Diyanet'te 28 Şubat uygulaması sona eriyor

Haber Giriş : 04 Mart 2005 10:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

28 Şubat süreci ile birlikte getirilen merkezi vaaz ve hutbe uygulaması sona eriyor. Diyanet vaaz ve hutbenin tek elden belirlenmesi sisteminden vazgeçiyor.

Diyanet merkezî vaaz ve hutbeden vazgeçiyor

Diyanet İşleri Başkanlığı, merkezî vaaz ve hutbe sisteminden vazgeçiyor. Hutbe ve vaazların kriterleri belirlenip, imamlar eğitimden geçirildikten sonra vaaz ve hutbe cami imamına bırakılacak.

Ayrıca yaz Kur'an kurslarındaki ?Kur'an, dini bilgiler ve siyer (Peygamberimiz'in hayatı)? öğretim tekniği de değiştirilecek. Yabancı dil öğrenilirken kullanılan ?kur' sistemine geçmeye hazırlanan Diyanet, Kur'an-ı Kerim'i de kurlarla öğretecek.

1997'den sonra yavaş yavaş başlayan merkezî sistemde yapılan vaaz, ilçe veya illerdeki bütün camilerden dinleniyor. Hutbeler de uzun yıllardan beri Diyanet tarafından belirleniyor. Köy ve kasabalardakiler dahil bütün camilerde imamlar, aynı hafta aynı hutbeleri cemaate okuyor. Merkezî vaaz, sesin hoparlörden gelmesi, bire bir etkileşimin olmaması sebebiyle pedagojik bulunmuyor.

Ayrıca vaaz ortasında gelen ticari taksi telsiz anonsları veya bir radyo frekansından duyulan şarkı sesleri cemaatin camideki motivasyonunu bozuyor. Hutbelerin ise Ankara'dan gönderilip zorunlu okutulması yerine il, ilçe ve köylere göre değişiklik göstermesi gerektiği ifade ediliyor. Diyanet, imamların ve vatandaşların tepkisi üzerine merkezî vaaz ve hutbe sistemini kaldırmayı kararlaştırdı. Merkezî sistem kaldırılmadan önce bütün imamlar, vaaz ve hutbe okuma konusunda kapsamlı eğitimden geçirilecek. Daha sonra eskiden olduğu gibi cami imamının vaaz verdiği ve hutbesini kendi seçtiği sisteme geçilecek. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Şevki Aydın, önce hutbe hazırlama ve okuma kriterleri belirlediklerini, şimdi ise merkezî vaaz sisteminde değişiklik yapmaya hazırlandıklarını söyledi. Aydın, merkezî sistemden ?bazı sakıncalar nedeniyle' vazgeçtiklerini belirtti.

?Hitabette beden dili de önemli'

Diyanet'in merkezî sistemden vazgeçme kararı din görevlilerini de sevindirdi. Yıllardır merkezî vaaz ve hutbeye eleştiri getirdiklerini hatırlatan Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, ?Oldu olacak namazı da merkezî sistemle kıldırın, diye tepkimizi dile getiriyorduk.? dedi. Merkezî sistemi din görevlilerinin hizmetine, bilgisine ve kabiliyetine vurulmuş bir pranga olarak gören Yıldız, insanların sadece kelimelerle değil beden dilleriyle de konuştuklarını hatırlattı.

Yıldız, ?İnsanlar muhataplarına beden dilleriyle de etki ederler. Kişinin sesinin bir kutudan gelmesi, gördüğünüz insanın konuşması kadar etkili olamaz.? dedi. Hutbelerin de yörenin ihtiyaçları ve o günün gündemine göre okunması gerektiğini anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

?Erzurum'da deprem olmuşsa ve Ankara'dan daha önce gelen hutbe trafikle ilgiliyse, bu olmaz. Ayrıca trafik hutbesini köyde okumanın da hiçbir anlamı yoktur. Belki bazı hutbeler merkezden gelebilir; ama bu bir kaynak olarak değerlendirilmeli, zorunlu olmamalı. Gönderilen hutbeyi son cümlesine kadar okumadığı için soruşturmaya tabi tutulan insanlar oluyor.? Diyanet-Sen Genel Başkan Yardımcısı İsmail Karakaya da vaazlarda cemaatle vaizin yüz yüze gelmesinin karşılıklı iletişim açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Karakaya, merkezî vaaz sisteminin de vaiz gönderme imkanı olmayan camiler açısından faydalı olabileceğini; ama kabiliyeti olan imamların kısıtlanmaması gerektiğini söyledi.

?Her bölgede farklı sorunlar var' itirazı

Gazeteci Ruşen Çakır ve İrfan Bozan tarafından Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı için hazırlanan ?Sivil, Şeffaf ve Demokratik Bir Diyanet İşleri Başkanlığı Mümkün mü?? başlıklı araştırmada da şu görüşlere yer veriliyor: ?Hutbelerin merkezîleşmesine, her caminin farklı cemaati olduğu; her bölgede farklı sorunlar bulunduğu gerekçesiyle itirazlar da geliyor. Merkezî vaaz, vaazda göz temasının ve vücut dilinin önemli olduğu gibi gerekçelerle eleştirilebiliyor. Bütün bu uygulamalar, zaten kalitesi hakkında şüpheler bulunan din görevlilerini iyice tembelleştiriyor, özellikle gençlerin şevkini kırıyor. Bazı cemaatler ve İslamcıların hutbe ve vaazların esas olarak siyasi nedenlerle merkezîleştirildiğini ileri sürmesi, sorunu daha da karmaşıklaştırıyor. Sonuçta bu merkezîleştirmeler Diyanet'in kendi personeline güvenmediğinin kanıtı olarak algılanabiliyor.?

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber