Her yıl okullara verilen milyonlarca kitap çöpe gidiyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 04 Mart 2010 00:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AKP Hükümetleri döneminde eğitimdeki en büyük icraat olarak lanse edilen ücretsiz ders kitapları projesi önce İlköğretimlerde ardından orta öğretimlerde başlatıldı.

Uygulamada çokça tartışılan noktalar ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber işin içinde bulunan eğitimcilerin yaşadıkları sorunları ve uygulamada düzeltilebilecek bazı hususları ele almak yerinde olacaktır.

1- Kitap tespitleri öğretim yılı başlamadan yapılmaktadır. Yani okullar kendilerine gelecek nakil ya da ilk kayıt öğrenci sayısı ile ayrılacak öğrenci sayısını bilmeden kitap talebinde bulunmaktadırlar.

2- Kurum yönetmelikleri gereği seçmeli dersler öğretmenler kurulunca seçilmeden ders kitabı tespiti bakanlıkça istenmektedir.

3- Okullar tarafından kitap tespiti yapılırken olası zayiatlara karşı sayı 5-10 takım fazla istenebilmektedir.

4- Başka okuldan nakil gelen öğrencinin ders kitabı örtüşmemekte ve bu öğrencilere de yeniden kitap temin edilmek durumunda kalınmaktadır. Temin edilemezse öğrenci kitapsız kalabilmektedir.

İşte bu sayılan nedenlerin tamamı kitap zayiatının milyonlara ulaşmasına yol açmaktadır.

Bu sorunların dışında kitabını kaybeden öğrenciler bu kitaplar dışarıda da satılmadığından temin etme güçlüğü çekilmekte ve bazı veliler için büyük sorun oluşturmaktadır.

Tüm bu nedenleri de içine alan bir değerlendirme yapıp öneri getirecek olursak;

1- Farklı il ya da ilçelere farklı yayınevi kitabının gitmemesi sağlanmalıdır. Örneğin seçilen İlköğretim 5.Sınıf Matematik kitabı tüm ülkede aynı olmalıdır.
2- Kitaplar okullara teslim edilmemeli dışarıdan satın alınabilmelidir.

Örneğin bakanlığın alım için anlaştığı A yayınevi kitaplarını okula yakın kırtasiyelere ya da dağıtımcılara bırakmalı dağıtımcı da bu kitapları öğrencilere vermelidir.

Öğrenci velilerinin bu kitapları ücretsiz temin edebilmeleri için bakanlıkça okullara öğrenci başına Kitap Kuponu gönderilmelidir. Okul idareleri de bu kuponları velilere imza karşılığı teslim etmeli veliler de bu kuponlarla beraber istediği dağıtıcı ya da kırtasiyeden bu kitapları alabilmelidir.

Bakanlık tüm öğrencilerin bilgilerine e-okul nedeniyle sahip olduğundan kişiye özel kupon hazırlaması da mümkündür.

Bakanlığın bu noktada dikkat edeceği tek husus öğrenciye her ders için ayrı kupon vermesi ya da okul idaresince verilmesini sağlamasıdır. Yani a dağıtıcıdan bulamadığı x dersi kitabını başka yerden de temin edebilir.

Bakanlığın bu kuponlar için çokça uğraşmasına da gerek yoktur. e-okul sistemine ekleyeceği bir modül ile karne basar gibi bu kuponlar basılabilir ve okulun mührü ile okul müdürünün imzası sonucu geçerlilik kazanabilir.

Daha sonra yayınevleri bu kuponlar vasıtası ile kitap paralarını devletten tahsil ederek dağıtıcılara ve kırtasiyelere ödeme yapabilirler.

- Böylece fazla ya da eksik kitap isteme sorunu sona erecektir.
- Kitabını kaybeden öğrenci kendi imkanı ile de olsa kitap temin edebilecektir.
- Devlet dağıtım için ödediği ücretten kurtulacaktır.
- Her yerde o dersin kitabının aynı olmasının sağlanması durumunda Nakil gelen öğrencinin kitabı değişik olmayacak, bu sağlanamasa bile nakil gelen öğrenci en azından dışarıdan kitap temin edebilecektir.

Bugün var olan okullarımızdan sadece 25 bin ilköğretim okulu her bir takımdan 5 adet fazla kitap istemiş olsa ki İlköğretimler 8 sınıflı olduğundan 8X5x25.000=1.000.000 takım kitap eder. Bu da yaklaşık 10 milyon adet kitaptır.

En azından bu israfı önlemek yıl içinde yaşanan sorunları minimize etmek adına bu sorunun yeniden ele alınması gerekir.

Hatta ve hatta maddi durumu iyi olup kitabı devletten almayarak kendi imkanı ile almak isteyen veliye de olanak sağlanmış olur. Belki ilerleyen süreçte ücretsiz kitaplara ayrılan kaynağın sadece bir kısmı gerçek anlamda maddi durumu yetersiz öğrencilere dağıtılarak kalan miktar eğitimde başka alanlara aktarılabilir.

Ücretsiz Ders kitapları uygulaması ile ilgili olarak 19.02.2008'de Ücretsiz Ders Kitapları ve Eğitim başlığı ile ele almış ve orada bu kaynak ile İstanbul'un eğitiminin çözümlenebileceğini dahi hesaplarla ortaya koymuştuk.

O sayfadaki cümlelerin sonunu tekrar hatırlatmak isterim;

"Size bir de İstanbul Değerlendirmesi Yapmak İstiyorum:
2006-2007 öğretim yılı MEB istatistiklerine göre (3) İstanbul'da 1529 okul 42.681 şube, 1.796.466 öğrenci bulunmaktaydı.
Yani şube başına düşen öğrenci sayısı 42'dir. (Bu rakam sizi yanıltmasın bazı okullarda 70-80 kişi olan sınıflar bazı okullarda 15-20'lerde olduğundan ortalama rakam 42'dir.) 30 kişilik sınıflarda eğitim yapabilmek için gerekli şube sayısı ise 59.882'dir. Yani 17.201 şubeye daha ihtiyaç bulunmaktadır.
Bir çok okulumuzda ikili eğitim yapıldığını da göz önüne alırsak yaklaşık olarak (ikili eğitime devam etmek kaydıyla) 9.000 dersliğe ihtiyaç bulunmaktadır. Yani 24 derslikli 375 okul yaptığımız taktirde mevcutları 30'a çekebilmekteyiz. 24 Derslikli bir okulun maliyetinin 3 Milyon YTL civarında olduğuna göre 1,125 Milyar YTL Paraya ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu da bakanlığın 5 yılda ders kitaplarına ayırdığı bütçeye denk bir rakamdır."

Yıl 2008 hesap böyle idi 2010 yılına gelindiğinde durumun daha çok değiştiği de akıllardan çıkarılmamalıdır.

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber