyutunun yüksek olduğu, işlenmiş gıda fiyatlarının yıllık artış oranındaki oynaklığın ise daha sınırlı olduğu gözlenmektedir. Nitekim, işlenmemiş gıda grubunda, 2009 yılında son beş yılın en düşük üçüncü çeyrek değişim oranının ardından, 4. çeyrekte meyve-sebze ve et fiyatlarındaki yükselişler sonucunda son 6 yılın en yüksek fiyat artışı yaşanmıştır. Bu doğrultuda, yıl sonu tüketici enflasyonu tahminin 1 puan yukarısında gerçekleşirken, sapmanın tamamı işlenmemiş gıda fiyatlarından kaynaklanmıştır. Dolayısıyla, söz konusu fiyatların seyri, tüketim sepeti içindeki payı da göz önüne alındığında, önemli bir tahmin belirsizliği oluşturmaktadır.''

-AB'YE GÖRE FİYAT OYNAKLIĞI ÇOK YÜKSEK

İşlenmemiş gıda ürünlerinin fiyatlarının oynaklığında hava koşullarının da etkili olmasının normal olmasına karşın, Türkiye'deki fiyat oynaklığının boyutunun diğer ülkelere kıyasla belirgin ölçüde yüksek olduğuna dikkat çekilen değerlendirmede, 2006-2009 döneminde aylık enflasyon oranları üzerinden AB-27 ülkeleriyle yapılan karşılaştırmalara göre, Türkiye;de aylık gıda fiyat değişimlerinin bu ülkelere göre yaklaşık 4 kat daha fazla oynak olduğu belirtildi. İşlenmemiş gıda fiyatları için bu fark 6 kata kadar çıkıyor.

Türkiye'nin AB-27 ülkelerinin tümünden daha yüksek bir aylık işlenmemiş gıda fiyat değişkenliğine sahip olduğu belirtilirken, ''İşlenmemiş gıda fiyatlarının tüketim sepeti içindeki payının da AB ülkelerine kıyasla yüksek olması nedeniyle, söz konusu fiyatların tüketici enflasyonuna yaptığı katkı, Türkiye;de belirgin bir oynaklık sergilemektedir'' denildi.

Rapora göre, 2006-2009 döneminde, Türkiye'de işlenmemiş gıda fiyatlarının aylık oynaklığı, Macaristan, Bulgaristan, GKRY, Malta, Letonya, Finlandiya, Polonya,Yunanistan, Slovenya ve AB-27 ülkelerine göre 4 kat daha fazla oldu. Türkiye'yi Macaristan, Bulgaristan, GKRY, Malta ve Letonya izliyor. Ancak Akdeniz ülkeleri arasında, fiyat oynaklığının yüksekliği açısından Türkiye'den sonra GKRY, Malta, Yunanistan ve Slovenya geliyor.

-ETTE FİYAT OYNAKLIĞI 10 KATA KADAR ÇIKIYOR-

Merkez Bankası değerlendirmesine göre, meyve, sebze ve et gibi önemli alt grup fiyatları, Türkiye'de oldukça oynak bir yapı sergiliyor. Özellikle kırmızı ve beyaz et fiyatları son 4 yıllık dönemde AB-27;ye oranla 10 kat daha yüksek oynaklık sergileyerek ilk sırada yer aldı. İncelenen dönemde, meyve fiyatlarında Türkiye, Macaristan'ın ardından ikinci, sebzelerde ise Bulgaristan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi;nin (GKRY) ardından üçüncü en yüksek oynaklığa sahip ülke oldu.

Türkiye'de işlenmemiş gıda fiyatlarının daha oynak bir yapıya sahip olmasının çok çeşitli nedenleri bulunduğu belirtilen raporda, Türkiye'nin bu ürünlerde önemli bir üretici konumunda olasına karşın, mevsimsel etkenlerin fiyatların gelişiminde Avrupa;ya göre daha etkili olduğu kaydedildi.

-FİYAT İSTİKRARINA GİDEN YOLDA YAPISAL DÜZENLEMELER GEREKLİ...-

Değerlendirmede, Türkiye gibi önemli bir meyve ve sebze üreticisi olmasına karşın İspanya;da işlenmemiş gıda fiyatlarının kayda değer bir oynaklık sergilemediğine dikkat çekildi.

Mevsimsel etkilerden arındırılmış fiyatlardaki değişimler incelendiğinde, Türkiye;de işlenmemiş gıda fiyatlarının oynaklığında mevsimsellik dışında kalan diğer faktörlerin ön planda olduğunun görüldüğü kaydedilen değerlendirmede, ''Üretici konumda olmayan ülkeler yurt içi tüketime sundukları işlenmemiş gıdaların temin kaynaklarını farklılaştırarak, bu kaynaklara gelen münferit şokların fiyatlarda oynaklık yaratma riskini azaltabilmektedirler'' denildi.

Fiyatların yüksek düzeydeki oynaklığında, tüketim tercihleri ve alışkanlıkların da etkili olduğu belirtilirken, meyve, sebze ve et gibi ürünleri işlenmemiş olarak tüketme alışkanlığının yaygın olması, bu ürünlere yönelik talebin fiyat esnekliğinin diğer ülkelere kıyasla düşük olmasına yol açtığına dikkat çekildi.

Fiyat istikrarına giden yolda yapısal düzenlemelerin gerektiği vurgulanan değerlendirmede, toptancı hallerle ilgili yasanın bir an önce tamamlanması gerektiği kaydedilirken, şu tespitlerde bulunuldu:

''Özellikle meyve ve sebze gibi ürünlerde, üreticiden nihai tüketiciye giden dağıtım zincirlerinin uzunluğu, her aşamadaki fiyatlama davranışının birbirinden etkilenerek, ekonomiye gelen şokların enflasyon üzerindeki yansımalarını şiddetlendirebilmektedir. Ayrıca, ulaştırma maliyetlerindeki oynaklık, sulama, üretim ve (ambalajlama tesisi, soğuk hava deposu gibi) saklama teknolojilerindeki altyapı eksiklikleri, kayıt dışılık gibi yapısal sorunların varlığı da fiyatlardaki oynaklığı artırmaktadır. Bu durum fiyat istikrarına giden yolda yapısal düzenlemelerin önemine işaret etmektedir. Bu çerçevede, halihazırda uzun süredir devam eden sebze ve meyve ticaretinin düzenlenmesi hakkındaki kanun hazırlıklarının tamamlanması ve uygulamada da hedeflenen amaçlara ulaşılabilmesi büyük önem arz etmektedir.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber