Serap'ı yakan yalan!

Kaynak : Vatan
Haber Giriş : 10 Temmuz 2010 11:02, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Serap'ı ?Koşulları kötü' diye yakmışlardı!

İstanbul Küçükçekmece'de 8 Kasım 2009 günü İETT otobüsüne yapılan molotofkokteylli saldırıda 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Serap Eser yanmıştı. 29 gün hastanede yaşam savaşı veren Serap, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Saldırı sonrası 4'ü çocuk 6 şüpheli, yasadışı örgütü üyesi olmak, patlayıcı madde atarak adam öldürmeye teşebbüs ve kamu malına zarar vermek suçlarından tutuklandı. Serap ambulansla hastaneye kaldırılırken olay yerine geri dönen ve TV kameralarına takılan zanlılardan H.K. ifadesinde, ?Öcalan'ın cezaevi koşullarını protesto etmek için eyleme karar verdik. Bir arkadaşımız otobüsün havalandırma camından molotofkokteyli attı. Otobüsün içinde bir kişinin yandığını gördüm. Biz de kaçtık. Merak ettiğim için olay yerine geri döndüm. Genç kızın yandığını görünce içim sızladı' demişti.


'Koşulları standartlara uygun'

Öcalan'la ilgili iddialara son nokta!

Abdullah Öcalan'ın ?İmralı'da tecrit altındayım? iddiasını inceleyen Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi'nin hazırladığı raporda koşulları çok iyi bulundu. Öcalan'ın tecrit altında olmadığı sonucuna varan komitenin 5 kişilik bağımsız komisyonu, haftada bir saat masa tenisi, basketbol, voleybol gibi spor yapma imkanı olduğu ve hatta yakında futbol, bilardo, badminton ve tavla oynama fırsatı bulacağını duyurdu.

Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), PKK sempatizanlarının özellikle Güneydoğu'yu ateş altında bırakan ?Öcalan tecrit oluyor? iddiasına son noktayı koydu. Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren komite, terör örgütü başının mahkumiyet koşullarının uluslararası standartlara uygun olduğunu ve tecrit iddialarının geçerli olmadığını açıkladı. Komite, 26-27 Ocak 2010 tarihlerinde İmralı'yı ziyaret ederek, Öcalan'ın mahkumiyet koşullarını inceledi.

15 sayfalık rapor

Bu inceleme sonucunda biri doktor, 5 kişilik bağımsız komite tarafından hazırlanan 15 sayfalık rapor ve Türkiye'nin buna 25 sayfalık yanıtı dün yayınlandı. Raporda Öcalan dahil İmralı'da bulunan 6 mahkumla birebir görüşmeler yapıldığı ve hapishane koşullarının ?yüksek standartta? olduğu sonucuna varıldı. Rapor sonrasında CPT, Öcalan'ın cezaevi koşulları konusunda dünya kamuoyuna bir açıklama yapılmasının gerekli olmadığına da karar verdi. Komite, 2008 yılında koşulların iyileştirilmemesi durumunda böyle bir açıklama yapacağını beyan etmişti.

Raporunun Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşulları hakkında AİHM gündeminde olan davayı etkileme olasılığı da oldukça yüksek. AİHM gibi bir Avrupa Konseyi organı olan CPT'nin belgeleri Strasbourg Mahkemesi için referans belge niteliğinde. AİHM'nin Öcalan'ın avukatlarının açtığı ?tecrit? davasında kararını CPT raporları temelinde bu yıl sonundan önce açıklaması bekleniyor.

AİHM kararını etkileyebilir

CPT, Abdullah Öcalan'ı 1999, 2001, 2007 ve 2010 yıllarında olmak üzere bugüne kadar 4 kez İmralı'da ziyaret etti. CPT 2008 yılında da Öcalan hakkında Ankara'da Adalet, İçişleri ve Savunma bakanları ve TSK ile üst düzey temaslarda bulunmuştu. Terör örgütünün başı, tecrit iddialarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de (AİHM) götürmüştü. AİHM ise 12 Mayıs 2005'te yayımladığı nihai kararında, tecrit iddialarını inceleyerek bu konuda Türkiye'ye hak vermişti. Bağımsız uzmanlardan olu∫an Avrupa İ∫kence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, gerektiğinde haber vermeden üye ülke cezaevi ve karakolları tefti∫ etme hakkını sahip.Komite, yayımladığı raporları daha sonra Avrupa Konseyi karar organı Bakanlar Komitesine sunuyor

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber